CHP Lideri Özgür Özel, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutuklanarak yerine bir gecede iki terfi alarak kayyum atanan Can Aksoy'un geçmesine ve hak gaspınına ilişkin HalkTV'den İsmail Küçükkaya'ya konuştu. Özel, " Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir belediyesine kayyum atarsanız bunun bir bedeli olur. O bedeli bu iktidar hissetmek durumunda. Hissettireceğim" dedi.
'ERDOĞAN'A RAĞMEN...'
İsmail Küçükkaya, kayyuma karşı yapılan ve polis barikatıyla karşılaşılan mitingin ardından Özel'e sorular sordu. Özel, AKP iktidarı ile mücadele ettiğini büyük bir dezenformasyon yapılıp CHP'nin AKP ile mücadele etmediği algısı yaratıldığını söyledi. Veri olarak yaptığı mitinglere işaret etti. 'Normalleşme'nin sağ seçmen ile iletişim kurabilmekten geçtiğini dile getirdi, "Erdoğan'a rağmen onun kitlesine sesimizi duyurabilmek, Bahçeli'ye rağmen onun kitlesine de sesimizi duyurabilmek. 1 Ekim'de seçmenlerine hürmeten ayağa kalktık. Bugün de yaptıklarının karşısında ayağa kalktık." dedi.
HİÇ YAPILMAYAN TEMATİK MİTİNGLERİ YAPTIM
Partinin, anketlerde birinci parti konumunda olduğunu ve CHP'li belediyeye kayyum atamasının bir bedeli olacağını ifade etti. Özel, bunu da AKP'ye hissettireceğini söyledi. Özel, "Yerel seçimlerde önce de, yerel seçimlerden sonra da vatandaşın gerçek sorunları için ben bu hükümetle çok ciddi bir kavga veriyorum. Ben çok ciddi bir mücadelenin içindeyim. Bugüne kadar hiç yapılmayan tematik mitingleri yaptım, yapıyorum. Emeklisini, emekçisini, çiftçisini meydanlarda topluyorum. Bu benim hareketlerimden birisi. Biz bunları yaptıktan sonra çiftçiler sokaklara dökülmeye kendiliklerinden başladılar. Avrupa'daki gibi. Türk-İş bile geçtiğimiz pazar günü miting yaptı, kalabalık bir miting. Çünkü kendi tabanından baskı görüyor. CHP yapıyor, biz niye yapmıyoruz diye, katılmıyoruz diye de cesaret geliyor kişilere, kurumlara.
VATANDAŞ KISIR KAVGA İSTEMİYOR
Ama korkunç bir bilgi kirliliği var, dezenformasyon var. Vatandaş, kısır kavga istemiyor. Karşılıklı hakaretler, kavgalar istemiyor. Ama Cumhuriyet Halk Partisi de 'en sesine vur, lokmasını al' bir parti değildir. Asla böyle olmadı, olmayacak. Buna izin vermem.
KAYYUMUN BEDELİ OLUR
Türkiye'nin en büyük ilçesine, Cumhuriyet Halk Partisi'nin bir belediyesine kayyum atarsanız bunun bir bedeli olur. O bedeli bu iktidar hissetmek durumunda. Hissettireceğim. Ama hassas olan nokta şu: Vatandaşın desteğini kaybetmeden, arkamıza onun desteğini alarak ve vatandaşın sorunlarını unutturmadan bunu yapacağım
İşte yeni dönem hem partinin hakkını hukukunu savunmak hem de bunu yapabilmek için yeni bir süreci gerektiriyor. Ama değişen şu: "Olmayacak kişisel hakaretlerle, kimlik kavgalarıyla, inançlara yönelik tartışmalarla vatandaşın gözünden ve gönlünden düşmeyeceğiz. Zaten normalleşme dediğimiz bu. Erdoğan'a rağmen onun kitlesine sesimizi duyurabilmek, Bahçeli'ye rağmen onun kitlesine de sesimizi duyurabilmek. 1 Ekim'de seçmenlerine hürmeten ayağa kalktık. Bugün de yaptıklarının karşısında ayağa kalktık. İkisi de doğru karar. Bütün anketler 31 Mart öncesindeki çizgimizi korudukça birinci parti pozisyonumuzu koruduğumuzu gösteriyor" diyor.
ERDOĞAN'LA BAHÇELİ İLE ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ ASLA OLMAZ'
Normalleşme, sağ seçmenle diyalog kurabilme, onun emeklisine, yoksuluna, işsizine, onun gerçek dostunun sen olduğunu anlatabilmek ve bu bir sanattır. Bunu başardık. 31 Mart'ta da başardık. Bunu devam ettireceğiz. Birilerinin söylediği gibi Erdoğan'la Bahçeli ile yakınlaşma, koalisyon kurma, birlikte anayasa değiştirme, böyle bir şey hiç olmadı, asla olmayacak. Koalisyonu milletimizle kurduk, ittifakı milletimizle kurduk, yerel seçimi kazandık, genel seçimleri kazanana kadar durmak yok. Genel seçimleri kazanacağız"