Anayasa Mahkemesi, Resmi Gazete’de yayınlanan kararla 4 Haziran 2024 tarihinde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın KHK ile rektör atamasına iptal etmişti.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi ise “İddialar doğru değil” açıklamasıyla bir iptal durumunun olmadığını iletmişti. Bu olaylardan 2 buçuk ay sonra Cumhurbaşkanı tarafından ODTÜ ve İTÜ’nün de aralarında bulunduğu 13 üniversiteye rektör ataması yapıldı.
Eğitim-İş Sendikası’ndan, söz konusu atamalara ilişkin “Anayasa Mahkemesi’nin kararına karşın atamaların devam ettirilmesi, hukuk devleti ilkelerine ve anayasaya aykırı” çıkışı yapılırken kararlara tepki gösterildi.
Eğitim -İş’ten yapılan açıklamada, “Üniversiteler, bilimsel araştırmaların ve özgür düşüncenin yuvasıdır. Bu kurumların yöneticilerinin, siyasi baskılardan uzak ve liyakata dayalı bir şekilde atanması, demokratik bir toplumun temel gerekliliklerinden biridir. Anayasa Mahkemesi’nin kararı, titizlikle uygulanmalıdır” ifadeleri kullanıldı.
Cumhuriyet’ten Taylan Gülkanat’ın haberine göre, Eğitim- İş İzmir 4 No’lu Yükseköğretim Şube Başkanı Elbey Kale, Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uyulması gerektiğini kaydederek “Üniversitelerin bir an önce siyasi parti arka bahçesi olmaktan kurtarılmasını istiyoruz. Üniversitelerin çağdaş, bağımsız birer bilim yuvası olması için rektörlerin demokratik seçimlerle seçilmesi gerekmektedir” söyleminde bulundu.
‘YÖK KAPATILMALI’
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Eğitim Sen Yükseköğretim ve Eğitim Sekreteri Evrim Gülez ise “AKP iktidarının AYM’nin kararına rağmen mevzuatta gerekli düzenlemeleri yapmamakta ısrar etmesi, rektör ve Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) üyelerinin atamalarının doğrudan cumhurbaşkanı tarafından yapılması kabul edilemez.” ifadelerini kullandı.
Üniversitelerin, siyasal iktidarların etki alanında olmaktan çıkarılması ve cumhurbaşkanı tarafından atanan rektörler tarafından değil, üniversite bileşenlerinin ortak iradesiyle seçilen kurullar eliyle yönetilmesi gerektiğini belirten Gülez, “Üniversitelerin tüm kurumlardan, siyasi iktidardan ve sermayeden bağımsız olarak kendi kararlarını almaları sağlanmalıdır. Bilimin özgürleşmesi, kamusal, özerk ve demokratik bir üniversite anlayışı ancak bu koşullarda yaşatılabilir” açıklamasını yaptı.
Gülez, “YÖK ve siyasal iktidarın temsil ettiği anlayışlar üniversitelerimizden ellerini tamamen çekmeli ve özerk-bilimsel üniversite anlayışının hayata geçirilmesi için gerekli adımlar atılmalıdır. Bunun için öncelikle yıllardır üniversitelerimizin üzerinde “Demokles’in Kılıcı” gibi sallanan YÖK kapatılmalı ve üniversiteler arasında koordinasyonu sağlayacak, demokratik, katılımcı ve çoğulcu modeller hayata geçirilmelidir.” ifadelerini kaydetti.