Mustafa Kemal’in Askerleriyiz!

İlker Yıldız yazdı: Mustafa Kemal’in Askerleriyiz!

30 Ağustos’ta TSK tarihinde ilk kez Kara, Hava ve Deniz Harp okullarının birincilerinin kadın teğmenler olmasıyla Atatürkçü, laik cumhuriyeti seven insanlar olarak gururlanmıştık.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün "Türk kadını, modern dünyanın kadınlarıyla boy ölçüşebilecek kadar yüksek bir seviyeye çıkmıştır” sözüyle hayalini kurduğu toplumun her kesiminde var ve güçlü olan kadın figürünün canlı, kanlı örnekleriydiler onlar.
Mesleklerinin henüz başında mezuniyet törenindeydiler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da o törendeydi

Cumhurbaşkanı Erdoğan da o törendeydi.
Resmi tören bitmiş artık iş eğlence kısmına gelmeye başlamıştı. Hakları da vardı eğlenmeye hani. Bu gençler çok zorlu bir eğitimden geçip gerektiğinde bu ülke için ölmeye and içmişlerdi. 20’lerinin başlarındaydılar daha.
Resmi tören bittikten sonra yeni mezun yüzlerce teğmen törenin yapıldığı sahanın ortasında toplandılar ve 2016’dan beri resmi törenlerden kaldırılmış olan geleneksel bir yemin daha ettiler ve kılıçlarını çektiler.
Sonrasında da hep bir ağızdan bağırdılar “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz!”
Hekimlerin, polislerin ettikleri meslek yemini gibi bir yemindi aslında bu.
Kılıç ise subaylığı temsil ediyordu.
Bu olayın video kaydı çok kısa sürede milyonlarca insan tarafından paylaşıldı. Atatürk’ten nem kapan siyasal İslamcılar hemen “darbeci bunlar, korsan metin bu” diye ortalığı velveleye vermeye başlamıştı bile. Her zaman her şartta mağdur edebiyatı yapmak fıtratlarında vardı.
İktidar ilk önce bekledi ve hatta “Teğmenlere hakaret kabul edilemez” minvalinde açıklamalar yaptı. Yeteri kadar Atatürk ve laik cumhuriyet düşmanının desteğini alıp, almadıklarını kontrol ediyorlardı belki de.
Nitekim olayın üzerinden 8 gün geçtikten sonra Akp Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan Kocaeli’ndeki 21. İmam Hatipliler Kurultay’ında teğmenleri hedef gösterdi.
8 gün bekleyip de “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diye slogan atan teğmenlere tepki göstereceği yer olarak seçtiği yer manidardı.

Kılıçları kime çektiklerini ifade etmişlerdi

İmam Hatipliler kurultayı...
Atatürk’ün karşısında İmam Hatiplileri konumlandırarak çeyrek asırdır yapılmaya çalışılan “dindarlar vs Atatürkçüler” bloklaşmasına tam uygun bir yerdi orası.
“Geçenlerde mezuniyet töreninde bazı istismarcılar ortaya çıkmak suretiyle kılıçlar çektiler. Bu kılıçları kime çekiyorsunuz? Bunlarla ilgili olarak gerekli bütün araştırmaların hepsi yapılıyor ve oradaki birkaç tane kendini bilmez, bunlar da temizlenecek. Ordumuz üzerinden siyasi hesap görülmesine müsaade etmeyiz.”
Mustafa Kemal’in askeri olmayı yine siyasetin bir parçası saymıştı Sayın Cumhurbaşkanı. Nitekim kendisini Atatürk’e rakip gören, Atatürk’ü sadece CHP Genel Başkanı olarak düşünen biri için Atatürk’e bağlılık rakip bir siyasi partiye oy vermek gibiydi.
Hatta Milliyetçi Hareket Partisi lideri Bahçeli bile bu durumdan rahatsız olmuştu.
Akıl alır gibi değildi yaşananlar.
Aslında teğmenler ettikleri yeminde kılıçları kime çektiklerini ifade etmişlerdi.
“Ant içeriz ki laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, yüce Türk ulusunun namus ve şerefine, aziz vatanın bir karış toprağına uzanacak eller karşısında bizi bulacak ve kılıçlarımız daima keskin ve hazır olacaktır. Bizler Türk istikbalinin evlatlarıyız. Şerefimizle doğduk, şerefimizle yaşayacağız. Ne mutlu Türküm diyene!”
Bu metinden kim, niye rahatsızlık duyabilirdi ki?
Gel gelelim aylar geçti ve bu olayın organize ettikleri söylenen 5 teğmen ve 3 disiplin amirine TSK’dan ihraç cezası verildi.
Türk ordusunun en başarılı teğmenleri meslek hayatlarının başlarında TSK’dan atıldılar. Bu atılmaya kılıf bulmak kolaydı.

Her olayın altında aynı şey daha doğrusu aynı kişi var

“Türk Silahlı Kuvvetlerimizde; disipline aykırı hiçbir eylem, olay ve duruma müsamaha gösterilmeyeceğinden en ufak bir şüphe duyulmamalıdır” diye bir açıklama yapılarak teğmenlerin törenin olağan akışına aykırı hareket edip disiplinsizlik yaptıkları için atıldıkları ima ediliyordu.
Öncelikle şunu ifade etmem gerekiyor. Bu kararı imzalamaya eli giden kaç kişi varsa hepsine yazıklar olsun. Dilerim ki bir gün bu kararın bedelini öderler.
Askeri üniforma üzerine sarık ve cübbe giyerek tarikat içerisinde görüntülenen amiral tüm haklarını alarak emekli edilirken bu teğmenlerin TSK’dan atılması vicdansızlıktır, Atatürk düşmanlığıdır. Yine geçtiğimiz aylarda Atatürk rozeti takmayı reddeden teğmeni uyardıkları için çıkan kavgada Atatürkçü teğmenler TSK’dan atılmıştı.
TSK içerisinde disiplinin üst düzeyde olması gerektiğini biliyorum. TSK’nın içerisinde siyasetin yerinin olmadığının farkındayım. Fakat Atatürk siyaset üstüdür. Bunu siyasal İslamcılar günü geldiğinde anlayacaklar.
Uyarı, kınama, uzaklaştırma, askeri hapis ve ihraç sıralaması olan TSK ceza hiyerarşisinde ihraç en ağır cezadır. Atatürkçüler, laik cumhuriyeti savunanlar yine olağan akışın dışına çıkılarak en ağır cezayı aldılar.
Emin olun bu teğmenler orada “Erdoğan’ın askerleriyiz” diye bağırsalardı, Erdoğan bıyık altından gülümser, kameralar yakın çekimde cumhurbaşkanının askerleri alkışladığı anları paylaşırlardı. Disiplinsizlik soruşturması yine açılırdı belki ama en fazla uyarı alırlardı.
Konu burada disiplinsizlik değil. Yaşanan her olayın altında aynı şey daha doğrusu aynı kişi var.
Mustafa Kemal Atatürk...
Ne yaparlarsa yapsınlar halkın içindeki Atatürk sevgisini yok edemiyorlar. En güçlü anlarında bile Atatürk’ün ruhunu içimizden silemediler. Silemedikçe daha da öfkeleniyorlar. Öfkeleniyor daha doğrusu.
En hafif eleştiriyi bile söyleyen kişinin etki potansiyeline göre ya “cumhurbaşkanına hakaret ya da halkı kin ve öfkeye tahrik suçu” kapsamına alıyorlar. Hukuk falan hak getire. Son yerel seçimde ikinci parti oldukları zaman genel seçimde işler değişir diye düşünmüşlerdi. Değişmiyor, aksine daha da eriyor oylar. O yüzden gider ayak Atatürkçüleri iyice sindirelim belki o zaman bir şansımız olur diye düşünüyorlar.

20li yaşlardaki teğmenlerden korkuyorlar

İktidar için Atatürk, laik cumhuriyet tahammül gösterilmemesi gereken bir karşıt güç.
İşte tam da bu yüzden Mustafa Kemal’in askerleriyiz diye kılıç çeken 20li yaşlardaki teğmenlerden korkuyorlar.
Kollektif bir Atatürkçülüğün yarattıkları adaletsiz düzene karşı çıkacağını düşünüyorlar. Haksız da değiller aslında. Bu ülkeyi, Atatürk’ü seven, laik Türkiye cumhuriyetini savunan herkes bu adaletsizliklere karşı durumda konumlanıyor. Kendi seçmenlerinin de bir kısmı bu gruba dahil.
Atatürkçülerin tek istediği refah içerisinde, kimsenin kimsenin hayatına karışmadığı, özgür bir Türkiye görmek. Bunun tek formülü de Atatürk’ün izinden gitmek. Onun izinden gidilmediğinde neler olduğunu son 23 yıldır görüyoruz.
O hep eleştirdikleri, akıllarınca alay ettikleri “eski Türkiye”, siyasal İslamcıların “Yeni Türkiye”sine her alanda fark atıyor.
İşte tam da o yüzden ben de buradan haykırıyorum.
“Mustafa Kemal’in askerleriyiz!”

Gündem Haberleri