İcra yoluyla topraklarını kaybetme tehlikesi yaşayan çiftçiler, kendi topraklarında işçileşmeye zorlanırken, büyük çiftçiler ve şirketler bu arazileri kiralama fırsatını elde edecek.
Ekonomik kriz, üreticiden tüketiciye kadar her kesimi derinden sarsıyor. Ülkenin dört bir yanındaki çiftçiler, fındıktan domatese, ürünlerini satamadıkları için ya pazar yerlerine döküyor ya da traktörlerle yolları kapatarak tepkilerini gösteriyor. "Artık üretemiyoruz" diyerek isyan eden çiftçiler destek beklerken, hükümetin attığı adımlar ise tarımda tekelleşmeyi daha da pekiştiriyor.
İŞLENMEYEN TARIM ARAZİLERİNİ BAKANLIK KİRAYA VERECEK
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın yayımladığı "İşlenmeyen Tarım Arazilerinin Kiraya Verilmesine İlişkin Yönetmelik" dün Resmi Gazete'de yürürlüğe girdi. Bu düzenlemeye göre, üst üste iki yıl boyunca ekilmeyen tarım arazileri, Bakanlık tarafından kiraya verilecek. Yani, mahsulünü satamayan ya da kâr edemediği için tarlasına ekim yapmayan çiftçinin arazisi, başka kişilere sezonluk kiralanacak.
ÜRETİM ZORLAŞTI, KAR EDİLEMEZ OLDU
Çiftçiler, sezon başından bu yana artan tohum ve gübre maliyetleriyle mücadele ederken, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) açıkladığı alım fiyatları çiftçinin zararını telafi etmedi. Pek çok çiftçi ürününü yok pahasına satmak zorunda kalırken, bazıları da tarlasındaki ürünleri çürümeye terk etti. Bu zorluklar, çiftçilerin bir sonraki sezon üretim yapmasını imkânsız hale getiriyor.
AKP hükümeti, destek yerine çiftçinin tarlasına göz dikmiş durumda. Üretim yapamaz hale gelen çiftçinin toprağı, yeni yönetmelikle dönemsel olarak elinden alınacak ve büyük gıda şirketlerine kiralanacak. Bu süreç, çiftçinin topraklarından koparılmasını ve tarım alanlarının el değiştirmesini hızlandıracak.
ELEŞTİRİLER ÇIĞ GİBİ
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Baki Remzi Suiçmez, bu uygulamanın, yıllardır uygulanan tarım politikalarının bir parçası olduğunu vurgulayarak, çiftçinin kâr edememesinin çözümünün arazilerin kiraya verilmesinde değil, üretim maliyetlerinin düşürülmesinde olduğunu belirtti. Suiçmez, yönetmelikte “enerji üretimi” tanımının yer almasını da eleştirerek, bu terimin tarımsal üretimde büyük şirketlerin biyoyakıt üretimi yapmasını hedeflediğini söyledi.
CHP Milletvekili Orhan Sarıbal ise yönetmeliği "toprak işgali" olarak nitelendirerek, çiftçilerin neden üretim yapamadığı sorusunun yanıtlanmadan böyle bir düzenlemenin getirilmesinin kabul edilemez olduğunu ifade etti.
SOL PARTİ'DEN SERT TEPKİ
Sol Parti, AKP hükümetini çiftçilerin üzerindeki baskıyı artırmakla suçlayarak, yönetmeliğin sermayenin çıkarlarına hizmet ettiğini belirtti. Sol Parti'nin açıklamasında, tarımsal üretim planlaması adı altında toprak gaspının kaçınılmaz hale geldiği ve küçük çiftçilerin tarımsal üretimden tamamen dışlanacağı vurgulandı.
ÇİFTÇİ-SEN BAŞKANI: KÜÇÜK ÇİFTÇİ YOK OLACAK
Çiftçi-Sen Başkanı Ali Bülent Erdem ise bu düzenlemenin, tarımda şirketleşmenin önünü açtığını ve küçük çiftçilerin giderek daha da zor duruma düşeceğini belirtti. Erdem, büyük çiftçilerin ve şirketlerin bu kiralama taleplerinde öncelikli olacağını ve küçük çiftçilerin kendi topraklarında işçileşmeye mahkûm edileceğini söyledi.
Bu gelişmeler ışığında, çiftçinin üretim yapabilmesi için devletin ekolojik tarıma yönelik destek vermesi gerektiği, aksi takdirde küçük çiftçilerin tamamen ortadan kalkacağı uyarısında bulunuldu.