CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek hakkındaki sözleri gerekçe gösterilerek soruşturma açılmıştı. Soruşturmayı açansa yine Akın Grülek oldu. Bunu hatırlatan Özgür Özel, Gürlek'e tepki göstererek "Başka iş bilmiyorsa avukatlık yapabilir" demişti.
Özel'in bu sözlerine İstanbul Barosu'ndan itiraz gelmişti.
"Avukatlık andına açıkça aykırı hareket eden savcı ve yargıçlar, avukatlık mesleğine kabul koşullarından yoksundurlar" denilen baro açıklamasında Özel'in ifadeleri de "talihsiz" olarak değerlendirilmişti.
Özel'den yanıt
Özel bu açıklamaya bugünkü grup toplantısında yanıt geldi. Baronun eleştirilerini kabul eden Özel, açıklamaları için de teşekkür etti.
Özel, İstanbul Barosu'nun açıklamasına şöyle yanıt verdi:
*Ben bu celladı kınarken; dedim ki, 'Bırak bu işleri, istifa et, git avukatlık yap.' Aslında o mesleği, 'Kıymetli bir diploma ve mesleğine dön' demek istedim. Bundan bazı avukatlar alınmış. Hatta bazı barolar açıklama yaptılar. Arkadaşlarıma dedim, eleştiren eleştirmeye açık olacak. Demokrasi tepki ve protesto rejimidir, böyle bakmak lazım. Ama çok iyi niyetliydi, tamamen yanlış yere çekildi. 'Bir iş bilmiyorsan, git avukatlık yap' gibi anlaşıldı. Ondan dolayı ben de üzüntü duyduğumu ifade ettim.
*Ama asıl İstanbul Barosu'nun açıklamasını okurken çok önemli bir eksik yaptığımı fark ettim. Diyarlar ki, 'Avukatlık andına aykırı hareket eden avukat ve savcılar, avukatlığa kabul koşulundan yoksundurlar. Yani diyorlar ki, 'Akın Gürlek sizin dediğini gibi istifa ederse ya da emekli olursa, bu kadar ayıp, yanlış, hukuksuzluk sırtındayken baroya da kaydolamaz. Avukatlık böyle bir meslek değildir.'
*Bu düzeltme için ve bunu bütün Türkiye'ye hatırlattıkları için çok teşekkür ediyorum. Başta biricik evladım, hukuk fakültesinden mezun ve gönlünü adalet dağıtmaya adayan herkesin önünde eğiliyorum. Sağ olsunlar, var olsunlar.
İstanbul Barosu'nun açıklaması neydi
İstanbul Barosu, Özgür Özel'in sözleri hakkında şu açıklamayı yapmıştı:
"Adil yargılanma hakkı, sav+savunma+hüküm diyalektiği sürecinde gerçekleşir.
Savunma, bu üçlünün ayrıcalıklı bileşenidir. Şöyle ki; Avukat, kovuşturma ve soruşturma aşamasından yargı kararının uygulanmasına dek yargılama sürecinin bütününde vardır.
Eğer bağımsız ve özgür avukat yoksa, Cumhuriyet'in dayanağı olan 'adalet' (md.2) de gerçekleşmeyeceği için Avukat, Anayasa'nın bütününde vardır.
Avukat, Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik yetki alanının bütününde aynı anda mesleki faaliyette bulunma yetkisine sahiptir.
Anayasa'ya açıkça aykırı olan kayyum uygulamasında araçsallaştırılan yargı mensupları ve savunma mesleği arasında ilişki kurmak, yerindesiz ve avukat haysiyetini zedeleyicidir.
Bu bağlamda Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in avukatlık mesleğine ilişkin beyanı da talihsizdir.
Avukatlık mesleğine yönelik bu ve benzeri açıklamaların niyetinden bağımsız olarak, iktidarın savunma mesleğine yönelik saldırılarını arttırdığı bir dönemde gerçekleşmiş olması, siyasilerin ifade özgürlüğünü özen ve sorumlulukla kullanmalarını zorunlu kılmaktadır.
Daha genel olarak, kayyum uygulamasında Yürütme iradesi belirleyici olduğundan, asıl sorgulanması gereken Parti Başkanlığı Yoluyla Devlet Başkanlığı ve Yürütme kurgusudur.
Kaldı ki, avukatlık mesleğinin en temel koşulu, insan hakları temelinde Anayasaya ve hukuka saygıdır.
Avukatlık yasasında açıkça yer alan bu gereklere ve avukatlık andına açıkça aykırı hareket eden savcı ve yargıçlar, avukatlık mesleğine kabul koşullarından yoksundurlar.
Başta siyasiler gelmek üzere, yasama+yürütme+yargı mensuplarını Anayasa'ya ve savunma mesleğine saygı göstermeye çağrımızı, kamuoyunun bilgisine sunarız."