İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan 'bilirkişi' soruşturması kapsamında, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun düzenlediği basın toplantısında ismi geçen bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesinin yayınlanması gerekçe gösterilerek gazeteci Barış Pehlivan, Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker ve sunucu Seda Selek'in gözaltına alınmasına tepkiler büyüyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gözaltına alınan gazeteciler için heyet görevlendirdiklerini açıkladı.
CHP Medya ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut başkanlığındaki heyette; Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Özgür Karabat, Yüksek Disiplin Kurulu Başkanı ve İstanbul Milletvekili Taşkın Özer, Rize Milletvekili Tahsin Ocaklı ve Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer yer alacak.
KILIÇDAROĞLU: YALNIZ BIRAKMAYACAĞIZ
CHP'nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da gözaltılara tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Gazetecileri susturmak, halkın sesini kısmaktır. Tarafsız, namuslu ve karanlığa ışık tutan tüm gazetecilerin yanındayız. Hiçbir gazeteciyi yalnız bırakmayacağız, hiçbir yurttaşımızı hukuksuzluğa teslim etmeyeceğiz."
KESK: KORKU, SİNDİRME VE BASKI POLİTİKASI
Resmi sosyal medya hesabından gözaltılara tepki gösteren Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) şu ifadeleri kullandı:
"Haber Alma Hakkımıza Saldırıdır... İktidarın muhalif kesimleri sindirme aracı haline gelmiş siyasallaşmış yargı, her gün yeni bir hukuksuzluğa imza atıyor.
Siyasetçilere, emek-meslek örgütlerine, sanatçılara ve basın emekçilerine karşı sürdürülen korku, sindirme ve baskı politikalarına bugün de, Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek’in yaptıkları haberden dolayı gözaltına alınmaları eklenmiştir.
KESK olarak halkın haber alma hakkına dolayısıyla demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne karşı yapılan bu saldırıyı kınıyoruz.
Her türlü baskı, tehdit, ceza ve tutuklamaya rağmen gerçeğin peşinden giden, halkın haber alma hakkını savunan basın emekçilerinin her zaman yanında olacağız. Gözaltılar derhal son bulmalı, hukuksuzluğa ve baskılara bir an önce son verilmelidir."
ARIKAN: GÖZALTI DEĞİL, GÖZDAĞIDIR
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan da şunları kaydetti:
"78 kişinin sorumlusunu kaç gündür bulamayanlar, gazetecileri ışık hızıyla gözaltına alıyorlar. Biz her alandaki kartellere, çetelere operasyon bekliyoruz; onlar gazetecilere, siyasetçilere, sanatçılara, sokakta konuşan vatandaşlara operasyon yapıyor.
Yapılanlar gözaltı değil, gözdağıdır. Her zaman sonuna kadar hukukun, adaletin savunucusu olacağız. Hukuk iktidarın sopası olarak kullanılamaz.
Yargı organları siyasetin değil adaletin emrinde olmalıdır. Oluşturulmak istenen bu baskı ortamına teslim olmayacağız."
YÜCEL: TÜM ÖZGÜR KALEMLERE SELAM OLSUN
CHP Parti Sözcüsü Deniz Yücel şunları kaydetti:
"Baskı, sansür ve hukuksuzluklarla yaratılmak istenen bir korku iklimidir. Belediye başkanlarından, sanatçılardan sonra sıra şimdi de gazetecilere geldi...
Şirin Payzın hakkında soruşturma başlatılmasından sonra, Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek de gözaltına alındı.
AKP’nin zulmüne uğrayan, AKP’nin mafya düzenine çomak sokan tüm özgür kalemlere selam olsun.
Gözaltı ve tutuklamayı baskı ve sansür unsuru haline getiren, yargıyı muhalif seslere susturucu yapan AKP’den 'Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiç birimiz."
İNCE: BOYUN EĞMEYECEĞİZ
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce ise şu ifadeleri kullandı:
"Siyasi parti genel başkanını tutukla, belediye başkanlarına soruşturma aç, gazetecileri ve sanatçıları gözaltına al… Ne yaparsan yap bu baskıların sonuç vermeyecek.
Susmayacağız, sinmeyeceğiz, boyun eğmeyeceğiz."
ÖZDAĞ: SİZ GARDİYAN, BİZ MAHPUS
Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ şu ifadeleri kullandı:
"Silivri'de hücrede çalışıyordum ve Halk TV'yi izliyordum. Barış Pehlivan, Seda Selek ve Serhan Asker gözaltına alınmış.
Halk TV'ye baskı her geçen gün artıyor. Sanki muhalefete düşman ceza hukuku uygulanıyor. Bütün ülkeyi açık bir hapishane mi yapacaksınız?
Siz gardiyan, biz mahpus. Bu ülkede yaşarsak siz de bizimle birlikte hapishaneye dönüşmüş bir ülkede yaşarsınız. Özgür Türkiye, Özgür Basın."