MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında konuştu. Konuşmasına Bolu Kartalkaya'daki yangın faciasında ölenlere baş sağlığı, yaralı kurtulanlara geçmiş olsun dileklerini ileten Bahçeli, açıklamaları sırasında gözyaşlarına hakim olamayıp ağlamaya başladı. Devlet Bahçeli'nin ağladığını gören grubu da gözyaşlarını tutamadı.
Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyleydi:
"Ateş düştüğü yeri yakar cümlesi sık sık telaffuz edilse de kazın ayağının hiç de öyle olmadığını biliriz. Tam bir hafta önce kahredici bir felaketle sarsıldık. Bolu Kartalkaya’da bulunan bir otelde çıkan yangın, 78 masum insanımızı hem yakarak hem de zehirli dumanla boğarak hayattan kopardı.
Tekraren başımız sağ olsun diyorum. Faciadan yaralı kurtulan ve halen tedavi altında tutulanlara şifalar diliyorum.
36 çocuğumuz hayata veda etmiş kimin gündeminde?
Ortada dehşet uyandıran bir enkaz, yürekleri kavuran bir ac varken hiç olmaması gereken siyasi dalaşmaların, karşılıklı sataşmaların bir ur gibi ortalığı sarması insanlığımızı utandıracak vaziyettedir. Henüz körpe çağdaki 36 çocuğumuz hayata veda etmiş kimin gündeminde?
(Hayatını kaybeden çocukların isimlerini saydı) Evlatlarımızın sıcak evlerinde olmaları gerekirken şu anda buz gibi bir toprağın koynunda kefenlerine dolanıp yatmaları için bir felaket...
Hangi ara insanlık değerlerine bu kadar yabancılaştık. Yerin üstündekiler tepinirken mahşer günü gelip çattığında yerin altındakilere ne diyecekler? 'Yakayı kaptırmamak için işimize geldiği gibi konuştuk' mu diyecekler? Yarısı çocuk olan 78 vatan evladının hesabını kim ya da kimler verecek?
İnsan hayatı ucuz olmamalı
Facianın dumanı tütüyorken, henüz hayatını kaybeden masumlar yanmış otelden çıkarılmamışken onu bunu suçlayıp işin içinden sıyrılma telaşına kapılmak narsistliktir.
Sürekli karşı tarafı suçlayarak bir yere varamayız. Suç ve suçluları saklayarak girdiğimiz hiçbir mücadelede başarılı olamayız. Grand Kartal Otel yangınıyla ilgili bırakalım yargı görevini yapsın. Otel sahibinden İl Özel İdaresine, Valilikten belediyeye ve ilgili bakanlığa kadar 78 vatandaşımızın vebalini kurumsal ve kişisel olarak uhdesinde taşıyanlar millet hukuk ve tarih önünde tek tek hesabını versinler.
'Benim yetki alanımda değil' demek en başta ülkemizin demokratik hukuk imajını, ahlaki sorumluluk iradesini gasp etmek ve çiğnemektir. Ne yapacağız? Bu yangının faturasını Köroğlu Dağı'ndaki yaban hayvanlardan mı çıkaracağız?
İlgili yönetim tarafından 12 Aralık 2024 tarihinde Bolu Belediyesi İtfaiyesine yapılan başvurunun 16 Aralık'ta bir raporla tespit edilen 8 başlıktaki eksikliğin, aynı başvurunun ne hikmetse 24 Aralık'ta geri çekilmesinin peşine düşmeyecek miyiz? Çalışmayan yangın alarmını veya yağmurlama sistemini, olmayan sesli uyarı sistemini, bulunmayan yangın merdivenlerini, yetersizliği ayan beyan aleni olan tahliye çıkışlarının noksanlığını, yine yetersizliği aşikar olan paratoner sistemini, o mu denetlemeliydi, bu mu denetlemeliydi tartışması akıbetini, otelden ziyade yanmaya her an hazır bir çıra mimarisi olan eksikliklerini görmek ve değerlendirmek gerekmektedir. Suç ve sorumlu kişilerin üzerine girmek adalet ve insanlık borcudur. aslında bu facianın daha fazlası, tamamıyla bir cinayettir.
Bakanlık özeleştiriden uzak
İlgili bakanlığın hiçbir şey olmamış gibi hareket ederek, özeleştiriden imtina etmesini, valiliğin ve il özel idaresinin sorumluluk alanından ısrarla uzak duruşunu isabetli bulmadığımızı huzurlarınızda açıklamak mecburiyetindeyim.
Varsın akbabaların sesi çok çıksın
Yeni yılla beraber iç ve dış siyasette yoğunluk gözlenmektedir. İsrail- Hamas arasındaki ateşkes kararından memnunuz.
Hesap hatasının, hedef şaşırtmanın, siyasi ayak oyunlarının hiç kimseye bir faydası olmaz. Amerika yönetimine düşen, terör odaklarıyla bağlarını kopartmasıdır.
Yüreğiniz yetiyorsa çıkın sokağa da görelim
Bölücü terör örgütünün tehdit olmaktan çıkarılması, misakı millinin yüklediği sorumluluktur. Türk ve Kürt kardeşliğine misakı millinin kardeşliği teslim edilmiştir. Devir Türk devridir. Yüzyıl barış içinde yaşanacak Türkiye Yüzyılı'dır. Varsın akbabaların sesi çok çıksın. Hiçbirisine bakmayacağız, aldırmayacağız. Bize saldıranları Allah'a havale edip, günü geldiğinde pişman olmalarına şahit olacağız. Ülkemizi ayrıştırmanın arzusunda olan sahte demokratları takip ediyoruz.
Hadi yüreğiniz yetiyorsa, çıkın sokağa da görelim. CHP'nin 12 Eylül'e bir özlemi varsa, burada olduğumuzu hatırlatıyor ve haykırıyoruz. Seçim beklentisi hayali bir beklentidir ve boşa kürek çekmektir.
CHP ve yedeklerinin Türkiye'nin istikrarını bozma çabası var. Türkiye sahipsiz değildir. Türk, Kürt, Alevi ve Sunni birdir, kardeştir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi yaşayacaktır. Terörsüz Türkiye hedefinin gerçeğe döneceği günlere az kalmıştır.
PKK terörü yok denecek kadar azalmıştır. Bölücü terör örgütünün verilen kahramanca mücadele sonucunda sönüşe geçtiği bir dönemdeyiz.
DEM heyeti ile İmralı arasındaki görüşmelerin terörsüz Türkiye’ye şartsız destek olması ve beklenen çağrısının bir an önce açıklanması samimi dileğimdir. Ne mutlu Türk’üm diyene. Ne mutlu terörsüz Türkiye’nin doğumuna."