Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı, dönemin Enerji Bakanı Berat Albayrak'ın kararıyla 2016 yılının Ekim ayında yaz saati kalıcı hale getirildi.
O günden bu yana her kış, milyonlarca vatandaş işe ya da okula sabah zifiri karanlıkta gidiyor. Tepkiler ardı ardına geliyor ancak iktidar kalıcı yaz saatinde ısrarcı...
Yaz saati uygulaması Batı’da yaşanların gün ışığından daha az sürede yararlanmasına yol açıyor. Bunun da enerji tüketimini artırıcı bir etken olduğu ifade ediliyor.
Ülkenin batısında çalışanlar işlerine ulaşmak için kör karanlıkta yola çıkarken bu durum bilhassa kadın ve çocuklar için ciddi risk barındırıyor.
Bu yıl da tepkiler tırmanınca CHP Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan bir soru önergesiyle konuyu Meclis'e taşıdı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar soru önergesine verdiği yanıtta kalıcı yaz saati uygulamasının başladığı Ekim 2016 ile Mart 2024 tarihleri arasında yaklaşık 20 milyar lira karşılığı olan 11,252 milyar kilovatsaat (kWh) enerji tasarrufu sağlandığını öne sürdü.
İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından yürütülen çalışmanın sonuçları doğrultusunda sabit saat uygulamasına geçildiğini hatırlatan Bayraktar, bu uygulamadan önce 17.00'de gerçekleşen akşam puantının ilerleyen saatlere doğru yayıldığını, böylelikle puantın teknik olarak yönetiminin daha kolay hale geldiğini belirtti. Bayraktar, yaz saati uygulamasının başladığı Ekim 2016 ile Mart 2024 tarihleri arasında yaklaşık 20 milyar lira karşılığı olan 11,252 milyar kilovatsaat (kWh) enerji tasarrufu sağlandığını bildirdi.
Bu enerji tasarrufunun dönemsel dağılımını da paylaşan Bayraktar, 2016 Ekim ve 2017 Mart tarihleri arasında 1,308 milyar kWh, 2017 Ekim ve 2018 Mart tarihleri arasında 1,365 milyar kWh, 2018 Ekim ve 2019 Mart tarihleri arasında 1,345 milyar kWh, 2019 Ekim ve 2020 Mart tarihleri arasında 1,380 milyar kWh, 2020 Ekim ve 2021 Mart tarihleri arasında 1,439 milyar kWh, 2021 Ekim ve 2022 Mart tarihleri arasında 1,513 milyar kWh, 2022 Ekim ve 2023 Mart tarihleri arasında 1,406 milyar kWh, 2023 Ekim ve 2024 Mart tarihleri arasında 1,496 milyar kWh olmak üzere toplamda 11,252 milyar kWh enerji tasarrufu sağlandığını açıkladı.
Öte yandan Bakan Bayraktar, sabit saat uygulamasına ilişkin, Avrupa Parlamentosunun 26 Mart 2019'da kabul edilen teklifle üye ülkelere tek saat uygulamasına geçmelerini tavsiye ettiğini hatırlattı.
BİLİM İNSANLARINA GÖRE TASARRUF DEĞİL İSRAF
Elektrik Mühendisleri Odası'nın (EMO) hesaplamalarına göre, kış saati uygulamasına geçilmemesi, tasarruf yerine enerji tüketiminin artmasına neden oldu.
Kalıcı yaz saati uygulamasının ilk ayında tüketim eğilimlerini inceleyen EMO, o yılın kasım ayında elektrik tüketiminin kış saati uygulanan yılın kasım ayına göre yüzde 6.5 artış gösterdiğini duyurdu.
SAĞLIĞI DA BOZUYOR: KANSER UYARISI
Yaz saati uygulamasının sağlık açısından çok vahim bir sonuç doğurduğu da ortaya çıktı.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Demirer, kalıcı yaz saati uygulamasının biyolojik ritmi bozduğunu ve bunun da kanser vakalarında artışa yol açtığını öne sürdü. Prof. Dr. Demirer, kalıcı yaz saati uygulamasının hücredeki DNA tamir mekanizmasını bozduğunu savundu.
Prof. Demirer'in açıklaması şöyle:
* Biyolojik ritim son derece önemli. Üç Amerikalı bilim insanı 2017 yılında sirkadiyen ritmi dediğimiz gece-gündüz ritminin insan düzeyinde hücre etkisini moleküler düzeyde araştırdıkları çalışmalarıyla Nobel Ödülü aldılar.
* Biyolojik ritmi bozduğunuz zaman yani kalıcı yaz saatini uygulandığınızda hücredeki DNA tamir mekanizmasını bozuyorsunuz. DNA tamir mekanizması çok önemlidir. DNA kendini tamir edemezse hücre kanser hücresine dönüşüyor.
Kanserlerin artmasındaki en önemli etkenlerden...
* Biyolojik ritmin bozulması nedeniyle Türkiye'de kanserlerde önemli ölçüde artış oldu. Kalıcı yaz saati Türkiye'deki kanserlerin artmasındaki en önemli sebeplerden biridir. Beş altı yıl önce 160 bindi vakamız şimdi yılda 250 bin vakamız var.
* Çocuklarımız sabahın karanlığında gidiyor, akşam karanlığında dönüyor. D vitamini yok. Çocukların motivasyonu bozuldu. Uyku problemleri var. Okulda konsantrasyon sağlayamıyorlar. Ruhsal hastalıklar arttı. Depresyon arttı. Dikkat eksiklikleri arttı.