Yunanistan Depremle Mücadele Kurumu (OASP) Başkanı Efthimios Lekkas, Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından açıklamalarda bulunarak 3 farklı senaryo anlattı.
İstanbul’un büyük bir yıkımdan kurtulmasını sağlayan en büyük etkenin Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın tamamının değil yalnızca küçük bir parçasının kırılması olduğunu söyleyen Lekkas, “Bu fay hattı yaklaşık 60 km uzunluğunda ve 7.5 büyüklüğünde bir deprem üretebilir. Ancak bu kez sadece küçük bir segment kırıldı ve 6.2 büyüklüğünde bir deprem oldu” ifadelerini kullandı.
3 SENARYOYU PAYLAŞTI
Lekkas, önümüzdeki saatler için üç senaryoya dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi:
*6.2 büyüklüğündeki depremin ana şok olması ve onu birçok artçı sarsıntının takip etmesi.
*Bu depremin öncü şok olması ve ardından yaklaşık 7 büyüklüğünde daha büyük bir depremin gelmesi.
*Yaklaşık 6 büyüklüğünde çok sayıda (30 kadar) depremin meydana gelerek enerjinin kısa sürede boşalması.
Lekkas, bu 3 senaryonun en kötüsü olan ve uzmanlara göre beklenen 7 üzeri büyüklüğündeki bir depremin ise "hemen beklenmediğini" ifade etti.
“BÜYÜK DEPREMLER ZAMAN ARALIĞI TANIMAZ”
1999 yılında yaşanan Gölcük depremini hatırlatan Lekkas, o dönemde, Düzce'de büyük bir depremin ardından iki ay sonra başka bir sarsıntı meydana geldiğine dikkat çekerek, “Bu tür büyük depremler zaman aralığı tanımaz.
*Ancak bu olayda enerjinin çok büyük bir kısmı birikmiş durumda ve sürecin hızlı gelişmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Lekkas, depremin başka fayları tetikleyip tetiklemeyeceğine ilişkin soruya ise, bu olasılığın yüksek olduğunu belirterek yanıt verdi ve hem doğuya hem batıya uzanan fayların aktive olabileceğini, özellikle deniz içindeki segmentin enerjiyi boşaltması gerektiğini kaydetti.
“İSTANBUL’DAKİ YAPILARIN ÜÇTE BİRİ 50-100 YILLIK BİNALARDAN OLUŞUYOR”
Yunanistan’ın bu faydan etkilenip etkilenmeyeceğine de değinen Lekkas, “Yunanistan kara ve deniz alanlarının bu olaydan etkilenmesi beklenmiyor. Ancak depremin büyüklüğü artarsa, yeniden değerlendirme gerekebilir” ifadelerini kullandı.
İstanbul’daki eski binaların, özellikle de Ayasofya’nın, olası artçı sarsıntılardan etkilenip etkilenmeyeceğine ilişkin soruyu ise, “Daha büyük bir sarsıntı olursa Ayasofya’da bazı hasarlar meydana gelebilir. İstanbul’daki yapıların üçte biri 50-100 yıllık binalardan oluşuyor” ifadeleriyle yanıtladı.
*Yunan profesör, “Deprem sırasında pencereden atlama davranışı, özellikle alt katlarda yaşayanlar arasında oldukça yaygın.
*Bu durum ciddi yaralanmalara yol açıyor. Bu asla önerilen bir davranış değil” söyleminde bulundu.
Lekkas, doğru davranışın sarsıntı geçtikten sonra merdivenle yavaşça inmek, asansör kullanmamak ve binadan uzaklaşmak olduğuna dikkat çekti.