Ahmet Özer'in tutukluluğuna devam kararı: Kızı Seraf Özer'den tepki

Esenyurt'un seçilmiş belediye başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer'in Silivri'de görülen duruşmasında, mahkeme Özer'in tutukluluk halinin devamına karar verdi.

4 Kasım’da tutuklanan ve ardından yerine kayyum atanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, 15 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davadan 6 ay sonra hakim karşısına çıktı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülen davanın duruşması bugün görüldü. Mahkeme tutukluluğa devam kararı verirken duruşmayı 14 Temmuz'a erteledi.

Özer'in kızı Seraf Özer, tutuklama kararı sonrası basına açıklama yaptı:

*Bugün güzel bir haber vermek isterdim. Fakat ben umut dolu çıktım. Çünkü babamın dirayeti ve gücünü bir kez daha görmüş olduk.

*Bugün tarihi bir savunma yaptığını düşünüyorum. Dosya zaten geldiği noktada kendisi iddiaları çürütmüş durumda, mevcut konjektur, dosyaya giren evraklar...

*Bugün açıkçası bu açıklamayı yaparken duygularımın akılında konuşmak istiyorum. Bugün bir umutla geldim buraya, çünkü barış sürecine olan inancımla, hukuk ve demokrasiye olan inancımla geldim.

*Nasıl ki bugün buraya umutla geldiysem bu mücadeleyi de daima umutla sürdüreceğim. Babamın yaptığı tarihi savunma eminim hepinizi çok etkilemiştir. Avukatlarımızda huzurunuzda çok teşekkür etmek isliyorum.

*Onlar da çok güçlü bir savunma yaptılar. Hatta savcı tutukluluğunun devamına kararı talep ettiğinde Hasan hoca öyle bir savunma yaptı ki yüreğime okundu ve duygusallaştığım anlar oldu.

"ERGENEKON, BALYOZ, FETÖ DOSYALARINDA MEVCUT ŞEYLERİ YAŞADIK"

*Allah kimseyle böyle bir şeyle sınamasın ama duvarları konuştuğunuzu hissetmek, haklılığınız gücüyle çıkıp orada yedi buçuk saat savunma yapmak... Fakat sonra basma kalıp bir gerekçeyle sanki insan hayatı bu kadar ucuzmuş gibi, birisinin özgürlüğünden bir gün bile mahrum etmek bu kadar kolaymış gibi basma kalıp ifadelerle tutukluluğunun devamına karar verildi.

*Bunu bütün samimiyetimle söylüyorum. Bunu bütün inancımla söylüyorum ikna edici hukuki bir gerekçe olsaydı, emin olun burada, 'Tamam bir sonraki duruşmada daha iyisini yaparız' diye çıkardım. Hiçbir şeyi eksik yapmadık.

*Bence fazlasıyla iyiydi. Ama duvara konuştuk. Türkiye'de maalesef ilk defa böyle günlerden geçmiyoruz. Geçmişte Ergenekon, Balyoz, FETÖ dosyalarında mevcut şeyleri yaşadık. Ben burada şöyle seslenmek istiyorum, lütfen adaletsizliğe karşı sessiz kalmayın.

*Ateş sizin eve düşmeden bana değmeyen yılan bin yıl yaşasın demeyin. Çünkü adalet sadece mahkemelerin konusu değil. Adalet aynı zamanda bireylerin devlete olan güvenine, toplumun birbirine olan saygısına, ekonominin istikrarına. Dolaysıyla bizim bu ülkede kardeşçe, huzur içinde yaşamamızı belirleyen en temel unsurlardan birisi. Dolaysıyla adaletin olmadığı bir yerde hiç kimse kendini güvende hissetmesin.

"SUÇUN NE OLDUĞUNA SONRA BAKARIZ"

*Umudumu yitirmiş değilim. Biz babamı özgürlüğüne kavuşturacağız. Bu dosyadan muhakkak beraat edecek. Am bu sürecin aynı zamanda bu yürütülen barış sürecine vurulan bir darbe olduğunu düşüyorum. Kamuoyunda itibarını yitirmiş bu dosyada çok trajikomik bir şekilde Erkan Çakır'ın ismi dahi anıldı.

*Kendisi hakkında suç duyurusunda bulunduğumuzda iddianame yazılmıştı ve kendisi sosyal medya hesaplarından benim hakkımda nasıl iddianame yazarsın diye bir paylaşım yapmıştı. Akabinde iddianamesi iade edildi. İddianameyi hazırlayan savcı şikâyet edildi. Ve aslında babamın duruşmada söylediği şeyin haklılığını ortaya koyuyor.

*Babamı içeriye aldılar ve sonrasına 'Ver belediyeyi, gir içeri. Suçun ne olduğuna sonra bakarız' dediler. Bugün de aynı usulle devam ediyorlar. Ama ben hala umudumu kaybetmedim. Bu ülkede hukuk, demokrasi gelecek, biz bunu göreceğiz. Ant olsun ki ben bu mücadeleden vazgeçmeyeceğim. Babamı sağlıkla özgürlüğüne kavuşturana dek ben mücadele etmeye devam edeceğim. Bunu her zaman söyledim.

*Ben artık 30 Ekim 2024 ve sonrası Seraf diye ayırıyorum kendimi. Edindiğim tecrübe bana lütfen halkımız adaletsizliğe sessiz kalmasın diyor. Bu hepimizin problemi. Babamın mücadelesiyle gurur duyuyorum. Onun kızı olmaktan onur ve gurur duyuyoruz. Bugün babama terörist diyenler, barış ve kardeşliği hançerleyenlerdir. Bu ithamı şiddetle reddediyorum, kabul etmiyorum.

ÖZER: BENİM BİR TERÖR ÖRGÜTÜNE ÜYE OLMAM MÜMKÜN DEĞİLDİR

Özer, İmralı Süreci'nde AKP iktidarının, "Soyadımız Türkiye" sözünün sahibinin kendisi olduğunu ifade etti.

Özer şunları ifadesinde şunları söyledi:

*Ben bir bilim insanıyım. Etnik gruplar üzerine çok sayıda araştırma yaptım. Ben etnik grupların ülkemizde refah bir şekilde yaşayabilmesi için araştırmalar ve çalışmalar yaptım. Bu güne kadar hiç mahkeme yüzü görmedim. Benim bir terör örgütüne üye olmam mümkün değildir. Bunun neden mümkün olmayacağını anlatmaya çalışacağım.

*Ben yıllarını barışa ve bilime adamış bir insanım, onlarca kitap, yüzlerce makale, binlerce sempozyum, konferans yaptım. Onlarca ödül aldım. Ben adil olduğuna inanmak istediğim vicdanınıza sesleniyorum. Böyle bir insan terör örgütüne iradesini teslim eder mi?

*Adlarımız farklı olsa da soyadımız Türkiye'dir sözünün mimarı benim.

*Ben Esenyurt Belediye Başkanı olarak seçilmeseydim bu gün huzurda olmayacaktım. Bu suçla itham edilmeyecektim. Ben seçilmeseydim bu gün barış sürecinde aktif rol alacaktım.

*Esenyurt'ta 700 bin seçmen var, ben seçmenin yarısından fazlasının oyunu alarak seçildim. Esenyurt'u alan İstanbul'u alır, İstanbul'u alan Türkiye'yi alır öngörüsü nedeniyle Esenyurt'u ele geçirebilmek için kayyım atayarak ele geçirdiler.

Gündem Haberleri