Yenidoğan çetesi davasında 6. gün: Çete lideri Fırat Sarı ifade veriyor

Yenidoğan çetesi davasında 6. gün: Çete lideri Fırat Sarı ifade veriyor
SGK'dan para almak için yenidoğan bebekleri anlaştıkları hastanelere sevk eden ve 10 bebeğin ölümünden sorumlu tutulan Yenidoğan çetesi duruşmasında bugün 6. gün. Çete lideri Fırat Sarı ifade veriyor.

İstanbul'da, SGK'dan daha fazla para almak uğruna yeni doğan bebekleri önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, ihmal sonucu en az 10 bebeğin ölümüne neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddiasıyla 22'si tutuklu 47 sanığın yargılanmasına Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, altıncı günde devam ediliyor.

Geride kalan beş günde tutuklu sanıklardan 21'i savunma yaparken, bugün, çete lideri olduğu iddia edilen ve hakkında 582 yıl 9 aya kadar hapis cezası istenen Dr. Fırat Sarı savunmasına başladı.

Dün ifade veren ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir, anlaşmayı hastane yönetimiyle yaptığını, ayda 5-6 hasta karşılığında parayı Fırat Sarı'dan aldığını itiraf etti.

Öte yandan Özdemir, savcılığın soruşturmasına ilişkin, "Art niyetliydi" dedi. Mahkeme başkanı ise, "Neden art niyetli olsun, bebek ölümlerini soruşturmak, usulsüzlüğü soruşturmak art niyet mi oluyor" diyerek tepki gösterdi.

Çete üyelerine kaç yıl ceza talep ediliyor?

Yenidoğan hasta bebeklerin durumunu olduğundan daha ağır göstererek, kendi istedikleri hastanelere sevk eden çete, iddianameye göre toplamda 10 bebeğin ölümüne neden oldu. Yine iddianameye göre çete, bu yöntemle SGK’den yüksek ücret tahsil etti, hasta yakınlarından da fazla para aldı. Bu çerçevede suça bulaşan sağlık çalışanları ve çalıştığı 9 özel hastanenin ruhsatı iptal edildi.

Ruhsatları iptal edilen hastaneler şöyle: Özel Avcılar Hospital, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Şafak Hastanesi Bağcılar ve Özel Silivri Kolan Hospital.

Fırat Sarı ve İlker Gönen hakkında “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, "nitelikli dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlarından 10 kez, “resmi belgede sahtecilik” suçundan 11 kez olmak üzere toplam 177 yıldan 582’i yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

Gıyasattin Mert Özdemir hakkında ise “kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi”, “kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi”, "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık”, “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak” suçlarıyla “resmi belgede sahtecilik” suçundan 180 yıldan 589 yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Gazeteci Rojda Altıntaş, duruşmada yaşanan gelişmeleri dakika dakika aktarmaya devam ediyor.

Gazeteci Rojda Altıntaş'ın aktardığına göre; Türkiye'nin merakla beklediği duruşma İstanbul'da yaşanan fırtına nedeniyle geç başlayabilir.

"Yenidoğan Çetesi davasında 6. gün. Bugün, çetenin lideri olduğu iddia edilen Fırat Sarı savunma yapacak. Duruşma 10:00’da başlayacaktı, havadan dolayı belki biraz sarkabilir."

Duruşma başladı

Mahkeme başkanı Fırat Sarı’ya soruyor

Mahkeme başkanı: Hakkında "Kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "Nitelikli dolandırıcılık", "Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" ve "Resmi belgede sahtecilik" suçlamaları var. Bunlara ne diyeceksin? “Sayın başkan yaklaşık 2 ay önce savcı tehdit olayından sonra kamuoyunda yoğun tepkiler artınca avukatlarım ayrıldılar. Bir süre önce memleketimden 2 avukat geldi onlar katılmak istedi ama hazır olmadıklarını söylediler ben bu olaylar çıktığından beri tek amacım maddi gerçeğin ortaya çakması için elimden geleni yapmak o yüzden savunma yapmak istiyorum”

Fırat Sarı, mahkeme başkanına savunmasında şunları söyledi: "Bu iddianame kapsamında olan bir şey değil, özellikle davacı tehdidinden dolayı toplumun etkilendiği bir durum oldu. Buraya gelmek çok istedim ama hayata dair pek umudum kalmadı. Öyle şeyler çıktı ki, akış hayal gücüne sığmayacak durumlara vardı. Bütün hesaplarıma bakılsın. Sümeyye ve Mehtap dün söylediler, benim onlara borcum var. Çok fazla para harcıyorlar diye para kontrolleri olsun diye para alırdım. 1975 Bingöl doğumluyum. İlk, orta ve lise eğitimimi orada tamamladım. 17 yaşımda tıp fakültesine girdim. Üniversitede bir yürüyüşe katıldım, bu nedenle 4-5 yıl cezaevinde örgüt üyeliğinden yattım. 16-17 yaşlarında çocukların ölüm orucu yaptığı dönemde bulundum. Örgütü benim kadar iyi kimse bilemez. Daha sonra ayrıştım ve güvenlik güçleriyle görüşmeye başladım. FETÖ dönemine kadar devletle bağlantım vardı."

Fırat Sarı: İnsanı varlık yapan ne kadar değer varsa hepsi üzerimden alındı. Ben bir hiç kaldım.

Fırat Sarı, savunmasını yapıyor: "Zorunlu hizmetimi Esenyurt Devlet Hastanesi'nde yaptım. Orası, bir hekimin günde 100’ün üzerinde hasta baktığı bir yer. Zorunlu hizmetten sonra 2018 yılında Reyap Hastanesi'nde işe başladım. Reyap Hastanesi'nde çalışınca Esenyurt Hastanesi'nde bir geçmişim vardı. Esenyurt, İstanbul’un en büyük ilçesi. Orada çok fazla tıp merkezi var. Halkın sosyoekonomik seviyesi düşüktür. Mesela bir gebe, sadece doğum yapacağı zaman, suyu geldiğinde en yakın tıp merkezine gider. Doğum yapan bir annenin bebeğinin ne durumda olacağını kestiremezsiniz. Bebek kötü olunca da bir an önce sevk etmek isterler."

"Yoğunuz diyerek kabul etmedim"

Fırat Sarı, savunmasını yapıyor: "Önce işletme nedir diye baktığımda, sadece yenidoğan değil, kulak burun boğaz, göz, fizik tedavi... Hatta fizik tedavi, en çok işletmenin olduğu bölüm. Bu yola baktığımda yapabilir miyim diye düşündüm ve böyle başladım. Sözleşmelerle ilgili ne varsa bana her şeyi sorabilirsiniz, her şeyi size detaylı anlatacağım. İlker Gönen ile tanıştık. Kendisi de nasıl tanıştığımızı anlattı. O da benim gibi çalışmayı seven bir insandı. Bu operasyon süresince A Hastanesi dahil birçok hastaneden teklif aldım ama 'yoğunuz' diyerek kabul etmedim. Özel sağlıkta her yerde olan bir durum bu."

Fırat Sarı, mahkeme başkanına anlatıyor: "Hastaneler neden işletme istiyor? Onu da anlatayım. Çalışan hemşire ve hekim bulmak zor. Diğer konu ise bunların ücretiyle ilgili. Özellikle hemşirelerin maaşlarında bir sorun var. Maaşlar genelde asgari ücretin biraz üzerinde. Aldıkları büyük sorumluluklara rağmen yargılanan hemşireler asgari ücretten biraz fazlaya çalışıyor. Birine fazla maaş verdiğinde bu sefer iş ortamındaki denge bozuluyor. Diğer yandan hasta sorunu var. Ben özel hastanelerden yanayım. Bu yerler insan sağlığını önemsiyor ama aynı zamanda para kazanmak istiyorlar. Doğru yönetilmeleri de çok önemli çünkü küçük bir olay bile korkunç boyutlara ulaşabiliyor."

"Bu sistemi ben keşfetmedim, bu sistem zaten vardı"

Fırat Sarı, mahkeme başkanına anlatıyor: "İstanbul’da her taraf işletme. Benden önce de birçok kişi bu işi yapıyordu. Sözleşme ise 'hizmet işbirliği sözleşmesi' olarak adlandırılıyor. Bu sözleşmeyle her şey hastaneye aitti; doktor, hemşire vs., tamamen hastanenin kendi kurumsal sistemi aynen çalışıyordu. Bu sistemi ben keşfetmedim, bu sistem zaten vardı."

Fırat Sarı, anlatıyor: "Biraz sevklere değinmek istiyorum. 112 dışında sevkleri tıp merkezlerinden aldık. Diğer türlü, 112’de kimseye rüşvet vererek hasta almadık. Bugün siz 112’yi ararsanız, bir tuşla sistem yanıt veriyor. 2023 Temmuz’da operasyon başlamıştı. Bu tarihten sonra kaç hasta sevk edildiği bilgisine 112’den ulaşabilirsiniz. Üstelik hastanın gideceği yere hasta yakını karar veremez."

Fırat Sarı: "İstanbul Avrupa Yakası'nda 20'den fazla özel hastane var. Ancak 112’de yalnızca 4 tane küvözlü ambulans bulunuyor. Bu durumda ne yapabilirsiniz?"

Fırat Sarı: "Tapelerde çok itirazım var. Birincisi, iki insan konuşuyor... Burada ben kamuya konuşuyorum ama her şeyi söylemem, kafamın içinde bin tane şey geçiyor olabilir, ona göre konuşuyorum. Siz güvendiğiniz bir insana daha rahat konuşursunuz. Özel hayatta geçen konuşmalar kamuya yansıtıldı. Bunlar kamu ile alakalı konuşmalar değildi. Ayrıca belli yerler kesilmiş."

Fırat Sarı: "Hor görülen sevk sistemi için beni milletvekilleri de aradı, herkes aradı. Çünkü yoğun bakımda yer yoktu."

Image

Fırat Sarı: "Tapelerde, iki kişinin konuşmasından sanki bebekler sokaktaymış gibi bir algı yaratıldı. O bebekler küvözde, ciddi yatırımlar yapılan hastanelerdeydi."

Image

“Bizden sonra ölüm oranları artacak”

Fırat Sarı: "Bir raporla ateşe atıldık. O hastanelerde çalışan binlerce insan işsiz kaldı. Sağlık sistemi sekteye uğradı. Sağlık Bakanlığı ekipleri buradaysa, bizden önce Esenyurt, Beylikdüzü ve Avcılar’daki ölüm oranlarını karşılaştırsınlar. Ben ölüm oranlarının artacağını düşünüyorum."

“Haber sesi travma.."

Fırat Sarı: "Yaklaşık 1 aydır haber izlemiyorum. Haber sesi bile benim için bir travma oldu. Dün çok konuşulan Karakoç Bebek hakkında konuşuldu. Yeni doğan bebekler zaten ilk hafta kilo kaybeder, ancak 2. haftada doğum tartısına geri dönerler. Diğer yandan, Kadan Bebek ile ilişkilendirilmem ise tam bir skandal. İlker Gönen ile bebek hakkında konuşuyoruz... Bu tamamen mesleki bir konuşma. Bu konuşmalardan yola çıkarak, deniyor ki bu bebeğin ölümünden Fırat Sarı ve İlker Gönen sorumlu. Ama hasta, doğduktan 1 saat sonra ölmüş”

Sanık kürsüsünde konuşan tutuklu Fırat Sarı: “Gerçek, yaratanın mührüdür. Mührün şekli ise mantıktır."

Image

"Çocuk yoğun bakım ünitelerinin sayısı çok az"

Fırat Sarı, mahkeme başkasına anlatmaya devam ediyor: "İstanbul’da çocuk yoğun bakım ünitelerinin sayısı çok az. Allah korusun, birimizin çocuğuna bir şey olsa yer bulmak çok zor."

"Gece 2 saat uyurum, gece boyu hastanelere uğrarım. Takip eden polisler de bilir. Hatta bana 'Hiç durmuyorsun, hep hareket halindesin' demişlerdi."

"Opera bebeğin ölümünde bile hastane ismi karıştırılmış"

“Opera Bebeğin ölümünde, raporda hastane ismi bile karıştırılmış. Benim geçmişe dönük hastalarımı ve tüm CİMER şikayetlerini incelediler. Onlarda bir şey bulamayınca buraya yöneldiler."

"Artık kendimi insan olarak görmüyorum"

Fırat Sarı: Artık kendimi insan olarak görmüyorum.

“Hemşireler çok özgüvenli”

Fırat Sarı: Hakimlik nasıl kutsal ise hekimlik de öyledir. Aynı kökten gelir; hekim, hakem… Ben bir hekime nasıl diyebilirim ki 'Hastayı taburcu et ya da etme'? Hemşire arkadaşlar gençler ve çok özgüvenliler. Konuşurken hep 'Ben yaptım, ben ettim' dediler ama gençler... Gençken hepimiz öyleydik.

“Sağlık Bakanlığı'na "yapmayın" dedim”

Fırat Sarı: Benim ölüm oranım, Türkiye’deki hekimlerin ölüm oranının altında. Eğer cani olsam, bu sayı yüksek olurdu. Hakkınızda bir rüşvet iddiası veya katil olduğunuza dair bir haber çıksa, sizin daha önce yargılandığınız insanlar şüpheye düşer. Bu yüzden Sağlık Bakanlığı'na 'Yapmayın' dedim.

"Ben basit bir insanım. Bana organ nakli bile dediler. Organ çalma konusunu bile açtılar."

"Bu haberlerle, bir annenin hastaneye yatırılıp bebeğini yoğun bakıma bırakmış annelerin travmaları yeniden canlanıyor. Anneler haklı, onlara bir şey demiyorum. Onlar da bu durumdan mağdurlar."

“Bingöl'de istihbarat…” “Vatan emniyet 2 polis”

Fırat Sarı, tapelerle ilgili şikayetlerini dile getiriyor: "Bingöl’de istihbarat görevlisi bir arkadaşım vardı. Bana Vatan Emniyeti'nden iki polis arkadaş yönlendirdi. Onlarla dört saat görüştüm, telefon kayıtları da bende var. Ben bunları Mali Şube’de söylediğimde herkes cin görmüş gibi oldu. Orada o polislere anlattığım şey şuydu: Bu operasyonda bir bebek ölümü yok ama başka bir şey var. Bu hemşire arkadaşlar asgari ücretle çalışıyorlar ve 300 liraya ilaç satmaya çalışmışlar."

"Araştırmalar neticesinde, ihbarı yapan kişinin hemşire (erkek) Deniz Korkmaz olduğunu öğrendik."

Fırat Sarı ilk şikayeti anlatıyor

Image

Sarı: CİMER şikayeti yapanı da evladım gibi yanımda taşırdım. Şikayeti yaptıktan sonra da Duygu Hastanesi'nde çalışmaya devam etti. Deniz Korkmaz, Deniz Gezmiş parkası giyerdi, hastane molalarında Mao okurdu. Deniz Korkmaz, 'Aziz milletim' diyerek şikayetini yapmış. Ama Deniz böyle bir şey bilmez, o aşırı solcudur. Vatan emniyet ile ilişkisi olduğunu düşünüyorum, Deniz vatan millet kaygısı taşımaz”

"Siyasi eylem için yaptı"

"Hemşire (erkek) Deniz Korkmaz’ın bunu siyasi bir eylem olarak yaptığını düşünüyorum. Başka türlü açıklayamıyorum. Biz bu çocuğu örgütten ayrı tutalım diye nasihat ederdik, ya dağa gidecek falan diye korkardık. Deniz’i de Dr. Mehmet Gürül tanıştırmıştı."

Fırat Sarı, oğlunun mektubunu anlattı

Sarı: Bugün oğlumun mektubunu aldım, 15 yaşında. Mektubunda, 'Telefon geldi, korktum' diyor. Telefonda, 'Baban iyi bir doktor' demişler. Okula gitmekten korktuğunu anlatmış. 'Biz kimseye bir şey diyemiyoruz, babam hep hastalarına giderdi, bizimle ilgilenmedi' diyemezdi."

Çetenin çalıştığı hastaneleri ve isimleri itiraf etti

Hakan Doğukan Taşçı, Hasan Basri Gök ve Hüseyin Güner' para verdiğini itiraf eden Fırat Sarı, İlker Gönen'e ayrıca para vermediğini "O zaten maaşlı çalışanımdı" diyerek itiraf etti.

Mahkeme başkanı: Anlaştığın hastaneler hangileriydi?

Fırat Sarı: Doğa Hastanesi, tam işletme değildi ama bir dönem onlarla çalıştım. Önce Baypark Hastanesi, sonra Florya Hastanesi, sonra Avcılar Hospital, ardından Bağcılardaki Şafak Hastanesi, Güney Hastanesi ve Duygu Hastanesi ile çalıştım.

Mahkeme başkanı: Bu isimleri tanıyor musun?

Mahkeme başkanı: Cansu Akyıldırım?

Fırat Sarı: Evet tanıyorum, sorumlu hemşireydi. Sonra başhemşire oldu ve TRG’ye gitti. Reyap Hastanesi’nde benimle çalıştı, ardından Birinci Hastane’de çalıştı.

Mahkeme başkanı: Ceren Hatice Kırım?

Fırat Sarı: Bizimle çalıştı. Medilife’tan önce A Hastanesi’nde çalıştı. O zaman A Hastanesi de işletme hastanesiydi. Ceren oradaydı, sonra Beylikdüzü Medilife Hastanesi’ne geçti.

Mahkeme başkanı: İfadende Esenyurt Reyap Hastanesi geçiyor.

Fırat Sarı: Evet, orada da çalıştı.

Usulsüz sigorta girişini itiraf etti

Mahkeme başkanı: Gıyasettin Mert Özdemir’in eşi?

Fırat Sarı: Sigortasını yaptık.

Mahkeme başkanı: O farklı anlatmıştı.

Fırat Sarı: Bağışlasın ama gerçeği söylemek zorundayım, sigortasını yaptım.

Mahkeme başkanı: Medinsense şirketinin hesabını kim yapıyordu?

Fırat Sarı: Hesap diye bir şey yoktu, başkanım. Bir hastanemizden en fazla 300 bin TL gelir elde ediliyordu. Bunun 100 bin TL’si doktora, geri kalanı hemşirelere ve maaşlara gidiyordu. Bazen zarar ettik, bazen de cüzi miktarlarda para kazandık.

Mahkeme başkanı: GNZ şirketini nasıl açtın?

Fırat Sarı: (CİMER şikayetini yapan) Deniz Korkmaz ile konuştum. Zaten Deniz’i seviyorum.

Mahkeme başkanı: Deniz mi ilgileniyordu yoksa başka biri mi?

Fırat Sarı: Ben talimat verdim. Sümeyye’ye söylemiştim.

Mahkeme başkanı: İşletmeler için kimlerle görüştün?

Fırat Sarı: Sadece patronlarla görüştüm diyemem... Ama başhekimlerle de görüşmelerim oluyordu.

Mahkeme başkanı: Bu salondan kim var?

Fırat Sarı: Mesela Birinci Hastanesi için Ali Aksu ile görüştük.

Mahkeme başkanı: TRG Hastanesi’nden?

Fırat Sarı: Murat Mantuş ile.

Mahkeme başkanı: Bağcılar Medilife’ta?

Fırat Sarı: Oranın sahipleri karışıktı, hastane çok alınıp satıldı... Ha, Semiha Hanım vardı.

Mahkeme başkanı: Semiha Yavuz mu? Şafak Hastanesi’nde değil miydi?

Fırat Sarı: Şafak’tan oraya geçti.

Fırat Sarı: İddianameye değindiler. Ben savcı bey ile görüştüm. Bana, 'Seni ölümlerden suçlamıyorum' dedi. Zaten sonrasında tehdit ve savcıya suikast olayları olunca dosyamızın rengi değişti. Savcının da tavrı değişmiştir diye düşünüyorum”

Mahkeme başkanı, Fırat Sarı’ya tapeleri soruyor

Mahkeme başkanı, diploma kullanma ve mesaiye gitmeme üzerine yapılan konuşmaları okudu ve soru yöneltti.

Fırat Sarı: Bu şaka, vallahi şaka. (Gülerek) Kimsenin diplomasını kullanmadık. Nasıl böyle bir şey olabilir?

Fırat Sarı, savunması sırasında söylemişti: "SGK, 37 haftanın altında doğan bebeklerde 'Curosurf' ödemesi yapıyor ama büyüklerde yapmıyor. Ama büyük bebeklerin de bu ilaca ihtiyaçları olabiliyor. Bu ilaçlar flakonda olduğu için, kalanı soğuk zincirde tutarak diğer hastalarda kullandık. En fazla 3 gün tuttuk o ilaçları. Artırma dedikleri şey bu. Ama sonradan öğrendim ki bu ilaçları satmışlar”

"Bana sürekli 'Hasta bul' derlerdi"

"Hastane yönetimlerinin beni sıkıştırdığı nokta, hasta sayısının artırılması yönündeydi. Onlar, tıbbi konuları düşünmeyen yöneticiler. Bana sürekli 'Hasta bul' derlerdi."

Yatışı için para verdiği bebeği anlattı

Mahkeme başkanı, Fırat Sarı’ya Gıyasettin ile Serdarov Bebek hakkındaki tape konuşmasını sordu.

Mahkeme başkanı: Gıyasettin ile konuşmanda Serdarov Bebek ile ilgili para mevzusu var. Fırat Sarı: O aile yabancı bir aileydi, bebekte solunum sıkıntısı vardı. Önceden fiyat konuşulmuş. Medeni Hoca, yatış parası için 5 bin lira demiş ama ailenin üzerinde hiç para yoktu, dolayısıyla bebek yatırılmaz. Bu hastane kuralıdır. Sonra Birinci Hastane 12 bin 500 lira yatış için kabul etti. 2 bin 500 lira verdim ki hasta yatışı olsun diye. Sonradan ne yaptılar, bilmiyorum. Mahkeme başkanı: Aileden 5 bin al demişsin.

İlker Gönen ile arası böyle bozulmuş

Fırat Sarı: Hasan Basri Gök alsın diye söyledim, kendim için değil. Hasan genç çocuk ona harçlık olsun dedim.

"Hasan Basri Gök (hemşire) ve Hakan Doğukan Taşçı (hemşire) , İlker Gönen (doktor) ile aramı bozan kişilerdir. Bu iki çocuk beni sistematik olarak zehirledi."

Mahkeme başkanı, Hasan Basri Gök’ün tape konuşmalarını sordu.

Fırat Sarı: Hasan Basri Gök, çok ciddiye alınan bir insan değil. Herkesle çok konuşur, kimse de konuşmalarını ciddiye almaz.

“Benim mizacım sakin, kimseyi kırabilen biri değilim arkadaşlar da bilir”

rojda-33.jpg

Mahkeme başkanı: "Basamakları çek" dediği geçiyor tapelerde.

Fırat Sarı: Renginar hemşire, onun dediğini yapacak biri değil. Kendisi çok iyi bir hemşiredir.

Image

Mahkeme başkanı: Damla Atak isimli kişiyi arayıp denetim konusunda uyarmışsınız.

Fırat Sarı: Damla, orada güzellik hizmeti veriyor, alt yüklenici olarak çalışıyor. Biraz tedirgin biridir. Denetim gelirse eli ayağı dolaşır diye uyardım.


Mahkeme başkanı, Fırat Sarı’ya tape konuşmasını soruyor:

Mahkeme başkanı: Damla Atak isimli kişiyi arayıp denetim konusunda uyarmışsınız.

Fırat Sarı: Damla, orada güzellik hizmeti veriyor, alt yüklenici olarak çalışıyor. Biraz tedirgin biridir. Denetim gelirse eli ayağı dolaşır diye uyardım.


Mahkeme başkanı, Fırat Sarı’ya tapeleri soruyor: (EPİKRİZ HAKKINDA)

Mahkeme başkanı: Hasan Basri konuşur, her konuda konuşur, kafa karıştırır.

Mahkeme başkanı: Hasan Basri boş konuşuyorsa, diğer hemşireler neden onu dinliyor?

Fırat Sarı: Emin olun, diğer hemşireler de nasıl biri olduğunu biliyor.

Mahkeme başkanı, Fırat Sarı’ya tapeleri soruyor

Mahkeme başkanı: Ceren Hatice Kırım diyor ki, "Her türlü usulsüzlüğü ortaya çıkardılar, çomak soktular." Ne diyorsun?

Fırat Sarı: Bilmiyorum.

Mahkeme başkanı: Nasıl?

Fırat Sarı: Bilmiyorum.

Mahkeme başkanı, Fırat Sarı’ya tapeleri soruyor

Mahkeme başkanı: Yine ile ilker Gönen ve Mehmet Gürül arasında bir görüşme var. "Dosyaları uyumlu hale getireceğiz" diyorlar.

Fırat Sarı: Çarşaftaki eksiklikleri düzeltmek için yazılan bir şey bu.

Mahkeme başkanı: Yine Hasan Basri Gök ile bir konuşmanız var. "Bugün ilaç düştük" diyor. Siz de "İlaçları kontrol edin, bütün yerlere gidiyorsun" diyorsunuz.

Fırat Sarı: İlaçlar çalınıyordu. İlk başta Hüseyin Günerhan çalıyor dediler. Sümeyye Nur Arslan gitti, kontrol etti, eksik yoktu. Meğer kendileri (Hasan Basri Gök ve Hakan Doğukan Taşçı), ilaçları çalmak için böyle söylentiler çıkarıp zemin hazırlamışlar.


Mahkeme başkanı, Fırat Sarı’ya tapeleri soruyor

Mahkeme başkanı: Hakan Doğukan ile bir konuşmanız var. "Önceki partiden (ilaç) satış yazıldığından haberiniz yok muydu?" diyor. Siz de "Yok" diyorsunuz. Hatırlıyor musunuz?

Fırat Sarı: Gerçekten haberim yoktu. Ben onlara baskı kurmadım, bu olaylar açığa çıksın diye esnek davrandım. Gerçekten ilaç sattıklarını tapelerde gördüm.

Mahkeme başkanı: Hakan Doğukan, Hasan Basri ile konuşuyor. Yine epikriz hakkında?

Fırat Sarı: İkisinin arasındaki konuşmaya diyecek bir şeyim yok.


Mahkeme başkanı tapeleri soruyor

Fırat Sarı: "O konuşmalar için haddimi de aştım, herkesten özür diliyorum. (Çalışanlarına yönelik bir özür.) Ben Müzeyyen Abla’yı çok seviyordum, kendisi burada. Hakan ve Hasan onunla aramı bozdular. Müzeyyen Abla’ya beni kötülediler. Bu yüzden kırgın ve kızgındım."

Fırat Sarı: Tapelere, hastalar ile ilgili yaptığımız iyiliklerin hiçbiri eklenmemiş.


Fırat Sarı, “Fişini çek” diyaloğunu anlatıyor

"Kimsenin fiş çektiği falan yok. Siz buradan duyunca irite oluyorsunuz, haklısınız ama bunlar muhabbet. Üstelik ben hastaları uzun uzun yatırmakla suçlanıyorum, neden öldüreyim?"

“BENİM ÜZERİMDEN ÖRNEK VERME”

Mahkeme başkanı, Fırat Sarı’ya tepelerdeki gülmeleri ve diğer konuşmaları soruyor

Fırat Sarı: Siz mesela hâkimler ve savcılar mesleki olarak muhabbet ederken, 'Kelle aldım' demiyor musunuz? Bu ifade böyle bir şey. Keşke olmasaydı ama bu niyet değil, konuşma.

Savcı tepki gösterdi:

Bizim üzerimizden örnek verme. En azından benim üzerimden örnek verme.

“DOĞUKAN BİZİM AİLE BİLGİLERİMİZİ BULURDU”

(Hakan Doğukan Taşçı, bu duruşmada ifadesi aşınan ilk isim/ 27 yaşında lise mezunu Hemşire)

Mahkeme başkanı, Fırat Sarı’ya tapeleri soruyor

Mahkeme başkanı: Kaya Bebek ile ilgili ve ardından gelen denetim... Bilginiz var mı?

Fırat Sarı: Doğukan beni aradı, WhatsApp’tan bir şey attım, baktın mı dedi. Ben de bakmadım, yoldaydım. İşim bittiğinde baktım ama görüntüler silinmişti. Bu olayı bana Doğukan anlattı. Doğukan’ın bu olaydan haberdar olması ve onun aranması tuhaf. Doğukan ilginç bir çocuk. Bizim özel bilgilerimizi, aile bilgilerimizi bulurdu. Benim daha önce yargılandığım konuyu bilen, yukarılardan birileriyle bağlantısı olan bir arkadaşımız. Bazen HTS kayıtlarımı bile söylerdi. Bizi takip ettiğini söyleyen bir çocuk. Hatta 'Fırat Sarı’ya örgüt operasyonu yapacaklar' diye konuşması bile var."

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, mahkeme salonuna giriş yaptı

Mahkeme başkanı, son sorusunu sordu

Mahkeme başkanı: Başka ekleyeceğin husus var mı?

Fırat Sarı: Başka bir şey yok.

Mahkeme başkanı: Sabıkana baktığımda eski sabıkalar görünüyor. En yenisi 2010. Diğerleri de var, doğru mu? Fırat Sarı: Eski şeyler onlar. Söylediğim gibi yani...

Mahkeme başkanı: Yok, sadece kanunen soruyorum, doğru mu?

Fırat Sarı: Ben o zaman 19 yaşındaydım. (Yürüyüşe katıldığı zaman) 30 yıl geçti aradan. İnsan değişmez mi, değişir. 6 aydır tutukluyum, yine değiştim.

Duruşmaya 30 dakika ara verildi. Mahkeme başkanının Fırat Sarı’ya soruları bitti. Aradan sonra avukatlar soru soracak.

Kaynak:Haber Merkezi