Ağızdaki lekelere dikkat: Kanser belirtisi olabilir

Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emine Nur Kahraman ağız içinde oluşan bazı lezyonlar (örneğin, beyaz veya kırmızı lekeler) kansere dönüşebilir diyerek ağır ve diş sağlığının önemini anlattı

Ağız, Diş ve Çene Radyolojisi Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Emine Nur Kahraman, ağız kanserinin sebep olabileceği faktörlerin, yaşlanma, sigara ve alkol kullanımı, zayıf bağışıklık sistemi, kötü beslenme ve genetik yatkınlıkların olabileceğini söyledi. Ve, “Ağız içinde oluşan bazı beyaz veya kırmızı lekeler kansere dönüşebilir. Sigara ve alkol; özellikle ikisinin aynı anda tüketimi, ağız kanserinin en yaygın sebeplerindendir” dedi.

Dr. Öğr. Üyesi Emine Nur Kahraman, ağız kanserini, ‘ağız içinde veya boğazda bulunan dokularda başlayan kötü huylu hücrelerin anormal büyümesi ve çoğalması’ şeklinde tanımladı.

‘AĞIZDAKİ BEYAZ VE KIRMIZI LEKELERE DİKKAT’

‘Ağız kanseri’ teriminin, kansere dönüşme riski taşıyan beyaz veya kırmızı lekelerin ve doğrudan kanserli hücreleri kapsadığını işaret eden Dr. Öğr. Üyesi Kahraman, en yaygın türünün ise ağız içindeki yüzeysel skuamöz hücrelerden kaynaklanan oral skuamöz hücreli karsinom (deri ve ağız içi, dil gibi organlardan köken alan kanser türü) olduğunu ifade etti.

‘SİGARA VE ALKOLÜN AYNI ANDA TÜKETİMİ EN YAYGIN SEBEPLERDEN BİRİ’

Dr. Öğr. Üyesi Emine Nur Kahraman, ağız kanserinin sebep olduğu ve risk faktörlerini paylaştı:“Ağızda kötü huylu hücrelerin anormal büyümesi ve çoğalmasının başlıca nedenleri yaşlanma, sigara ve alkol kullanımı, zayıf bağışıklık sistemi, kötü beslenme ve genetik yatkınlık gibi faktörlerdir. Ayrıca, ağız içinde oluşan bazı lezyonlar (örneğin, beyaz veya kırmızı lekeler) kansere dönüşebilir. Sigara ve alkol; özellikle ikisinin aynı anda tüketimi ağız kanserinin en yaygın sebeplerindendir.”

‘ERKEKLERDE DAHA ÇOK GÖRÜLÜYOR’

ABD’deki Ulusal Kanser Enstitüsü (National Cancer Institute) verilerine göre, ağız boşluğu ve yutak kanseri, tüm yeni kanser vakalarının yüzde 2,9 'unu ve kanser ölümlerinin yüzde 2'sini oluşturduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Üyesi Kahraman, “Türkiye'de ise Sağlık Bakanlığı’nın 2018 verilerine göre, ağız ve yutak kanserleri erkeklerde 2.263 vaka ile 100.000 kişide 4,9 oranında, kadınlarda ise 1.103 vaka ile 100.000 kişide 2,2 oranında görülmüştür” dedi.

‘DOKULARDA MEYDANA GELEN AŞIRI SERTLİK YA DA YUMUŞAKLIK RİSKLİ’

Dr. Öğr. Üyesi Kahraman, ağız kanserlerinin belirtilerini ise şöyle sıraladı:“Ağız kanserinin belirtileri arasında ağız içi dokularda uzun süre geçmeyen beyaz veya kırmızı lekeler, iyileşmeyen yaralar, uzun süre devam eden lenf bezi şişlikleri yer alır. Ayrıca, dudaklarda, yanaklarda, damakta veya dildeki dokularda meydana gelen kıvam değişiklikleri; aşırı sertlik ya da aşırı yumuşaklık gibi durumlar da ağız kanserine işaret edebilir. Bu belirtilerin fark edilmesi halinde derhal bir uzmana başvurulması önemlidir.”

‘DÜZENLİ DİŞ HEKİMİ KONTROLLERİNE GİDİLMESİ GEREKİR’

Dr. Öğr. Üyesi Kahraman lezyon şüphesinde kesin tanı için biyopsi yapılmasının en önemli adım olduğunun altını çizerek, “Biyopsi sırasında alınan doku örneği laboratuvarda incelenerek, kanserli hücreler olup olmadığı belirlenir. Eğer hasta biyopsiyi reddederse veya biyopsi imkânı yoksa, sitolojik testler de geçici bir çözüm olarak kullanılabilir, ancak bu testlerin doğruluk oranı biyopsiye göre düşüktür” şeklinde konuştu.

Ağız sağlığı için ağız bakımında nelere dikkat edilmedi gerektiğini aktaran Dr. Öğr. Üyesi Kahraman, “Düzenli diş fırçalama ve diş ipi kullanımıyla ağız hijyenine dikkat edilmesi, düzenli diş hekimi kontrollerine gidilmesi büyük önem taşır. Keskin kenarlara sahip eski dolgular, kaplamalar, kırık dişler; sürekli yanak içini, dudakları, dili ısırmak- çiğnemek gibi alışkanlıklar ağız mukozasında kronik bir hasara sebep olarak kanser riskini arttırabilir” ifadelerini kullandı.

‘ERKEN TEŞHİSTE CERRAHİ MÜDAHALE YETERLİ OLABİLİR’

Ağız kanserinde kullanılan tedavi yolları hakkında bilgiler paylaşan Dr. Öğr. Üyesi Kahraman, “Ağız kanseri tedavisinde temel yöntem, kanserli lezyonların cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Cerrahi işlemlerin yanı sıra, kanserin evresine göre radyoterapi ve kemoterapi de tedavi seçenekleri arasında yer alır. Tedavi planı tümörün boyutu, yayılım durumu ve hastanın genel sağlık durumu gibi faktörlere göre belirlenir. Erken teşhis edilmiş vakalarda cerrahi genellikle yeterli olurken, ileri evre vakalarda cerrahiyi radyoterapi ve kemoterapi ile desteklemek gerekebilir” diyerek açıklama yaptı.

Gündem Haberleri