Ancak yüksek faizle borç bulabilen Türkiye'de ekonomi her yıl biraz daha borç-faiz sarmalına sıkışıyor. Hazine'nin faiz yükü her yıl daha da artıyor.
Hazine ve Maliye Bakanlığının 2024 yılı gelişmeleri ve 2025 yılı öngörülerini içeren "Hazine Finansman Programı" gelecek yıla ilişkin borç beklentilerini açığa çıkardı. Orta Vadeli Program (OVP) ve Merkezi Yönetim Bütçesi öngörüleri esas alınarak hazırlanan 2025 yılı Hazine Finansman Programına göre Hazine, gelecek yıl anaparadan fazla faiz ödeyecek.
Birgün'den Havva Gümüşkaya'nın haberine göre nakit iç borçta vade süresi geçen yıla göre 16,5 ay kısaldı. Programa göre geçen yıl 65,1 ay olan nakit iç borçlanmanın ortalama vadesi, bu yıl Ocak-Ekim döneminde 48,6 ay oldu. Yüzde 20,6 olan sabit getirili Türk lirası cinsi iç borçlanma ortalama maliyeti de aynı dönemde yüzde 36 seviyesinde gerçekleşti. Bu yıla ilişkin gerçekleşme tahminlerine göre yılsonuna kadar 1 trilyon 72,3 milyar TL’si anapara, 1 trilyon 180 milyar TL’si ise faiz ödemesi olmak üzere toplamda 2 trilyon 252 milyar TL tutarında borç ödenecek.
BORCA GİDECEK
Ülke ekonomisini de borca takla attırarak idare etmeye çalışan ekonomi yönetimi yeni borç bulabilmek için daha fazla borçlanıyor. 2025 yılında, 1 trilyon 373,2 milyar TL anapara ve 1 trilyon 868,7 milyar TL faiz olmak üzere toplam 3 trilyon 241,9 milyar TL ödeme yapılması öngörülüyor. Bunun 2 trilyon 385 milyar TL’sinin iç borç, 856,9 milyar TL’sinin ise dış borç oluşturuyor.
PROF. DR. MEHMET ŞİŞMAN: ENFLASYONLA MÜCADELE DOĞRU YOLDA DEĞİL
“Vade kısaldığı gibi, faiz anaparayı geçiyor. Finansman maliyeti de artıyor ne yazık ki. Ortalama iç borçlanma faizi yüzde 15'in üstünde bir farkla yükselmiş. Bu kötü bir gelişme. İç borçlanma maliyetindeki yükseliş toplam talepteki daralmayla ilişkili olduğunu düşünüyorum. Ekim ayı enflasyonu da muhtemelen yüzde 3'e yakın gelecek. İstanbul’un enflasyonu yüzde 3,64 geldi. Bu nedenle Kasım’da politika faizinin düşmesi beklenemez. Dolayısıyla bu finansman maliyetini küçültecek bir tablo henüz ortada yok. 2025 yılında 2024'ün benzeri bir tabloyla karşı karşıyayız. Enflasyon artış hızı düşmedikçe bu tablo değişmez. Döviz kurundaki yükseliş veya küresel ekonomik gelişmeler değil içerdeki yanlış ekonomi politikalarından kaynaklı iç finansman maliyetindeki yükseliş sürüyor. İç borçlanma maliyetindeki yükseliş enflasyonla mücadelenin doğru yolda olmadığını gösteriyor. Dışardan fon girişi de çok yavaş olduğuna göre oradan da maliyet düşmez.”
CEVDET AKAY: GELECEĞE İPOTEK KOYDULAR
“Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz 2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe sunumunda, bütçenin faiz bütçesi olmaktan çıktığını ve yatırım bütçesi olduğunu ifade etti. Fakat, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan Hazine Finansman Programı Yılmaz'ı yalanlıyor. 2025 yılı bütçesinin 1 trilyon 950 milyarlık bir faiz gideri var, bunun bütçe büyüklüğüne oranı yüzde 13, gelirlere oranı da yüzde 16 civarında. Borçlanma oranı çok yüksek ve borç ödeme sorunu var. Bütçe borç, faiz ve kur farkı gideri sarmalına girmiş durumda. Bu durum ülke ekonomimizi zorlayacak. İktidar ülkemizi iflasa sürüklemek için adeta her yolu deniyor. Öngörüsüz politikalarla borçlanan ve borç parayla ülke ekonomisini idare etmeye çalışan iktidar ülkemizin geleceğine ipotek koyuyor."