Niye vize randevusu alamadığınızı anlatıyorum

Size bir rezilliği anlatacağım.Bu topluma reva görülen, herkesin bildiği ama kimsenin kılını kıpırdatmadığı bir muameleyi anlatmak istiyorum bugün.

Size bir rezilliği anlatacağım. Bu topluma reva görülen, herkesin bildiği ama kimsenin kılını kıpırdatmadığı bir muameleyi anlatmak istiyorum bugün.
Artık kime sorarsanız size yurtdışına gidebilmek için vize almanın ne kadar zorlaştığını söyleyecektir.
Öncelikle, TC kimlik numarasını telefon mesajıyla gönderdiğinizde ne kadarlık bir kredi alabileceğinizin size birkaç dakika içinde söylendiği bir dönemde, anlamsız bir şekilde, bir ton evrak hazırlamanız gerekiyor.
E-devlette ne kadar işe yaramaz evrak varsa sunacaksınız.
Mesela ben Kopenhag’a gideceğim ama mevcut ikâmetgâhımı da koymak zorundayım dosyama.
Benim hangi sokakta oturduğumdan Başkonsolos’a ne?
Yok bu evrak çok mühim derseniz, o zaman ben de size neden Ukraynalılar ve Sırbistanlılardan istenmiyor diye bir başlarım, kendinizi aynı kefeye koymayacağınız arka arkaya bir sürü ülkeyi sıralarım.
Form dolduracak, evrakları istenen düzende sıralayacak, kraldan çok kralcılık yapan bankodaki görevlinin afra tafrasını sineye çekeceksiniz.
Tabii bütün bu aşamaları layıkıyla geçtikten sonra bile vize alıp alamayacağınızın bir garantisi yok.
Gözünün üstünde kaşın olduğu gerekçesiyle başvurunuz reddedilebilir.
Ama bu kararı taşıyabileceğiniz bir üst merci de yok, velev ki evraklarınızı kontrol eden memur apaçık bir hata yapmış olsun, hakkınızı da arayamazsınız.
Yatırdığınız onca para da yanar gider.
Kimi, kime şikayet edeceksiniz?
Mahkeme mi açacaksınız?
De ki haklı bulundunuz, o da iyi bir şey değil, bir sonraki başvuruda vize alırken hatırlatırlar korkusuyla ses edemezsiniz.
İyi de bu fasla kadar anlattıklarım aslında randevu almayı başarmışların meselesi.
Bazı ülkelerde iş çığrından çıktı, randevu almak için bir ön randevu sistemi getirdiler, orada da sıraya giriyorsun.
Yani, o ülkenin seni kabul edip etmeyeceğine dair evraklarını sunmak için evvela bir randevu talep ediyorsun.
Randevunun randevusu da öyle bir anda geliyor sanmayın sakın, altı-yedi aydır randevu alabilmek için randevu bekleyenler tanıyorum.
Kâğıt yavaş yavaş her alanda yerini dijitale bırakıyor ya, vize randevu sistemlerinde de bu geçerli.
Randevunuzu internet üzerinden almanız gerekiyor.
Heyhat, girin bakın, pek çok yerde randevuların aylarca kapalı olduğunu göreceksiniz.
Ama hiç öyle boş yere ümitlenmeyin, o randevular açılmayacak.
Sebebi çok basit; artık yapay zekâya sahip uygulamalarla randevuları açıldığı anda vize acentaları kapatıyor.
Gecenin bir yarısı, bir ülke için bir randevu açıldığını farz edin.
Muhtemelen o yer, birkaç saniye içinde yapay zekâlı uygulama tarafından doldurulmuş olacak.
Dolayısıyla da hiçbir zaman size orada sıra gelmeyecek.
Peki, bu uygulamanın maliyeti ne kadar diye biraz bakındım.
Schengen vizesinin çıplak ücreti zaten epey yüksek: 90 euro -bu tutar, o şehre gitmek için alacağınız uçak biletine denk düşebilir.
Ama o kadarla kalmıyor çünkü konsolosluklar artık bu evrak işlerini aracı kurumlara devrettiler.
Başvuruyu o aracı kurumlardan yapmak mecburiyetindesiniz.
Onlar da bedavaya yapmıyorlar tabii bu işi.
40-50 euro da onlar kazanıyorlar.
Etti mi size 140 euro.
Durun daha bitmedi.
Seyahat sağlık sigortası yaptırmanız lazım.
20 euro da ona yazın: 160 euro.
Ailece tatile gideceksiniz mesela, dört kişisiniz, varın tutarın büyüklüğünü siz hesap edin -“yurtdışı çıkış harcı” denen anlamsız vergiyi de eklersiniz ama bu yazının konusu değil.
Parayı ayarladınız, evraklar da tamam ama randevu bulamıyorsunuz bir türlü.
Ne yapacaksınız?
Tarih yaklaşıyor, işlemler uzuyor, vakit nakittir…
İşi bilen bir acentayla görüşmeniz gerekiyor.
Onlar da hemen kendi “hizmet bedellerini” ekleyecekler.
Böylece sizin bir başvurunun 250 euro’dan pahalıya gelecek, piyasası şu aralar 280 civarıymış.
Ama gene bitmiyor, çünkü randevu yok.
Acentadan size şöyle bir teklif gelecek: “İsterseniz randevunuzu bot ile alabiliriz ama karşılığında 200 euro’luk bir ilave ödeme daha yapmanız gerekiyor.”
Hayır, derseniz, size kibarca bot haricinde randevu bulmak için en azından birkaç ay beklemeniz gerektiğini söyleyecekler.
Vermeye mahkûmsunuz.
Öteki alternatif beklemek değil gitmemek çünkü.
Benim anlamadığım, bu randevuların bot uygulamalarla alındığını ben biliyorsam Büyükelçilikler, Başkonsolosluklar bilmiyor mu?
TÜRSAB bilmiyor mu?
Turizm Bakanlığı bilmiyor mu?
Bunu engellemek bu kadar zor mu?
Bırakın, insanlar istedikleri gibi girip randevularını alsınlar.
Neden insanları fahiş paralar ödemeye mecbur ediyorsunuz?
Şu vize evraklarında yer alan uçak biletlerinin hepsinin sadece rezervasyon, otellerinse ücretsiz iade edilir cinsten olduğunu herkes bilir, gene de bu komedya senelerdir oynanmaya devam eder.
Adam arkadaşıyla görüşecektir ama laf anlatmak zor geldiğinden bir tane rezervasyon uyduruverir, hiç gitmediği otele -hatta belki şehre- gidecekmiş gibi gösterir kendini.
Ama artık bu bot uygulamalarla insanları resmen soymaya başladılar.
Eğer Büyükelçilikler ve Başkonsolosluklar bu rezalete kayıtsız kalırlarsa, onların içinden birilerinin de bu “döner sermayeden” istifade ettiklerini düşüneceğim.
TÜRSAB nerede?
Bakanlık nerede?
Benim bildiğimi siz bilmiyor musunuz?
Böyle bir ihtimale zerre prim vermiyorum ama bilmiyorsanız, ne iş yapıyorsunuz?
Biliyorsanız, neden engellemiyorsunuz?
Neden durdurmuyorsunuz?
İnsanları neden fahiş fiyatlar ödemek mecburiyetinde bırakıyorsunuz, hiç mi insaf etmeyeceksiniz?

Gündem Haberleri