Yenidoğan çetesi davasında ilk duruşma

Türkiye'nin gündemine oturan bebek ölümlerine yol açtığı iddia edilen 47 sanıklı "Yenidoğan Çetesi" davasının ilk duruşması Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, başlayacak. Duruşma saat 11.00'e ertelendi.

Bugün, Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, sağlık sektöründeki büyük bir skandalın perde arkasını ortaya çıkaracak davanın ilk duruşması başlıyor. İddialara göre, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde görevli bazı çalışanlar ve sağlık görevlileri, bebek acil hastalarını, daha önce anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek ölümüne neden oldular. Bu skandalda adı geçen 47 sanıktan 22'si tutuklu bulunuyor. Çeteye ilişkin iddianamede 21 şüpheli, en az 12 bebeğin ölümlerinden sorumlu tutuldu.

PARA İÇİN BEBEKLERİN HAYATLARIYLA OYNADILAR

Soruşturmanın merkezinde, doktorlardan ambulans şoförlerine kadar geniş bir sağlık çalışanı ağı yer alıyor. Sanıklar, 112 Acil Çağrı Merkezi’nde görevli bazı kişilerle iş birliği yaparak, bebek hastaları, uygun tedaviye ulaşmadan özel hastanelere sevk ettikleri ve burada bebeklerin yaşamını yitirmelerine yol açtıkları gerekçesiyle yargılanacak.Yargılamada, sanıkların "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "kurulan örgüte üye olmak" ve "yardım etmek", "kamu kurumu zararına dolandırıcılık", "sahtecilik", "ihmal suretiyle ölüme sebep olmak" gibi suçlarla yargı önüne çıkacakları belirtiliyor. İddianamede, özellikle doktor Fırat Sarı ve doktor İlker Gönen'in ağır suçlarla yargılandığı dikkat çekiyor. Her iki doktor hakkında, 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve 11 kez "resmi belgede sahtecilik" suçlarıyla toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.

Ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise, "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" gibi suçlardan 180 yıl ile 589 yıl 9 ay arasında hapis cezası isteniyor.

HEMŞİRELER DE SANIKLAR ARASINDA

Sanıklar arasında, hemşireler ve sağlık görevlileri de bulunuyor. Onlar da bebek ölümlerinden sorumlu tutularak, "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçundan 10 yıl ile 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası talep edilen isimler arasında yer alıyor.

ÖZEL HASTANELERİN RUHSATLARI İPTAL EDİLDİ

Soruşturma kapsamında, 9 özel hastane de yargının dikkatini çekti. İddianamede adı geçen bu hastanelerin ruhsatları, olayın ardından iptal edildi. Bugün başlayacak dava, sadece bireysel suçlardan öte, sağlık sektöründe ciddi bir güven bunalımına yol açan bir olayın yargı sürecinin başlangıcı olacak.

Duruşma öncesi adliye önünde siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve basın hazır bulundu.

Yenidoğan çetesi davası, Bakırköy Adliyesi konferans salonunda görülecek; girişler saat 10.00’da başladı. Gazeteci Rojda Altıntaş duruşmadaki gelişmeleri X sosyal medya hesabı üzerinden paylaşıyor.

10.00'da başlayacak olan duruşma 11.00'a ertelendi. Duruşma saatini bekleyen sivil toplum kuruluşu üyeleri adiye içinde "Susma, sustukça sıra sana gelecek!" sloganları attı.

DURUŞMA SAAT 11.00'E ERTELENİP 11.30'DA BAŞLADI

Yenidoğan çetesi davasında içeri alınmayan aile ve basın mensuplarının önüne barikat kuruldu Tepkiler üzerine barikat indirildi. Yenidoğan Çetesi duruşmasında mahkeme başkanı, baro başkanlarının müşteki avukat bölümünden izleyici kısmına geçmesini istedi. Avukatlar ve bazı meclis araştırma komisyonu üyeleri itiraz ettiler. Heyet kısa bir ara verdi.

Gazateci Rojfda Altıntaş:


Mağdur aileler ve basın mensupları barikat önünde bekletiliyor. Sanıkların çevresi jandarma ekipleriyle çevrili. Sanıkların isimleri okunuyor.

Gazeteci İhsan Yalçın, " Salon tıklım tıklım. Bebeklerini kaybeden aileler içeri alınmadı. Yenidoğan Çetesi sanıklarının çevresinde jandarma ve polis etten duvar örmüş durumda." dedi.

Rojda Altıntaş, salonda yaklaşık 500 kişi bulunduğunu söyledi.

İhsan yalçın, "Yenidoğan Çetesi lideri Doktor Fırat Sarı, tutuklu sanıklar arasında en arkada oturuyor. Üstünde beyaz bir ceket var. Duruşmaya peruksuz gelmiş.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da Yenidoğan Davası’nı izlemek için şimdi duruşma salonuna girdi. Mağdur aileler içeri alınmadı. Avukatlar buna itiraz ediyor."

Gazeteci Rojda Altıntaş, "Diyarbakır Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, Tekirdağ Baro Başkanı Egemen Gürcün de burada."

Gazeteci İhsan Yalçın, "Mağdur aileler içeri alınmadı. Avukatlar buna itiraz ediyor. Duruşma salonunda gerginlik. Davaya katılma talepleri reddedilen avukatlar mahkeme başkanıyla tartışıyor. Mahkeme Başkanı bir avukatın salondan dışarı çıkarılmasını istedi. Yenidoğan Çetesi Davası’nın ilk duruşması şuan itibariyle başladı. Mahkeme Başkanı, tutuklu sanıkları tek tek kürsüye çağırıp kimlik tespiti yapıyor."

Gazeteci Rojda Altıntaş, "Sanık Cansu Akyıldırım ve Çağla Durmuş’un kimlik tespitleri yapıldı. Fırat Sarı, Aylık gelirinin 400 bin lira olduğunu söyledi."

Bebeklerini kaybeden aileler şimdi salona 12.15 sıralarında alındığı öğrenildi.

Gazeteci İhsan Yalçın, "Sanıkların hepsi tek tek kürsüye geldi ve kimlik tespitleri yapıldı. Aileler, çocuklarını öldüren çete üyelerini ilk kez bu kadar yakından gördü."

Gazeteci Rojda Altıntaş, "Duruşmada sesin az olması nedeniyle uyarı yapılıyor. Avukat Ömer Kavili, Mahkeme Başkanına tepki gösteriyor. Avukat Ömer Kavili, mahkeme başkanını yanlış tutanak tutulduğu gerekçesiyle ikaz ediyor. “Okundu dediklerinizi okur musunuz? Okunmadı. Salonun duyması gerek. Gerçeğe aykırı tutanak tutuyorsun”

"Duruşma düzenini bozduğu gerekçesiyle bir avukat dışarı çıkarıldı. Salondan dışarı çıkarılan avukat, Mahkeme Heyeti’ne ‘Kanunsuzlar’ diye bağırdı."

Gazeteci Rojda Altıntaş, "Mahkeme Başkanı, katılma talebi ile ilgili avukatlara "Bize dilekçe sundunuz mu?" diye sordu. Avukatlar dilekçe sunduklarını ifade ederken, STK ve siyasi partilerin de araya girerek katılma talebinde bulunduklarını belirttiler. Mahkeme Başkanı, "Katılma yönünden çok uzatmayacaksanız söz vereceğim, aksi takdirde ceza mahkemesinde böyle bir usul yok. İşin içinden çıkılmaz. Mahkemenin bir usulü var; söz hakkı vereceklerimizi yazalım ve sırayla disiplin içinde devam edelim. Arkadan söz hakkı olmadan konuşan olursa dışarı çıkaracağız" dedi."

"DURUŞMA GECE SAATLERİNE SARKMASIN"

Gazeteci İhsan Yalçın, "Duruşmanın görüldüğü konferans salonunda hiç yer kalmadı, tüm koltuklar doldu. Yaklaşık 100 kişi davayı ayakta izliyor. Sorgulara da henüz geçilmedi. Ses sistemi çok iyi değil. Zaman zaman ses duyulmuyor. Tutuklu sanıklar zaman zaman kendi aralarında konuşuyor; ama çete lideri Fırat Sarı’nın ağzını bıçak açmıyor. Başı önde sessizce oturuyor. Mahkeme Başkanı ve heyet kendi aralarında konuşuyor. Sorgu için artık son hazırlıklar yapılıyor. Salon çok sessiz."

Gazeteci Rojda Altıntaş, Bekleme sırasında davanın usulüne dair sorular yöneltildi. Mahkeme Başkanı: "Mesai saatimizden sonra da duruşmaya devam edeceğiz. 20.00, 21.00'e kadar sürer, ertesi gün de devam ederiz"

Gazeteci İhsan Yalçın, Sanık avukatları sorguların gece saatlerine sarkmamasını talep etti. Mahkeme Başkanı akşam 9 gibi biter dedi. Duruşmaya 45 dakika ara verildi."

DURUŞMA YENİDEN BAŞLADI

Saat 15.00'da duruşma yeniden başladı.

Gazeteci İhsan Yalçın, "Tutuksuz yargılanan Başhekim Ahmet Atilla Yılmaz’ın kimlik tespiti yapıldı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan konuşuyor."

Gazeteci Rojda Altıntaş, "Başkanı Erinç Sağkan, ' Sabah duruşmaya başlarken bulunduğunuz yerle ilgili yapılan tartışmaya dair şunu belirtmek isterim: Bizim nerede oturduğumuzun bir önemi yok. Bizim için önemli olan, müşteki ve sanık vekillerinin çalışma ortamlarının sağlanmasıdır.'

'İbrahim Kaboğlu, katılma gerekçelerini açıklıyor: Bu davanın konusunu oluşturan sağlık hizmetleri, devletin sorumluluğundadır. Konu nedir? Evet, Çocuk Hakları Sözleşmesi. Buna katılıyorum ama aynı zamanda çocuk bir insandır ve yaşama hakkı vardır. Yaşama hakkını korumak, baroların da sorumluluğudur. Ortaya çıkacak yargı kararının asaletle sürdürülmesi, adil yargılamanın gerçekleşmesi ve gerçeğin ortaya çıkması gereklidir.'

Tekirdağ Barosu Başkanı Egemen Gürcün katılma gerekçesini anlatıyor: “Geçtiğimiz haftalarda Narin kızımızın davasında baroların ne kadar katkı sağladığını gördük. Bu bağlamda, mağdurların korunması ve ailelere destek olunması açısından baroların davaya katılımı önemlidir”

Öldürülen bebeklerin avukatlarından biri: “Bu davada sanıklarla ilgili iddialarımız ortadayken, sanıklara soru sormamız gerekiyor. 47 sanık ve çok sayıda müdafi var. Bu tarz davalarda çeteyi çökerten şey çapraz sorgudur. Narin dosyasında katılma talebi kabul edildi ve bu sayede çok önemli sorular soruldu. Sesimiz kısılmasın”

DURUŞMAYA KİMLER KATILDI?

Gazeteci İhsan Yalçın, "Duruşma salonunda Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ (bir süre önce ayrıldı), HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, TBMM Adalet Komisyon Üyesi ve AK Parti İstanbul Milletvekili Şengül Karslı, TBMM Adalet Komisyonu Üyesi ve CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer de var."

Mağdur Avukatı: Hukuken peşlerindeyiz, enselerindeyiz. Başka öldürülen çocuklar varsa bunlar da ortaya çıkarılsın.

KATILIM TALEPLERİ DİNLENİYOR

Gazeteci Rojda Altıntaş, "Dernek avukatlarından biri, katılma taleplerinin gerekçelerini anlatıyor: Öldürülen çocukların aileleri ve Türk milleti bu sanıkları affetmeyecek. Örgüt lideri Fırat Sarı kaç yıldır insanların ölümüne sebep oluyor? Türk milleti affetmeyecek, ancak sanıkların vicdanlarını rahatlatmaları için itirafta bulunmaları gerek. Biz hukuken peşlerindeyiz, enselerindeyiz.

"BU NOKTADA OLMAMIZIN TEMEL NEDENİ SAĞLIKTAKİ ÖZELLEŞTİRME POLİTİKALARIDIR"

HKP’li avukat, katılma talebinin gerekçesini anlatıyor: "Cumhuriyet tarihimizin en büyük skandalı ile karşı karşıyayız. Kapıda anneler ve babalar saatlerce bekletilerek ağlatıldı. Usul açısından da yanlışlık olduğunu tekrar vurgulamak isterim. Bugün bu noktadaysak, bunun temel nedeni sağlıktaki özelleştirme politikalarıdır. Bu, sadece buzdağının görünen yüzü. Daha ortaya çıkmayan neler var? Bu davaya, sorumluluğu olan herkesin, buna bakanlar da dahil, eklenmesi gerekir."

Mağdur ailelerin avukatı: "Mağdur ailelerden intihar edenler var. Bu, buzdağının görünen kısmı bile değil. Ailelerin çoğu fakir ve gariban. Bu ülkede her zaman garibanlar mağdur oluyor."

"ÇETE YÜZÜNDEN ENGELLİ KALANLAR VAR"

Çete yüzünden engelli kaldığı belirtilen Asilhan Dağlı’nın avukatı: "Fırat Sarı, müvekkillerimi çocuklarının durumunun kötüye gittiği iddiasıyla korkutmuştur. Ancak müvekkillerim büyük bir cesaret göstererek çocuklarını yoğun bakımdan almıştır. Başka bir hastanede bebeğin kilo aldığı görülmüş, fakat şu an ağır engelli durumdadır. Rapora göre, Fırat Sarı’nın yeterli yoğun bakım bilgisine sahip olmadığı tespit edilmiştir."

Bazı avukatlar, duruşmada yapılan açıklamalarda siyasi propaganda yapıldığını belirterek tepki gösterdi. Savcı, tüm katılma taleplerinin "suçtan zarar görmedikleri" gerekçesiyle reddini talep etti.

GELECEK PARTİSİ'NİN KATILIM TALEBİ KABUL EDİLDİ

Gelecek Partisi avukatının katılma talebi kabul edildi, gerekçelerini şöyle açıklıyor: "Türkiye'de bugüne kadar gördüğümüz en büyük skandal ile karşı karşıyayız. Daha önce skandallar gördük, ancak hiçbiri bununla kıyaslanamaz. Hastaneler, savaş zamanında bile dokunulmaz yerlerdir. Ne yazık ki, bizim insanımız para uğruna milletimizin bebeklerinin canına kast etmiştir. Bu dava, tüm toplumun zarar gördüğü bir davadır ve tüm siyasi partilerin bu davaya katılma hakkı vardır."

Bazı avukatlar, duruşmada yapılan açıklamalarda siyasi propaganda yapıldığını belirterek tepki gösterdi.

UCİM: DERNEĞİMİZE ÇOK SAYIDA AİLE BAŞVURDU

Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği avukatı, davaya katılma talebini şöyle açıklıyor: "Derneğimize ulaşan çok sayıda aile bizden destek talep etmiştir. Mağdur sayısı çok daha fazladır, sanık sayısı da öyledir. Kovuşturmanın genişletilerek maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını talep ediyoruz."

SAVCI TÜM KATILIM TALEBİNİN KATILIM TALEPLERİNİN REDDİNİ TALEP ETTİ

Savcı, tüm katılma taleplerinin "suçtan zarar görmedikleri" gerekçesiyle reddini talep etti. Sanıklara katılma talepleriyle ilgili soru soruldu; hepsi "Bir diyeceğim yoktur" yanıtını verdi. Kararı Mahkeme Başkanı verecek."

Sanık avukatları da, katılma taleplerinin "suçtan zarar görmedikleri" gerekçesiyle reddini talep ediyor.

Sanık avukatı, katılma hakkına itiraz gerekçesini açıklıyor: (…Duyulmadı).

Bu telefon tapelerinin hiçbirinde izin yoktur. Eylül ayından sonra dolandırıcılık, Eylül ayından önce rüşvet olarak kabul edilebilir.

Mahkeme Başkanı: Avukat bey, esasa gelin.

(Salonda sesler yükseldi.)

Sanık Avukatı: Türkiye Cumhuriyeti'nde hiçbir dosyada böyle bir yargısız infaz yapılmadı.

...

Yenidoğan Çetesi davasında duruşma, gergin bir şekilde devam ediyor. Henüz sanıkların sorgusuna geçilmedi. Katılma taleplerine ilişkin beyanlar ve itirazlar değerlendiriliyor.

Sanık Avukatı: Dosya birilerinin şahsi şovuna dönüştü. Medyatik oldu. Siyasi partilerin de…

Mahkeme Başkanı: Kişiselleştirme. (Salonda avukata yönelik sesler yükseldi.)

Sanık Avukatı : Kişiselleştirmiyorum

Sanık Avukatı, katılma taleplerinin reddini talep etti.

Gelecek Partisi avukatı, sanık avukatının müvekkilinin kim olduğunu tekrarladı.

Sanık Avukatı: Doğrudan avukatlar hedef gösterilerek açıklamalar yapılmasın. Siz bu kadını mı dinleyeceksiniz?

(Salonda sesler yükseldi, ortam sakinleştirilmeye çalışıldı.)

Mahkeme Başkanı: Avukat hanımı dışarı çıkaralım.

Gelecek Partisi avukatı duruşma salonundan çıkarıldı.

Katılma taleplerine ilişkin mahkeme heyeti değerlendirme yapıyor.

Duruşmaya 30 dakika ara verildi.

...

Yenidoğan Çetesi davasında sorgulara henüz geçilemedi

Sabah 09.00’da başlaması planlanan duruşma, gecikmeler nedeniyle 11.00’de başlayabildi. Barolar, STK'lar ve siyasi partiler tarafından sunulan katılma taleplerinin değerlendirilmesi nedeniyle henüz sanık sorgularına geçilemedi. Mahkeme başkanı, katılma taleplerini tek tek değerlendirirken, sanık müdafileri "suçtan doğrudan zarar görmedikleri" gerekçesiyle bu taleplerin reddini talep ediyor. Mahkeme heyeti, katılma taleplerine ilişkin kararını vermek üzere değerlendirme yapıyor. Ara bitmek üzere.

...

Mahkeme heyeti, barolar, sivil toplum kuruluşları ve soruşturma dosyasında adı geçmeyen mağdur vekillerinin katılma taleplerini, "suçtan doğrudan zarar görmedikleri" gerekçesiyle reddetti.

...

Sanık Hakan Doğukan Taşçı'nın sorgusuna geçildi

Mahkeme Başkanı: Savunmanı yapabilir misin?

Hakan Doğukan Taşçı: Savunmamı yapacağım. Özellikle tutuklandıktan sonra yaptığım birkaç işi kabul ettim. Dürüstlükle ifademi verdim ancak bazı konularda üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Örneğin, ihmalle davranıştan kasten adam öldürmeyi kabul etmiyorum. Sadece telefon tapelerinden oluşan bilirkişi raporu yazılmış. Bunu da kabul etmiyorum.

Mahkeme Başkanı: Kendini tanıtır mısın?

Hakan Doğukan Taşçı: Ankara doğumluyum. Şişli MYO Paramedik Bölümü’nü kazandım ama gitmedim.

Mahkeme Başkanı: Nerelerde çalıştın?

Hakan Doğukan Taşçı: Asya, Bayrampaşa Baypark… Sayayım mı hepsini?

Mahkeme Başkanı: Say.

Hakan Doğukan Taşçı: Şu anki A Hastanesi'nde çalıştım. Sonra bir dönem çalışmadım, ardından Beylikdüzü Kokan Hastanesi’nde çalıştım. Daha sonra Reyap Hastanesi’nde çalıştım. İki yıl kadar Güney Hastanesi’nde çalıştım, ardından Birinci Hastanesi’nde çalıştım. En son Florya Hastanesi’nde çalışıyordum. Daha sonra tutuklandım.

Mahkeme Başkanı: Diğer sanıklardan kimi tanıyorsun?

Hakan Doğukan Taşçı: Hepimiz sağlık sektöründe çalıştığımız için birbirimizi tanıyoruz. Hastanelerde yüzlerce personel var.

Sanık Hakan Doğukan Taşçı, ifade veriyor

Sanık: Dava birçok eylemden oluşuyor. Öncelikle şuna değinmek istiyorum, sistemde usulsüzlükler var, özellikle yapılan işler değil. 2015 yılında ilk çalıştığım hastanede de böyleydi.

Mahkeme Başkanı: Nasıl yani?

Sanık: Yani evrak üzerinde oynamalar yapılıyor. Biz bunu her zaman görüyoruz. Şikayetler yapılıyor ama dikkate alınmıyor. Bu hastaneler yılda 10 kez denetleniyor, bu kurumlar bu denetimlerden nasıl geçiyor? Bu işin sorumluluğunu neden sadece hemşireler çekiyor? Benim 1 kuruş fazla kazandığım para yok. Bana yöneltilen suçlama resmî evrakta sahtecilik. Şu an İstanbul’da özel hastanelerde gece çocuk yoğun bakımlarda doktor durmuyor. Sistem zaten bu şekilde. Biz müdahale etmeyince, neden müdahale edilmedi diye soruluyor.

Mahkeme Başkanı: İfadende Fırat Sarı ile görüşmene ilişkin bir konuşma var.

Sanık: Efendim, her hastane sahibi para kazanmak ister. 20 hastadan bahsettikleri, Fırat Sarı’ya baskı yaptıkları için o da bana söylemiştir.

Sanık Hakan Doğukan Taşçı'nın ifadelerini veriyor

Sanık: "Bir şablon var, bir de kötü hasta şablonu var. Bizden bu şablonlara göre bilgi yazmamız isteniyordu, biz de yazıyorduk. Sorarsanız, bunlar anormal mı diye, evet, normal olarak anormaldi. Ancak biz sadece çarşafın bir kısmını yazıyordum. Bunun resmî olmadığını nasıl soracaksanız, hastayı zaten takip ediyorum."

Mahkeme Başkanı: Peki, basamakları kim yazıyordu?

Sanık: "Maksimum sayıdaydı, o hep çalışıyordu."

Mahkeme Başkanı, sanığın başka bir konuşmasını okudu

Mahkeme Başkanı: Kimle konuştuğunu görüyor musun?

Sanık: "Hayır, onlara."

Mahkeme Başkanı: Serenay?

Sanık: "Dış nöbetçi konusu. Dışarıdan Yetkili çağırılıyor."

Sanık Hakan Doğukan Taşçı'nın faydasını veriyor: (Yenidoğan bebeklerinin solunumu için ilaç)

Sanık: Hasan Basri Gökdemir, hastanelerden ilaç topluyordu, ben de Hüseyin Gündüz isimli şahsa satıyordum.

"SATTIĞIMIZ İLAÇ MİKTARI 60 ADET"

Mahkeme Başkanı: Kimlerden alıyordu?

Sanık: Net ismini gösterdi. Hasan alıyordu, ben satıyordum.

Mahkeme Başkanı: Ne kadara satıyordunuz?

Sanık: 600 TL'ye.

Mahkeme Başkanı: Hüseyin Gündüz'ü Nereden tanıyorsun?

Sanık: Arkadaşım. Mahkeme Başkanı: Ne iş yapıyorsunuz?

Sanık: Ambulans şoförüydü.

Mahkeme Başkanı: Hüseyin Gündüz, bu ürünleri nereden ayırdınız?

Sanık: Yok, soruyordu. Zaten 3 kere satıldık. Sattığımız ilaç miktarı 60 adet.

Mahkeme Başkanı: Parayı ne geçirdiniz?

Sanık: 2 kere Fırat Sarı aldı, bir kere de "paraya kayıtlı var" diye gizlice yaptık.

Mahkeme Başkanı: Ne kadar kazandın?

Sanık: 4 bin 500 TL, Fırat Sarı ise yaklaşık 40 bin TL kazandı.

Gündem Haberleri