GÜZEL KİTAP ÖNERİLERİ: EN GÜZEL KİTAPLAR HANGİLERİ
Güzel Kitap Önerileri: En Güzel Kitaplar Hangileri - Sürükleyici Roman Önerileri başlıklarının yanıtları şüphesiz her kişiye göre değişkenlik gösterecektir ama bazı kitaplar da vardır ki hemen hemen herkes tarafından tartışmasız başköşede yer almasın, bir dönem için değil her dönem için en çok satılanlar arasında olmasın. Bilim eserlerinden romanlara, şiir kitaplarından oyunlara, hikâye kitaplarından mitoloji yapıtlarına kadar ve pek çok ayrı alanda yazılmış muazzam eserler var.
Bunlardan bazılarına farklı alanların eserlerinden örnek vererek değinilebilir. Muazzam bir kültür antropoloğu olan Ernest Becker'in "Ölümü İnkar"ı ile Jules Payot'un "İrade Terbiyesi"ndeki kültür, eğitim, itidal, davranış psikolojilerinin alt metinleri gibi başlıkların ele alınış prensipleri herkesi büyüleyecek. Fizik alanında ise Richard P. Feynman’ın “Fizik Yasaları Üzerine” ilgilisine tavsiye edilir. Antropolojide Levi Straaus’unun “Mit ve Anlam”ı, Mitolojide Joseph Campell’ın “Mitolojinin Gücü”, sanatta; Tolstoy’un “Sanat Nedir?”i ve C. Danto’nun “Sanat Nedir?” adlı eserleri, yine sanattan Ernst Ficher’ın “Sanatın Gerekliliği” adlı kitapları farklı alanların önemli eserlerinden.
Bunlar elbette kendi alanlarında paha biçilmez örnekler olsa da sadece bazıları… Bunların yanı sıra romanlar da edebiyatta her zaman yaşayan etkili eserler olarak değer görüyor. Buna göre sürükleyici bazı romanları da aşağıdaki başlığımızda ele alalım.
SÜRÜKLEYİCİ ROMAN ÖNERİLERİ
Romanlar denince akla klasiklerden başlamak ya da illa ki klasiklerden yolumuzu geçirmek önemlidir. Tolstoy’un “Anna Karenina”sındaki tren sahnesinde bilinç akışını derinlemesine deneyimlerken, Dostoyevski’nin buhranlı yanını gerek “Suç ve Ceza”da gerekse “Yeraltından Notlar”da hissetmek kaçınılmaz. “Biz onun paltosundan çıktık” repliğinin atfedildiği Gogol’ün “Palto”, “Burun”, “Bir Delinin Hatıra Defteri” ve “Ölü Canlar”ına selam göndermemek olmaz. “Notre-Dame’ın Kamburu” ve “Sefiller” gibi iki muazzam eserini dönemin karanlık Fransa’sını şahane bir akış ve üslupla ele almasından ötürü atlamak Victor Hugo’ya haksızlık anlamı taşıyacaktır. “İki Şehrin Hikâyesi” ile “Charles Dickens” İngiliz ve tabii olarak dünya edebiyatına damga vurmuşken, John Steinbeck’in “Gazap Üzümleri” ve “Fareler ve İnsanlar” adlı yapıtları ayrı bir şölen. Türk romanlarından Orhan Kemal ve Yaşar Kemal de pek çok Türk roman yazarı gibi eksende yer alır. “Seyreyle Gözüm Salih” ile Yaşar Kemal, “Bereketli Topraklar Üzerine” ile de Orhan Kemal’in önünde saygıyla eğilmek hiç de zor değil.
Tüm bunlar muhakkak ki herkes için görecedir ancak genel itibarla birbirinden çok ayrı yapılarda olan, eğitim, kültür, düşünce yapısına sahip insanlarca bu isimler ve eserleri kabul görür, görmeye de devam ediyor. Öyle görünüyor ki farklı coğrafyalardaki farklı kültür, inanış ve haletiruhiyeye sahip pek çok insan için bazı eserler vardır ki sevilmesin, benimsenmesin. Sanatta ve edebiyatta evrensel olmak da böyle bir şey olsa gerek.
İyi okumalar...