MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin geçen yılın Ekim ayında başlattığı sürecin şu an için sona ermiş gibi göründüğü söylenebilir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, uzun bir süre sessiz kalıp, yalnızca 11 Ocak'taki Diyarbakır ziyaretinde bu yeni sürece dair herhangi bir açıklama yapmıştı. Bu süreçte en belirgin beklenti, terör örgütü PKK'nın koşulsuz olarak silah bırakmasıydı. Bunun gerçekleşmesi için ise PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın çağrı yapması bekleniyordu.
Bu amaçla, DEM Parti'li iki kişiden, Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder'den oluşan iki kişilik heyet İmralı Adası'nda hükümlü bulunan Öcalan ile görüştü.
İlk görüşmenin ardından yapılan açıklamada Öcalan'ın silah bırakma çağrısı için gönüllü olduğu izlenimi vardı.
Öcalan “Sayın Bahçeli ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim” demişti.
Ardından İmralı heyeti, görevden alınan Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk'ün de katılımıyla siyasi partileri ziyaret etti, adı konulmayan sürece muhalefetin desteği istendi. Muhalefet liderleri önerilerini aktardı.
Tüm bu trafik sonrasında yapılan ikinci İmralı ziyaretinin ardından işlerin çok da yolunda gitmediğine ilişkin sinyaller gelmeye başlamıştı.
İmralı heyetinin açıklaması üç kez ertelendikten sonra yapılabildi; kısa ve beklenen çağrının çok uzağında bir metin paylaşıldı.
Öcalan'ın 'beklenen çağrı' için, yakalandığı gün olan 15 Şubat'ı beklediği yönünde kulis bilgileri Ankara'da dolaşırken, şok açıklama AKP Sözcüsü Ömer Çelik'ten geldi.
Çelik dün yaptığı açıklamada üçüncü İmralı ziyaretinin olmayacağını kesin bir dille aktardı ve şunları söyledi:
Ziyaret trafiği tamamlandı. Bundan sonra beklenen terör örgütünün tasfiye edilmesiyle ilgili çağrının ortaya çıkması.
Ziyaret trafiğinde kendi görüşlerimizi ifade ettik. Ziyaret eden heyet de bütün açıklığıyla konuya nasıl baktıklarını ifade ettiler.
Biz de geçmiş dönemdeki çalışmalar ve bu dönemde nasıl baktığımızla ilgili tutumumuzu ortaya koyduk. Gelinen nokta terör örgütünün kendini tasfiye etmesi ve silah bırakmasıyla ilgili çağrıyı kapsıyor.
"ÖCALAN'DAN ÇAĞRI BEKLENTİSİ BİTTİ"
Bu açıklamanın ardından 'Öcalan'dan çağrı beklentisi bitti' yargısını güçlendiren bir açıklama da MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den geldi. Bahçeli partisinin grup toplantısında çağrı için bu kez PKK'yı işaret etti.
Geliniz, silahlarınızı öldürülmeden önce siz kendi iradenizle bırakınız. Pişman olduğunuzu, bu mücadelenin asla sonuç vermeyeceğini açıklayınız. Binlerce insanımıza yaşattığınız acılardan duyduğunuz pişmanlığı duyurunuz. Küresel güçlerin hizmetinde bölgesel aktörler olmaya bir son veriniz. Aziz milletimizin sizler için reva göreceği akıbete teslim olunuz.
DEM Parti Eş Başkanı Tülay Hatimoğlulları, "İmralı ile görüşmeler devam etmelidir" mesajı verse de rotanın değiştiği, Öcalan'dan beklenen çağrının gelmeyeceği yönündeki işaretler arttı.
ERDOĞAN-BAHÇELİ-ÖCALAN HATTINDA NE OLDU?
Bahçeli, herkesi şaşırtan çıkışını yaptıktan sonra Suriye'de Esad rejiminin devrilmesi, Ankara'nın olası gelişmeleri bildiği ve ona göre pozisyon aldığı yorumlarına yol açmıştı.
Ardından ABD'de Trump döneminin başlamasıyla bölgesel denklemin de değişebileceği beklentisi oluştu.
GÖRÜŞMELER KİLİTLENDİ Mİ, KİLİTLENDİYSE NEREDE KİLİTLENDİ?
Buna ilişkin Ankara'da farklı senaryolar var. İlk senaryo, sürecin şimdilik durduğu yönünde. Bunu savunanlar Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasında yapılacak görüşmenin beklendiğini savunuyor. O görüşmenin ardından tüm tarafların yeniden pozisyon alacağı belirtiliyor.
İkinci senaryo Öcalan'ın “Rojava çözülmeden mesaj yok” dediği, yani süreci Suriye'ye kilitlediği yönünde.
Üçüncü senaryo ise her adımında önüne anketleri koyan Erdoğan'ın, İmralı trafiğine kamuoyunda oluşan tepkiyi dikkate aldığı. Son seçimleri bıçak sırtında kazanan, hala birçok ankette ikinci çıkan Erdoğan, oy kaybından endişe ettiği için Bahçeli'nin koçbaşı tavrına rağmen geri adım attı diyenler çoğunlukta.