Almanya’nın eski başbakanı Angela Merkel anılarını kaleme aldığı kitabında Türkiye ile ilişkiler, Erdoğan ile görüşmeleri ve geri kabul anlaşmasına kadar çok önemli bilgiler verdi.
Merkel "Özgürlük" isimli anı kitabında, Avrupa Birliği ile Türkiye arasında 2016 yılında imzalanan mülteci mutabakatını yani Geri Kabul Anlaşması'nın ayrıntılarını anlattı.
"Türkiye'yi ikna ettik"
Merkel, Türkiye’nin Suriye’de iç savaşın başladığı 2011 yılından itibaren milyonlarca Suriyeli sığınmacı kabul ettiğini, ancak Avrupa ülkelerinin uzun bir süre Türkiye’nin çabalarını takdir etmediğini anlattı.
Avrupa’ya göç dalgasını azaltmak için çabaladıklarını söyleyen Merkel şunları kaydetti:
“AB olarak Türkiye’de yerelde sığınmacılar için projelere mali destek verilmesiyle, sığınmacılar için sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesini sağlayarak, Türkiye’yi onlara çalışma izni vermeye, eğitim fırsatları sunmaya ikna edip, böylelikle onlara Türkiye içerisinde gelecek perspektifinin sağlanması gerekiyordu."
Merkel, AB ile Türkiye arasında 2016 yılında mülteci mutabakatının sağlanması sürecinde Erdoğan’dan daha çok, dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu ile yakın çalıştıklarını anlattı, Davutoğlu’ndan övgü dolu ifadelerle söz etti.
Türkiye'yi tampon ülke yapan anlaşmaydı
Merkel; Türkiye'yi tampon ülke haline getiren anlaşma için "Bu anlaşma sayesinde düzensiz göç kontrol altına alındı, Ege Denizi’nde çok sayıda ölümün önüne geçildi" dedi.
"Haritaya şöyle bir göz atmak ve Ege'deki gerçekleri görmek, gelişmeleri ancak Türkiye ile birlikte yönetip, yönlendirebileceğimizi ve zaman kaybetme lüksümüzün olmadığını anlamak için yeterliydi. Bunun dışında her şey bir illüzyondu ve ben illüzyona teslim olmadım."
"Pazarlığın detaylarını Merkel'den öğreniyoruz"
CHP'nin Gölge Dışişleri bakanı Prof. İlhan Uzgel, Merkel'in anı kitabında yer alan ifadeler nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirdi. Uzgel, "Merkel’in anılarından göç pazarlığının detaylarını öğreniyoruz" dedi.
Uzgel'in paylaşımı şöyle:
"Merkel’in anılarından göç pazarlığının detaylarını öğreniyoruz. AKP’nin, meseleyi nasıl bir al-ver pazarlığı ile Türkiye’nin başına bela ettiğini okuyoruz. İleride, Scholz anılarını yazdığında da benzer şeyleri okuyacağız muhtemelen. Yıllar geçiyor, dünya değişiyor. AKP ise hiç değişmiyor. Dış politika, Türkiye’nin hep zararla ayrıldığı bir pazarlık masasının etrafında şekilleniyor. CHP iktidarında, ilke temelli ve yurttaşlarımızın esenliğini/güvenliğini her şeyin önüne koyan bir dış politika anlayışı olacak. Buna hem Batı hem de tüm dünya hazır olmalı."