Kemal Kılıçdaroğlu’ndan siyasete yeşil ışık: “Aktif siyasi hayatımı sürdüreceğim"

CHP'nin 7'nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Aktif siyasi hayatımı sürdüreceğim" diyerek siyasete geri dönüş için yeşil ışık yaktı.

Cumhuriyet Halk Partisi'nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, aktif siyasi hayatını devam ettireceğini açıkladı. T24’ten Murat Sabuncu’nun sorularını yanıtladı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile yaptığı görüşme hakkında, "Biz kendi aramızda tartışırız, farklı öneriler gelir. Sonunda oturur buna bir karar veririz. O çerçevede çözümleri partinin çözümü olarak ortaya koyarız. Tek ve ortak motivasyonumuz Türkiye'dir" açıklamasında bulunan Kılıçdaroğlu, tüzük kurultayından önce CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile de görüşeceğini duyurdu.

"BİZ KENDİ ARAMIZDA TARTIŞIRIZ"

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile gerçekleştirdiği görüşme hakkındaki soruya cevap veren Kılıçdaroğlu, "CHP'nin birlik içinde hareket etmesi hayati önem taşımaktadır" dedi ve “Ben Cumhuriyet Halk Partisi'nin 7.Genel Başkanıyım. Duygularımla ve kamuoyunun konulara istikamet çizme becerisinin oluşturduğu baskı altında hareket etmem, öyle bir hakkı da kendimde görmem. Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu koşullardan hepimiz endişeliyiz. AKP'li seçmen de yakınıyor.” ifadelerini kullandı.

Türkiye'yi bu zor cendereden çıkaracak olan partinin Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Dolayısıyla Cumhuriyet Halk Partisi'nin birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmesi hayati bir önem taşımaktadır. Parti içinde zaman zaman farklı düşünenler olabilir. Farklı düşünceleri, daha sağlıklı bir yol bulmak açısından olumlu görmek lazım. Yeni arayışlar ve yeni çözüm önerileri elbette olacaktır ve olmalıdır.” dedi.

Kılıçdaroğlu, yaptığı açıklamada, ülkede çok ağoır sorunların yaşandığına dikkat çekerek, “Sorunları aşmanın yolu tartışmaktan geçiyor. Akıl akıldan üstündür. Dolayısıyla biz kendi aramızda tartışırız, farklı öneriler gelir. Sonunda oturur buna bir karar veririz. O çerçevede çözümleri partinin çözümü olarak ortaya koyarız. Tek ve ortak motivasyonumuz Türkiye'dir.” ifadelerini kaydetti ve Türkiye’nin otokratik bir yönetime geçmesinin önündeki tek engelin Cumhuriyet Halk Partisi olduğunu ifade etti.

“Eğer bu yıkılmaz kale teslim alınır ve 'müesses nizam' diye tanımladığımız çarkın bir dişlisi hâline gelirse, bu ülkede herkes hızlı bir 'İranlaşma- Ortadoğululaşma' sürecinin izleyicisi olur. Devamı zaten malumunuz. Bu yüzdendir ki, partimizin birlik ve bütünlük içinde hareket etmesi benim en büyük arzumdur.” diyen Kılıçdaroğlu, bunun yolunun da partinin sağlıklı bir zeminde kendi içinde de tartışmasından, çözümler üretmesinden geçtiğini kaydetti.

"NORMALLEŞME SÖYLEMİ BUNLARA CESARET VERİR"

Kılıçdaroğlu, CHP'de eylül ayıdan yapılacak tüzük kurultayı hakkında ise, "Tüzükle ilgili partinin arşivinde yüzlerce çalışma var. Yani çok zengin bir arşivimiz var. Genel başkanlığım döneminde de tüzükle ilgili ciddi çalışmalar yaptık. Bütün bu çalışmaların ele alınması lazım, değerlendirilmesi lazım. Akılcı bir politikayla partinin önündeki tüzükten kaynaklı engellerin kaldırılması lazım" ifadelerini kaydetti.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in gündeme getirdiği 'Normalleşme' tabiri hakkında da açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, "Normalleşme söylemi bunlara cesaret verir. Neyi konuşacaksınız? Neyi tartışacaksınız bunlarla? Eğer yasama organı yasama organı olmaktan çıkmışsa, yargı yargı organı olmaktan çıkmışsa, yürütme yürütme olmaktan çıkmışsa ve devletin tümü bir kişinin iki dudağından çıkacak söze bağlanmışsa, neyin normalleşmesini konuşacaksınız?” ifadelerini kullanarak devletin devlet olmaktan çıktığını ve orduda hiyerarşinin tamamen bozulduğunu dile getirdi.

Kılıçdaroğlu, “ Aklı başında olan herkesin, kendi ülkesini seven herkesin, evlatlarının geleceğini düşünen herkesin bu tabloya dikkatle bakması lazım" dedi ve "Çiftçi geçinemiyorsa sebebi Erdoğan. İşsizlik varsa sebebi Erdoğan. Halk iki kutup olmuşsa sebebi Erdoğan. Vatanın bekası tehlikedeyse sebebi Erdoğan. Mülteci sorununun, ekonomide iflasın, gençlerimizin yurt dışına kaçmasının, intiharların, ahlaki çöküşün tek sebebi Erdoğan.” açıklamasında bulundu.

“Kurucu liderimize 'ayyaş' diyen o. Kadınlarımıza 'sürtük' diyen o. Muhaliflere 'çapulcu' diyen o. Gençlerimizi "dindar-kindar" ayıran o. Partimize 'çöp-çamur-çukur' diyen o. Genel Başkan'a 'cibilliyetsiz' diyen o. Kim yumuşayacaksa, kim normalleşecekse buyursun Murat Bey.” ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, bunları asla unutup kabul etmeyeceğini söyledi.

"SİYASETİ GÖZ ARDI ETME LÜKSÜM YOK"

Kılıçdaroğlu, kendisine yöneltilen, "Tekrar genel başkan olmak istiyor mu?" sorusuna ise yanıt olarak "Aktif siyasi hayatımı sürdüreceğim" cevabını vererek "Ben partide genel başkanlık yapan bir kişi olarak elbette ki siyasetle yakından ilgilenmek zorundayım. Siyaseti göz ardı etmek, Türkiye'nin sorunlarına bakmamak, sorunlar konusunda üretilen çözümleri irdelememe gibi bir lüksüm yok.” dedi.

Siyasetle ilgilenme sorumluluğu olduğunu ileten Kılıçdaroğlu, “Zaman zaman yazılar yazıyorum. Zaman zaman düşüncelerimi televizyonlarda açıklıyorum. Vatandaşlarımız geliyor konuşuyorum. Belediye başkanları geliyor. Siyasi partiler geliyor. Sivil toplum örgütleri geliyor. Bazen üniversite öğrencileriyle konuşurken bazıları "Biz siyasetle ilgilenmiyoruz" dediklerinde onlara şunu söylüyorum: Doğrudur siz siyasetle pek ilgilenmiyor olabilirsiniz ama siyaset sizinle ilgileniyor. Çünkü bindiğiniz otobüsün fiyatını siyaset belirliyor, aldığınız ekmeğin fiyatını siyaset belirliyor. Dolayısıyla siz siyasetle ilgilendiğiniz ölçüde siyaset kurumu daha sağlıklı bir yapıya kavuşur, diye onlara da düşüncelerimi aktarıyorum.” açıklamasında bulundu.

Süleyman Demirel’in, 'Siyasetin giriş kapısı vardır ama çıkış kapısı yoktur.' sözünü anımsatan Kılıçdaroğlu, “Öncelikle aktif siyasi hayatımı sürdüreceğimi söyleyeyim. 10 günde bir felsefeci, tarihçi veya sosyolog, akademisyenlerle bir araya geliyoruz, oturuyoruz. Dört beş saat görüşmeler yapıyoruz. “ dedi. Türkiye’nin içinde tablodan Türkiye’nin çıkmasıyla ilgili düşüncelerinin olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “En son yazı Karar'da çıktı. Ahlaksızlığın kurumsallaşmasıyla ilgili altıncı makaleydi o. Bundan sonra da devam edecek. Türkiye ahlaksızlık zemininden çıkmak zorundadır. Çok karanlık bir zemin, çok kaypak bir zemin. Ülkenin geleceği açısından son derece tehlikeli bir zemin. Ahlaki değerleri mutlaka yüceltmek zorundayız. Aksi hâlde sonumuz felakettir." dedi.

Gündem Haberleri