Sahaba Hastanesi’ndeki kan laboratuvarı uzmanı Rami Ebu Sidu, günlük olarak sadece 20-30 ünite kan bağışı aldıklarını ve bu sayının, kuzeyde yaralananların sayısıyla kıyaslandığında son derece yetersiz kaldığını ifade ediyor. Ebu Sidu, “Bu laboratuvar, Şifa Hastanesi’ndeki ihtiyacın yalnızca yüzde 10'unu karşılayabiliyor,” diyor.
Birleşmiş Milletler’in raporuna göre, Gazze’nin tamamında gıda güvensizliği yaygın ve bu durum, insanların sağlıklı beslenmelerini engelleyerek kan bağışı yapmalarını zorlaştırıyor. Açlık nedeniyle bağışçılar, güçsüz ve yetersiz beslenmiş halde hastaneye geliyor. Ebu Sidu, “Bağışçılar geldiklerinde çok bitkin oluyorlar, çoğu kan verdikten sonra baş dönmesi yaşıyor,” diyerek durumu özetliyor.
Lösemi ve böbrek hastalarının sıkça kana ihtiyaç duyduğunu belirten Ebu Sidu, “Laboratuvarımızda 100 ünite kan var, ama bu, olması gerekenin yarısı bile değil,” şeklinde uyarıyor. Kan bulamayan yaralıların ölüm riskiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Ebu Selman Meşravi ise, “Kardeşlerimiz kan eksikliğinden ölüyor. Arap ülkelerinden yardım istiyoruz,” diyor.
Bağışçı Muhenned Hırez de benzer duygular taşıyor; “El-Ehli Baptist Hastanesi’nde en az 3 kişi kan bulamadığı için hayatını kaybetti. Yetersiz beslenme nedeniyle insanlar kansızlık yaşıyor ve bu da kan bağışını olumsuz etkiliyor,” diye ekliyor. Gazze’deki kan sıkıntısı, bölgedeki insanların hayatlarını tehdit eden bir durum haline gelmiş durumda.