Ekrem İmamoğlu’nun diploması

İlker Yıldız yazdı: Ekrem İmamoğlu'nun diploması

Bu ülkenin hiç başka sorunu yokmuş gibi tüm televizyonlarda günlerdir Ekrem İmamoğlu’nun diploması konuşuluyor. Önce diploma sahte dendi. O tutmayınca, diploma sahte de değil de yatay geçiş üsulsüz falan diye çevir kazı yanmasın misali bir sürece evrildi olay. Şahsen profesyonel olarak yükseköğrenimde 10 yılı devirmiş biri olarak söyleyebilirim ki yatay geçiş üsulüne uygun. Ne yasadışı ne de etik olarak yanlış olan bir şey yok. Herkese tanınan bir haktan faydalanılmış.

İki üniversitenin kalitesi bir mi diyenler de yükseköğrenim sisteminden bir haber insanlardır. Eğer o açıdan bakacaksanız örgün eğitim ile açıköğretim kalitesi bir mi canım diye düşenerek açıköğretim diploması alanların yüksek lisans yapamaması lazım. Ancak böyle bir durum yok. Ben süreci uzun uzadıya anlatmak istemiyorum zira kıymetli ağabeyim İsmail Saymaz dünkü köşesinde konuyu çok net bir şekilde yazmış. Aklında şüphesi olanlar mutlaka o yazıyı okusunlar. Ya da X platformunda bana yazın, ben sizinle kalem kalem konuyu tartışırım.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diplomasını ile ilgili konuşmak sanki yasakmış gibi davranılan bir ortamda Ekrem İmamoğlu’nun tüm eğitim hayatını didik didik inceleyen iktidara yakın gazetecileri görünce acımakla gülmek arasında bir his beni ani bir öfkeye sevk ediyor. Diyorum ki içimden “yahu yetmeeez!” “Şeyi de sorsanıza. Lise de ortalaması 70’in altında mıymış? İlk okulda hayat bilgisi dersinde pamuk içinde fasülye yetiştirmiş mi? Beden dersinde parkuru 20 saniyenin altında koşabilmiş mi? Bir araştırın bakalım ya. Liyakatı tam olarak var mı.”

Türk Siyasal İslamcıları zaten gerek diplomaları gerek de her adayın eğitimini böyle didik didik incelemeleriyle ünlüdürler. Bu arada yanlış anlaşılmasın. Ben “eğitimsiz biri cumhurbaşkanı olsun” diyen biri değilim. Ekrem İmamoğlu’nun eğitiminden yana bir şüphem olmadığı için orayı direkt pas geçiyorum ama bana komik gelen sanki Sayın Cumhurbaşkanı Harvard mezunuymuş da Ekrem Bey lise terkmiş gibi bir algı oluşturulması.

Yok savcılık bir de İstanbul Üniversitesi’ne yazı göndermiş de diplomanın iptalini istemiş. İsmail Saymaz da yazdı. Savcılığın böyle bir yetkisi yok. Bunu belirtelim. Konu zaten gerçekten diploma ya da yatay geçiş falan da değil. Savcılık gün aşırı Ekrem İmamoğlu’na soruşturma açmaya mesai harcayacağına sokakta 34343420323 suç kaydıyla gezen psikopatları içerde tutacak formülü bulsa çok daha iyi olmaz mı? Ekrem İmamoğlu ve muhalif siyasetçilerle ilgili kararları da biraz bekletebilirler aslında. Nasıl olsa acele etmeye gerek yok. Seçime daha çok var. Sokakları bir temizleyin, asıl işinize geri dönün, nasıl olsa siyasi soruşturmalarla Ekrem İmamoğlu’nu daha sonra içeri atmaya çalışabilirsiniz. Hukuka uygunluk falan dert etmeyin siz bunları. Aşkolsun sıkmayın bu kadar kendinizi.

Önceliklerimizi iyi belirleyelim, zaman yönetimimizi doğru yapalım değil mi? Dediğim gibi önce biraz şu sokakları temizleyin, sonra çaaaat bir soruşturma. “Ekrem İmamoğlu 21 yaşındayken Kadıköy Meydanında kırmızı ışıkta geçmiş” diye bir soruşturmayla bile siyasi yasak getirebilirsiniz. Yaparsınııııız. Aceleye getirmeyin bu kadar, bir de biraz zaman aralığı koyun soruşturmaların arasına. Aman diyeyim anlaşılacak yoksa niyetiniz. Sakiiiin.

SİYASİ HIRSIZLIK

Gelecek Partisi’nden, İyi Parti’den AKP’ye milletvekili transferleri tüm hızıyla devam ediyor. Son 5 yılda iktidara karşı muhalif bir duruş sergileyen, demokrasiyi tek adam rejimine karşı korumaya yemin etmiş bu cengaver sağcı siyasetçiler ülkede demokratik ve ekonomik bir pozitif gelişme yaşanmamasına rağmen “sayın cumhurbaşkanının” daveti kıramayıp AKP’li oldular. Hatta bazıları direkt Genel Başkan Yardımcısı makamına oturdu. İşte hırsızlığın adli cezası var ama siyasi hırsızlığın yok. O yüzden o noktada siyasi hırsızın vicdanına kalıyor seçmenin kırılan kalbi ve güveni. Seni seçen seçmenin tam zıttı düşünen partiye transfer olurken o seçmenin oyunu çalıp gitmiş oluyorsun.

Bir anayasa profesörünün bunu bilmemesi mümkün mü? Değil. Ama halk, seçmen falan o kadar umurunda değil ki açıklama gereği bile duymadan “gördüğü lüzum üzerine Gelecek Partisi’nden istifa etti” dedi birisi. İki gün geçmeden AKP sıralarında gördük kendisini. Gördüğü lüzum nasıl bir şeydi acaba? İyi Partiden geçenlerle ilgili artık bir şey söylemek istemiyorum. Meral Akşener AKP’nin yeni insan kaynakları müdürü olmuş belli ki. En yakınındakiler bir bir AKP’ye geçiyor.

Kendisi de geçsin de misyon tamamlansın bari. Milletvekili iken partisinden istifa eden kişilerle ilgili bir düzenleme şart. Milletvekillerinin parti değiştirmeleri yasaklanarak görev süreleri boyunca bağımsız milletvekili olarak devam etmeleri en doğru olanı olacaktır.

Gündem Haberleri