Global ölçekte, İsrail’in askeri operasyonlarına karşı yükselen tepkiler, işçi eylemleri ve sivil toplum kuruluşlarının protestolarıyla kendini gösteriyor. Örneğin, Yunanistan'daki Pire Limanı’nda işçiler, İsrail’e gidecek silah dolu konteynerleri yüklemeyi engelledi. İtalya ve Belçika’da da benzer eylemler yapılarak, uluslararası ZIM firmasının askeri malzeme sevkiyatları mahkemeye taşındı.
Yunanistan'da, işçiler Hayfa Limanı’na gidecek mühimmat dolu konteynerin yüklenmesini engellemek için bedenlerini siper etti. Protestocular, "Katiller, limandan çıkın" ve "Filistin’e özgürlük" sloganları atarak, bu sevkiyatın durdurulması gerektiğini vurguladılar. Fransa ise, Paris'teki EURONAVAL Savunma Fuarı’na İsrailli şirketlerin katılımına onay vermeyerek dikkat çekti. Belçika’da ise, insan hakları örgütleri, ZIM'a karşı hukuki süreç başlattı.
TÜRKİYE İSRAİL'İ ELEŞTİRİYOR OLSA DA TİCARETİN SÜRMESİ TEZAT OLUŞTURUYOR
Türkiye'de ise durum farklı. İktidar, sert bir dille İsrail’i eleştirirken, ticaretin sürmesi çelişkili bir tablo oluşturuyor. ZIM firmasına ait gemilerin Mersin Limanı’na yanaşması üzerine yapılan protestolar, polis müdahalesiyle bastırıldı. Protestocular, "Soykırıma karşı sessiz kalmayacağız" diyerek, ticareti eleştirdiler.
Dünya genelinde İsrail’e karşı yükselen tepkilere rağmen, Türkiye’deki limanların İsrail’e açık kalması, devletin ikili tutumunu gözler önüne seriyor. Aktivistler, uluslararası toplumun tepkilerini örnek alarak, kendi ülkelerinde de benzer eylemlere ihtiyaç duyuyor.