İzmir'de barakada çıkan yangında 5 çocuğun hayatını kaybetmesinin ardından gelişmeler sürerken TEPAV bünyesinde yayımlanan bir çalışmada, Türkiye’de çocuk yoksulluğunun kişi başı gelire göre bakıldığında artış eğiliminde olduğu belirtildi.
Ekonomim' den Mehmet Kaya'nın haberine göre, çocuk yoksulluğuna yönelik TEPAV bünyesinde yayımlanan Ekrem Cünedioğlu ve Yağmur Uzunırmak' a ait çalışmada, TÜİK' in eşdeğer hane halkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60’ı yoksulluk tanımı kullanıldı.Buna göre, 2022 verilerinden 2023’te yayımlanan istatistiklere göre, 0-17 yaş grubunda 7,03 milyon çocuk yoksulluk içinde yaşıyor. Yoksul çocuk oranı yüzde 31,3 olarak ölçüldü.
Çalışmada, 2017’ye kıyasla artış eğilimi gözlenmekle birlikte, yaş gruplarına bakıldığında bazı gruplardaki artışın yüksekliği dikkat çekti.
25 YAŞ ÜSTÜ NÜFUSTA YOKSULLUK YÜZDE 18,2
Kişi başına gelir hesabına göre, yaş kırılımına bakıldığında ise bebek ve çocuklarda yoksulluk oranı daha yüksek seviyelere ulaşıyor. 2022 verilerine göre bebeklerde (0-2 yaş) yüzde 41,4, çocuklarda (3-14 yaş) yüzde 43,8, gençlerde (15-24 yaş) yüzde 29,9, 25+ yaş nüfusta ise yüzde 18,2 yoksulluk oranına ulaşılıyor. Türkiye’de bebeklerin çok büyük bir kısmı yoksul koşullarda yaşıyor.
''7 MİLYON ÇOCUK GÜVENSİZ VE SAĞLIKSIZ YAŞIYOR''
Ekrem Cünedioğlu' nun değerlendirmeleri şöyle:
"TEPAV’da Türkiye’de çocuk yoksulluğu üzerine yaptığımız çalışmada, sorunun yalnızca maddi yoksunluklarla sınırlı kalmadığını, aynı zamanda çocukların temel güvenlik, sağlık ve eğitim gibi temel hizmetlerden mahrum kaldığını da belirtmiştik” dedi. Türkiye’de yaklaşık 7 milyon yoksul çocuğun büyük kısmının güvensiz, sağlıksız ve temel güvenlik önlemlerinden yoksun yaşam alanlarında büyüdüğünü ve İzmir’deki olayın bu gerçeğin somut örneği olduğunu belirten Cünedioğlu, “Yoksulluk içinde yaşamak zorunda bırakılan ailelerin çocukları, bu tür risklere daha açık hale gelmekte, çocuk yoksulluğunun ne kadar derin ve yakıcı olduğunu hepimize hatırlatmaktadır.
Bu acı olayın ardından, çocuklarımızın güvenliği ve refahı için kapsamlı ve sürdürülebilir politikalara ne kadar acil ihtiyacımız olduğu ortadadır. Çocuk yoksulluğu, sadece maddi yetersizlikleri değil, aynı zamanda bu çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimlerini olumsuz etkileyen sağlık, eğitim ve sosyal hizmetlere erişimdeki engelleri de beraberinde getirmektedir. Yoksulluk döngüsünün kırılması, çocukların eğitimle kazandıkları fırsat eşitliğinin sağlanması ve böylece bir daha benzeri faciaların yaşanmaması için politikalarımızı güçlendirmeliyiz."
2 MİLYON ÇOCUK DERİN YOKSULLUK İÇİNDE YAŞIYOR
TEPAV bünyesinde yayımlanan Hakan Yılmaz çalışmasında ise, çocuklarda yoksulluk oranı 2023’te yüzde 34,4 olarak belirlendi. 2020’ye kadar yüzde 33-34 aralığındaki oran, 2021’den itibaren yüzde 34’ü geçti.
Çalışmada, 2 milyon çocuğun derin yoksulluk içinde yaşadığı belirlendi. Çalışmada, çocuklara yönelik vergi vb. ailelerin teşvikinde geriye giden düzenlemelere işaret edilirken, koruma amaçlı olarak politikalarda ise AB ortalamasının gerisinde bulunulduğu vurgulandı.
''TÜRKİYE' DEKİ ÇOCUK YOKSULLUĞU AVRUPA ÜLKELERİNE GÖRE YÜZDE 80 DAHA YÜKSEK''
Hakan Yılmaz'ın çalışmasında şunlar belirtildi:
"Kamu harcama programlarında ise çocuğa yönelik koruma harcamalarının aile dahil toplamı GSYH’ye oran olarak binde 5,5’ler seviyesindedir (TÜİK 2022 ve EUROSTAT 2022). Dolayısı ile doğrudan çocuğu korumaya yönelik kamusal programlar zaman içinde değişmekle birlikte düşük seviyededir (bu oranın AB 20 ortalamasının yüzde 1,7 olduğu dikkate alındığında).
Ülkemizde çocuk yoksulluğunun AB ülkelerine göre ortalamada yüzde 80 daha yüksek olduğu bir durumda bütçe kaynaklarının beklenenin aksine daha düşük oranda çocuğa yönelik sosyal programlara ayrılması meselesi bir öncelik sorunu olarak görülmelidir"