Uluslararası yatırım bankası Deutsche Bank, Ekonomist Yiğit Onay ve Stratejist Christian Wietoska’nın imzasını taşıyan, "Türkiye (TCMB): Faiz değişikliği beklenmiyor, ancak gözler likidite önlemlerinde" isimli başlığıyla yeni raporunu yayınladı.
Yayınlanan raporda, temmuz ve ağustos aylarında yönetilen fiyat artışları, akaryakıt, alkol ve tütünde otomatik vergi artışları ve kamu çalışanları ile emeklilere yapılan ücret artışları gibi gerekçelerle enflasyonun yükseleceği tahmin edildi.
“TÜRKİYE DEZENFLASYON SÜRECİNDE”
Deutsche Bank, TCMB'nin 23 Temmuz salı günü gerçekleşecek olan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini yüzde 50'de sabit tutmasını öngörürken yayınlanan raporda, Türk ekonomisinin haziran ayında beklenenden daha iyi bir enflasyon rakamı ile dezenflasyon döngüsüne girdiği belirtildi. Ancak, buna rağmen para politikasının gevşetilmesi için henüz gerekli koşulların oluşmadığı vurgulandı.
Deutsche Bank, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın likidite sterilizasyonu araçları ve parasal koşullarda önleyici gevşemeyi önlemek için zorunlu karşılıklar üzerinden ücretlendirme oranlarını yükseltmek gibi ek sıkılaştırma önlemleri alabileceği ifade edildi.
KASIM VE ARALIKTA FAİZ İNDİRİMİ BEKLENTİSİ
Deutsche Bank'ın öngördüğü baz senaryosu ise, TCMB’nin mevcut politikasını kasım ayına kadar devam ettireceği ve yılın son iki ayında toplamda 500 baz puanlık faiz indirimi gerçekleştirerek politika faizini yüzde 45’e düşüreceği yönünde.
Alman devi, bu kararın arkasında bulunan faktörlerin; enflasyonun ana eğilimindeki gevşemenin devam etmesi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, iç talepteki yavaşlama ve KKM hesaplarında önemli çözülme olduğunu açıkladı.
FAİZ YÜZDE 25'E DÜŞECEK
Söz konusu raporda, TCMB'nin 2025’in sonuna kadar kademeli fakat kalıcı bir gevşeme döngüsü sürdüreceğini ve politika faizinin yüzde 25 seviyesine düşeceği tahmin edildi.
Aynı zamanda, TCMB'nin temkinli duruşunu devam ettirirken fazla TL likiditesini kalıcı olarak sterilize etmek için ek likidite sıkılaştırıcı önlemler alabileceği iletildi. Bu önlemler arasında ilk sırada, zorunlu karşılık oranlarının ayarlanması bulunuyor.
TCMB'nin döviz alımları yoluyla piyasada aşırı TL likiditesi oluşturduğunu vurgulayan Detsche Bank, bu fazla likiditenin daha kalıcı bir şekilde çekilmesinin gerekliliğine dikkat çekiyor.
PARA POLİTİKASI AKTARIM MEKANİZMASI
TCMB'nin para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğini güçlendirmek için çeşitli adımlar atabileceğini kaydeden Deutsche Bank, yerel bankalarla yapılan döviz swap işlemlerinin geri alınması, kotasyon yöntemiyle döviz swap limitlerinin düşürülmesi ve açık piyasa işlemlerinin temel fonlama kanalı haline getirilmesi gibi adımların, bu çabalardan bazıları olduğunu belirtti.
Fakat raporda, kredi büyümesinin yavaşlaması, bankacılık sektörünün karlılığı üzerindeki baskılar ve yerel bankaların offshore karşı taraflarla döviz türev işlemleri üzerindeki miktar limitleri gibi sebeplerle bazı zorluklar yaşanabileceği vurgulandı.