DEM Parti heyeti, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu ile birlikte 9 kişiyi ziyaret etti. İmamoğlu, görüşmede barış sürecine tam desteğini açıkladı ve “barış için hazırız” mesajı verdi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, İmamoğlu’nun yanı sıra diğer belediye başkanları ve milletvekillerini de ziyaret ettiklerini belirtti. Bakırhan, görüştükleri tüm siyasi tutsakların barış sürecini desteklediklerini ve başarıya ulaşması için üzerlerine düşen görevi yerine getireceklerini söylediklerini aktardı.
İmamoğlu, Türkiye ve bölgede yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen barışın konuşulmasını “en fazla umutlandıran gelişme” olarak değerlendirdi, Türkiye halklarına selamlarını iletti ve barış sürecine aktif destek sözü verdi.
“CEZAEVLERİNDEKİ EN BÜYÜK SORUN UZUN TUTUKLULUK”
Bakırhan, cezaevlerinin en büyük sorununu uzun tutukluluk süreci ve adil olmayan yargılamalar olarak tanımladı. DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, “Umarım önümüzdeki dönem tutuksuz yargılamalar olur, adil yargılamalar olur, siyasi davalar son bulur” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, İmamoğlu’nun “barış ve demokrasinin birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğu” vurgusunu önemsediklerini belirtti. Hatimoğulları, “Bir ülke demokratikleştikçe barışı, barışı tesis ettikçe demokrasiyi sağlar” dedi.
İmamoğlu’nun “Ayrımcılık Türkiye’ye yakışmaz, ülkede acı yaşayan her yeri tedavi etmek durumundayız” mesajının anlamlı olduğu vurgulandı, “iç cephenin tahkim edilmesi için Türkiye’deki tüm farklılıklara yaşam hakkı tanınması gerektiği” ifade edildi.
YARGININ SİYASALLAŞMASI ELEŞTİRİSİ
Hatimoğulları, cezaevindeki tutsakların en büyük şikayetinin yargının siyasallaşması olduğunu söyledi, seçilmişlere yönelik operasyonların Türkiye’de antidemokratik uygulamaların temel göstergesi olduğu belirtildi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, “Seçme ve seçilme hakkı demokrasinin vazgeçilmez asgari koşuludur. İnsanlar demokratik zeminde siyaset yürüttükleri için hapishanelerde olamazlar” dedi.
SÜREÇ İÇİN BÜYÜK SORUMLULUK
Bakırhan, Ortadoğu ve dünyadaki gelişmelerin barış sürecinin başarıya ulaşması için büyük sorumluluk yüklediğini ifade etti, “Daha demokratik, daha barışçıl, siyasi davaların olmadığı, hukukun ve yargının tarafsız bağımsız davrandığı bir süreci hep birlikte yaşarız” dedi.