İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi Epözdemir tahliye edildi

İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi Av. Fırat Epözdemir, yargılandığı davanın ilk duruşmasında yurt dışına çıkış yasağıyla tahliye edildi. Duruşma 16 Eylül'e ertelendi.

İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi avukat Fırat Epözdemir, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyesi avukat Fırat Epözdemir, “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamalarıyla yargılandığı davanın ilk duruşması için bugün İstanbul Adliyesi 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hâkim karşısına çıktı.

Duruşma Epözdemir'in savunmasıyla başladı. Epözdemir savunmasında, "Benimle ilgili soruşturma HDK soruşturması. Ben ne yaparsam yapayım tutuklanacaktım, bir tutuklama kararı verilmişti. Ben kendimi çok iyi biliyorum, hiçbir illegal faaliyete bulaşmayacağımı ben de beni tanıyanlar da iyi biliyor. Ben 15 yaşından beri insan hakları hukukuyla ilgileniyorum. 26 Kasım 1993 tarihinde Tatvan’da katledilen dayım Avukat Şevket Epözdemir o dönemde İHD temsilcisi olduğu için ilgim daha da arttı. Nerede bir insan hakları ihlali varsa oraya kapak oldum ben, zaten avukatlığı tercih etmemin en önemli nedeniydi bu" dedi.

"SUÇLU BİR KİŞİYE YÖNELİK USUL İŞLEMLERİ BU KADAR KARARTMAYA GEREK YOKTUR"

İstanbul Baro Başkanı İbrahim Kaboğlu, Epözdemir’i savunmasında, “tutukluluk” tedbiri üzerine şöyle konuştu:

“Tarihsel bir dava görüyoruz. Bu davanın başında 4 ay önce savcının huzurunda da dile getirmiştim, Fırat Epözdemir’in tutukluluk koşulları bulunmuyor, benim kullandığım ölçütlerin hepsinin doğru olduğu bu sürede ortaya çıktı. Fırat bey etnik aidiyetini de belirtti, ama ben birey olarak, bir yurttaş olarak bir kişinin özgürlükten alıkonma işleminin çok ağır bir tedbir olduğunu düşünüyorum. Tutuklamanın öldürmeden önceki en ağır yaptırım olduğunu hepimiz biliyoruz, hukuk fakültesi 1. Sınıftan beri okutuyoruz. Asıl olan suçlu şüphesi de olsa tutuksuz yargılanmaktır, çünkü demokratik bir devlette özgürlük asıldır, kısıtlama istisnadır. Suç üstü olur, tabancalı olur, kanlı olur, tabii ki o durum farklı. Ancak burada ‘tutuklanabilir’ şeklindeki bir takdir yetkisi anayasada değişiklik yapılıp 13. Maddesine ‘ölçülülük ilkesi’ konulunca daha da hafif hale geldi. Fırat Epözdemir açısından, bir birey, bir yurttaş, bir insan olarak anayasal düzlemde tutuklanma koşulları kesinlikle yoktur. Eğer suç kuşkusu var idiyse, sonraki gelişmeler suçlu olmadığını bizim gözümüde daha da pekiştirdi. Çünkü suçlu bir kişiye yönelik usul işlemleri bu kadar karartmaya, perdelemeye gerek yoktur. Eğer usülü sürekli ihlal ediyorsanız demek ki esasa ilişkin bir eksikliğiniz var.”

EPÖZDEMİR HAKKINDA TAHLİYE KARARI

Savcı, Fırat Epözdemir’in tutukluluğunun devamını talep etti. Savcılığın mütalaasını açıklaması üzerine duruşmaya ara verildi.

25 Ocak’tan bu yana tutuklu bulunan avukat Fırat Epözdemir hakkında mahkeme tahliye kararı verdi. Duruşma 16 Eylül'e ertelendi.

NE OLMUŞTU?

23 Ocak'ta yurtdışı dönüşü İstanbul Havalimanı'nda gözaltına alınan İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi avukat Fırat Epözdemir iki gün sonra İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği tarafından 'terör örgütü propagandası yapmak' ve 'terör örgütüne üye olmak' suçlamalarıyla tutuklanmıştı.

Baro yöneticileri ve meslektaşları tutuklamaya tepki göstermiş, yapılan açıklamada "Somut delillere dayanmayan ve en başından adil yargılanma hakkı ihlal edilerek yürütülen soruşturmanın, her aşamasında; yakalama, gözaltı, ev ve ofiste araması ve özellikle avukatlık mesleğini ifa ederken kullandığı e- imzasına dahi el konulmasının ardından bugün verilen tutuklama kararı, savunmayı etkisizleştirme ve itibarsızlaştırma girişimidir" denilmişti.

Epözdemir hakkındaki iddianame de 8 Nisan tarihinde düzenlendi. Tutuklamaya gerekçe olan suçlamalarla düzenlenen iddianamede Epözdemir hakkında 15 yıla kadar hapis istenmişti.

İddianamede, "Şüpheli hakkında elde edilen ve araştırma tutanağı haline getirilen bilgiler, şüphelinin silahlı terör örgütü ele başı olan Abdullah Öcalan talimatı doğrultusunda sol siyasi gruplar ile ittifak kurulabileceği yönündeki açıklamaları sonrasında kurulan, HDK'nın batı illerinde sol örgütlenmeleri ve marjinal grupların siyasi gücü ve kitle potansiyelini PKK / KCK terör örgütüne kanalize etmeyi hedefleyen HDK içerisinde Bağcılar Başkanı olarak bulunduğu tespit edilmiştir" ifadelerine yer verilmişti.

Gündem Haberleri