Babacan'dan Erdoğan'a yasa dışı bahis sitesi tepkisi: Çıkarınız yoksa bu gece fişini çekersiniz

Babacan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenerek, "Eğer yasadışı sanal kumara ortaklığınız yoksa derhal fişini çekin" dedi. Depremdeki ranta dikkat çeken Babacan, "Cumhurbaşkanı olsaydım üç ayda her şey düzelirdi" diyerek politikalarda reformun altını çizdi.

DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik eleştirilerde bulunup yasadışı sanal kumarın yayılmasına son verilmesi gerektiğini belirtti. Babacan, devletin sosyal medya platformlarını kapatabilme gücüne sahip olduğunu hatırlatarak, sanal kumar sitelerinin de aynı şekilde engellenebileceğini ifade etti.

Babacan, canlı yayında yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Eğer bu yasadışı kumar işlerinden hiçbir çıkarınız yoksa, bu gece 00:00’da bunların fişini çekin. Yasadışı kumar faaliyetleri derhal sona ersin. Eğer bunu yapmazsanız, demek ki işin içinde bir menfaat ilişkisi var. Teknolojiyi, altyapıyı falan bahane etmeyin, bunlar boş laflar.” şeklinde seslendi.

Flash Haber TV’deki "Türkiye Nereye" programında konuşan Babacan, devletin sosyal medya platformlarıyla ilgili aldığı tedbirlerden örnek vererek, "Instagram, Twitter, Facebook’un fişini çeken devlet, sanal kumar sitelerinin fişini de çekebilir. Bunu yapabilirler ve derhal yapmaları gerekir. Yapmıyorlarsa, demek ki işin içinde başka bir şey var. Eğer ortak değilseniz, o zaman fişi çekin. Bu işin arkasında çıkarları olmayan bir yönetim bunu engellerdi" şeklinde konuştu.

Babacan, “Bugün bırakın 18 milyon takipçili hesabı sadece 500 kişinin takip ettiği bir hesaptan, Sayın Erdoğan’a bir hakaret tweeti atılsa, polis sabah 5’te kapısında belirmiyor mu? Sabah kapısını kırıp açmazlar mı? Alıp götürmezler mi? 18 milyon takipçili hesap böyle yasadışı işlerin içinde de neden kimse bir şey yapmıyor? Benim haberim yoktu bilmiyorum, külahamıza anlatsınlar. Eğer menfaatiniz yoksa, bunlarla ortak değilseniz derhal son verin, bitirin. Devlet istediği zaman yapar. İşine geldiğinde haberdar, işine gelmediğinde kulağının üzerine yatıyor… Böyle bir şey kabul edilemez…

"DEPREMDE BİLE ACELEYLE İHALE VERMİŞLER"

“İş bilenin kılıç kuşananın. Şu anda ülkeyi yönetenlerin kahir ekseriyeti, ‘ülke yönetiyorum ama bundan benim şahsi menfaatim ne olacak’ diye bakıyor meseleye… Devlet bir yerde para mı harcıyor? Bu paradan benim payım ne olacak diye bakıyorlar… Depremde bile… Ben depremin üçüncü ayında Adıyaman’a gittiğimde bu gerçekle karşı karşıya kaldım ve üzüldüm. Mühendisler ve Mimarlar Odası… Genç genç çocuklar bana geldiler, rakamları ortaya koydular, hayret ettim. Depremden daha üç ay sonra hemen aceleyle birilerine verilmiş ihalaler değil, ‘Sen yap’ diye birilerine veriliyor. 2022’nin 6 Şubat’ında deprem oldu, o tarihlerde ilgili Bakanlık bir inşaat maliyet raporu çıkarıyor. O tabloda bir dairenin maliyeti 600-700 bin TL. Verilen rakam ne kadar? 1 buçuk milyon, 1 milyon 800 bin lira… Daha depremin üçüncü ayı genç genç mimar ve mühendisler bu gerçeği bana anlattı… Sonra furya arttı gitti Türkiye’nin her yerinde… Deprem mağdurları üzerinden bile rant devşirme söz konusu. İçimiz yanıyor, yazık… Fukaranın ekmek alırken KDV’sini bütçeye kaydediyorsun, asgari ücretlinin ödediği gelir vergisini bütçeye kaydediyorsun. Ama harcarken her türlü yanlışlık var. Yönetenlerin kahir eksereyiyeti dürüst değil, işi bilmiyor. Hem işi bilmeyince hem dürüst olmayınca problemler artıyor. Kahir ekseriyette diyorum hala dürüst insanlar var. Ama onların da yapacağı fazla bir şey yok çünkü azınlıktalar.”

"BEN CUMHURBAŞKANI OLSAM BU İŞLER 3 AYDA BİTER"

“Ben bugün Cumhurbaşkanı olayım, bu işler üç ayda biter. Bütün mevzuatı hazırlamak üç aylık bir iştir. Talimatı verdiğinizde mümkün mü, kimse kıpırdayabilir mi? Çıkar yasayı, cezayı da koy… Sistemi sisteme kontrol ettireceksin. Bir işi yapanlar olacak, bir de denetleyenler olacak. İşi yapanların uymak zorunda olduğu kurallar budur, uymayanın cezası budur, bunu denetleyecek de budur… Yürütmenin kendi içinde denetleme mekanizması olur. Artı, yargının da görevi vardır; yargı da denetim mekanizmasıdır. Hatta en büyük denetim mekanizmalarından biri TBMM’dir. Demokrasilerde meclisler aynı zamanda bir denetim mekanizmasıdır. Ancak hiçbirisi çalışmıyor şu anda.”

İzmir’in Selçuklu ilçesinde bir evde çıkan yangında beş kardeşin cvan vermesiyle ilgili, "Dün akşam geç saatlerde haber düşünce, dedim ki Türkiye Yüzyılı dediğiniz bu muydu? Sosyal devlet anlayışınız bu muydu? Bakın sosyal devlet ne demektir? Her bir aileyle tek tek ilgilenen, durumunun röntgenini değil MR’ını bilen devlet demektir” dedi.

"ÖNERİMİZ UYGULANSA 5 ÇOCUK HAYATTA OLURDU"

Babacan, “Diyeceksiniz ki 85 milyon nüfusta nasıl mümkün olacak? Çok basit. 14 Eylül 2021’de bunun nasıl çözüleceğini ortaya koyduk. 60 bin aile sosyal devlet uzmanı, istihdam edilecek. Ve bu sosyal destek uzmanlarını tüm ailelere böldüğünüzde, bu uzmanların fert fert gerçek durumu bilmesi mümkündür. Diyeceksiniz ki devlet parayı nereden bulacak? Son beş yılda kamuya 1 milyon 600 bin kişi alınmış. Partili sistemde yılda 300 binin üzerinde işe alım olmuş. Neye göre? Partili mi değil mi diye, mülakatlarda eleye eleye almışlar. Biz demişiz ki 60 bin kişiyi alın, böldüğünüzde her birine 400-500 aile düşüyor. Her iki ayda bir hane hane kapı çalıp bu arkadaşlar ailelerle konuşacaklar. Çocuğunuz okula gidiyor mu? Devlet desteği alıyor musunuz? Hepsini soracaklar. Sayfalarca anlattık, ortaya koyduk. Bu yapılsaydı, dün gece hayatını kaybeden çocukların durumu devletin bilgisi altında olurdu. Baba hapiste, anne kağıt topluyor. Devletin bundan nasıl haberi olur? İşte sistemi anlatmışız… Bunlardan birer set yaptım, Sayın Erdoğan’a, Bakanlara hepsine gönderdim; belki ufkunuzu açar, elemanınız da olmayabilir, bilmiyor da olabilirsiniz. ‘Bakın burada yazıyor, uygulayın’ dedik. Aile sosyal destek uzmanı networkü tüm Türkiye’ye kurulsaydı bunlar olmazdı. Bir ilçeye Türkiye’nin farklı bölgesinden bir aile mi taşındı. Kaydı var, anında MERNİS’e düşüyor mu? Düşüyor…Düştüğü anda o bölgeden sorumlu uzman kapıyı çalacak… ‘Hoş geldiniz mahallemize. Nasılsınız, iyi misiniz? İhtiyacınız var mı? Geliriniz ne, çocuğunuzu okula kaydettirdiniz mi? Soracak… Önerdiğimiz bu sistem devletin imkanları ile ihtiyaç sahibi aileleri buluşturan bir sistemdi. İlle bir evde soba devrilip evlatların can vermesiyle mi bunlardan bilgi sahibi olmamız gerekiyor. Belki on binlerce aynı durumda aile var; bunları bilmek ülkeyi yönetenlerin, devletin görevi değil mi? Her sorunun çözümü var; ancak ülkeyi yönetenlerin dürüst ve işini iyi bilenler olması gerekiyor.” diyerek eski partisi AKP hükümetinin sosyal politikalarını eleştirdi.

Gündem Haberleri