DEM Parti, Halk TV gazetecileri Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker'in gözaltına alınmasına tepki gösterdi.
Parti, iktidarın basını kontrol altına alma çabalarına rağmen bağımsız gazetecilere tahammül edemediğini belirtti.
Halk TV gazetecilik yaptığı için susturulmaya çalışılıyor. Gazeteci Barış Pehlivan İstanbul Büyükşehir Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tepki gösterdiği Bilirkişi S.B'ye söz hakkı tanıdığı için Halk TV binası önünden gözaltına alındı. Pehlivan'ın ardından Halk TV Haber Müdürü Serhan Asker ve Neden Sonuç programı sunucusu Seda Selek gözaltına alındı.
DEM Parti, gözaltılara tepki gösterdi. DEM Parti açıklamasında basına yönelik baskıların yıllardır sürdüğü vurguladı. DEM Parti basın özgürlüğünün demokrasinin temel taşlarından biri olduğuna dikkat çekilerek, halkın haber alma hakkının engellenmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti.
"İKTİDAR SALDIRILARDA SINIR TANIMIYOR"
Parti, gazeteciliğin suç olmadığını ve halkın gerçekleri öğrenme hakkını savunmaya devam edeceklerini belirterek, baskılara karşı dayanışma çağrısı yaptı.
DEM Parti'nin açıklaması şöyle:
İktidar, sadece gazetecilik yaptıkları, toplumu bilgilendirdikleri ve gerçekleri halka anlattıkları için muhalif basına yönelik baskılarda ve saldırılarda sınır tanımıyor. Bugün de Halk TV yazar ve yorumcuları, Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek gözaltına alındı. Ayrıca RTÜK muhalif televizyonlara göz açtırmıyor, ceza üstüne ceza kesiyor.
Son 2 hafta içinde özgür basından Necla Demir, Rahime Karvar, Ahmet Güneş, Welat Ekin, Vedat Örüç, Reyhan Hacıoğlu ve Eylem Babayiğit tutuklandılar. Yıllardır Kürt ve sosyalist basına yönelik saldırılar şimdi diğer muhalif medyaya yönelik olarak genişletiliyor.
Basının neredeyse yüzde 90’ını denetimine almasına rağmen sınırlı sayıdaki muhalif kanala, gazeteye ve sınırlı sayıdaki muhalif gazeteciye tahammül edemeyen iktidar gerçeklerden korkuyor. Muhalif tek bir söze tahammül edemiyor, gerçekleri duymak ve görmek istemiyor.
Bu tutum evrensel hakların, ifade ve düşünce özgürlüğünün önündeki en büyük engellerden biridir. Özgür basınla başlayan muhalif basınla devam eden bu saldırılar halkın haber alma hakkına da yöneliktir. Gerçekleri öğrenmek ve paylaşmak, herkesin en temel hakkıdır. Gazetecilerin susturulduğu, halkın haber alma hakkının kısıtlandığı bir ortamda ne demokrasiden ne de adaletten söz edilebilir.
Ne gerçek gazeteciler ne de toplum ve biz bu saldırılara boyun eğmeyeceğiz. Gazetecilik suç değildir, asıl büyük suç ve utanç gazeteciliği ve halkın haber alma hakkını engellemektir.
Bu vesileyle bir kez daha her türlü engellemeye, baskıya ve saldırıya rağmen mesleğini yapmaya çalışan, meslek onurunu sahiplenen gazetecileri sahipleniyoruz, dayanışma içinde olduğumuzu belirtiyoruz.