Narin cinayetinde 2. duruşma

Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın katledilmesine ilişkin davada, sanıklar bugün ikinci kez hakim karşısına çıktı. Karar beklenen davada savcı esasa ilişkin mütalaasını okudu. "Herkes suç ortağı, cezada indirim yapılmasın" dedi.

Diyarbakır'da vahşice katledilen 8 yaşındaki Narin Güran'ın cinayet davasının ikinci duruşması bugün başladı. Narin’in annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes, amcası Salim Güran ve cinayetin ardından küçük kızın cesedini dere yatağında gizleyen Nevzat Bahtiyar, yeniden hakim karşısına çıktı. Duruşmada, dört sanık hakkında 'iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ediliyor.

Narin’in kayboluşu ve bulunuşu

Duruşmanın arka planında Narin Güran’ın korkunç kayboluşu yer alıyor. 8 yaşındaki Narin, evine giderken bir anda kayboldu. Günlerce süren aramalar sonunda, Narin’in cansız bedeni 19 gün sonra dere yatağında bulundu. Yapılan otopside, Narin’in canice öldürüldüğü tespit edildi.

Duruşmanın ilk aşaması ve yeni deliller

İlk duruşma 7 Kasım’da yapılmıştı. 4 tutuklu sanığın yargılandığı davanın ilk aşaması üç gün sürdü. Duruşma sırasında, dava dosyasına önemli yeni deliller eklenmişti. Mahkemenin talebi üzerine, Narin’in kaybolduğu gün Daran-2 üs bölgesine ait görüntüler, Ulusal Kriminal Büro tarafından incelendi. Görüntülerde, Narin’in okul kamerasının kadrajından çıktıktan sonra, eve giden patikada bir karartının hareket ettiği tespit edildi. Ayrıca, o gün kırmızı ve beyaz renklerinde olduğu düşünülen iki aracın da Narin’in peşinden gittiği belirlendi.

Baz istasyonu çalışması

Bir diğer dikkat çeken gelişme ise daraltılmış baz çalışmasıydı. 22 baz istasyonundan alınan sinyaller üzerinden yapılan analizde, sanıkların hangi saat diliminde, nerede oldukları detaylı bir şekilde belirlendi. Bu veriler de davanın seyrini etkileyen kritik unsurlar arasında yer aldı.

Aile içi görüntüler ve yeni bilirkişi raporu

Narin’in cesedi bulunduğunda, bir gün önce, 7 Eylül’de aile bireylerinin katıldığı bir toplantıya ait görüntüler de ortaya çıktı. Bu görüntüler, uzman ekipler tarafından incelenerek dava dosyasına eklendi. Türkçe ve Kürtçe konuşmaların yer aldığı bu görüntüler, Ulusal Kriminal Büro tarafından deşifre edilmek üzere gönderildi. Hazırlanan bilirkişi raporu, mahkemeye sunuldu.

Savcının mütalaası

İkinci duruşma öncesi Cumhuriyet Savcısı, sanıkların iddianamede belirtilen suçlardan cezalandırılmasını talep etti. Savcı, dört sanık hakkında 'iştirak halinde kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini istedi.

Dava sürecinin nasıl sonuçlanacağı merakla bekleniyor

Bugün gerçekleşen ikinci duruşmada, dört tutuklu sanık yeniden hakim karşısına çıktı. Narin Güran’ın katledilmesi, tüm Türkiye’nin dikkatle takip ettiği bir dava haline gelirken, dava sürecinin nasıl sonuçlanacağı merakla bekleniyor.

Sanıklar ve Arif Güran salona geldi

Duruşmayı salonda takip eden Gazeteci Rojda Altıntaş, "Narin Cinayeti duruşması için Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi salonundayım. Mahkeme heyeti, avukatlar ve izleyiciler yerini aldı. Sanıklardan amca Salim Güran, elleri kelepçeli şekilde salona getirildi." dedi.

"Anne Yüksel Güran, ağabey Enes Güran ve komşu Nevzat Bahtiyar salona getirildi.

Baba Arif Güran salona geldi."

Mahkeme başkanı duruşma başlamadan önce herkesi uyardı: "Geçen celse gayet saygılı bir duruşma oldu. Video ve fotoğraf kaydı yapmıyoruz. Polis ve jandarma çekim yapılırsa müdahale edecek. Bu duruşma 3 tanığı dinledikten sonra avukatlarımızın konuşacağı bir duruşma olacak, belki saatlerce avukatlarımızı dinleyeceğiz. Avukatlar konuşunca of pof gibi hareketler olursa salondan atarım. Sanıklar ailesi, sizlerden de bir tepki beklemiyorum. Geçen celse yaşananlar tekrar yaşanmasın. Oturup seyirci gibi dinleyin, siz de aksi durumda topyekûn çıkarırım. En son yapmak istediğim şeyler bunlar ama iyi niyetim suistimal edilmesin."

Ramazan Atasoy’a ses kayıtları dinletildi

15 yaşındaki Soruları pedagog soruyor. Ramazan Atasoy (15), duruşma salonunda değil; pedagog eşliğinde SEGBİS üzerinden bağlandı.

Pedagog: Ramazan, sıra sende. Bu dosyada tanık olarak dinleneceksin. Hakkında yürütülen başka bir soruşturma var. Bu yüzden sorulara cevap vermek istemediğini söyleyebilirsin.

Ramazan Atasoy: Tamam.

Mahkeme başkanı: Önce seni dinleyelim, Narin’in kaybolduğu gün neler yaşandı?

Ramazan Atasoy: Aynı şeyler yaşandı. Köye bir kez gittim, babamla birlikte gittim. Sonra Salim ile görüştük.

Mahkeme başkanı: Nerede görüştünüz?

Ramazan Atasoy: Tarlaya geldi. Mahkeme başkanı: Saat kaç gibiydi?

Ramazan Atasoy: İlk geldiğinde saat 08.00-09.00 gibiydi.

Mahkeme başkanı: Sabah mı?

Ramazan Atasoy: Evet. Mahkeme başkanı: Sonra?

Ramazan Atasoy: Bir buçuk saat kadar kaldı, sonra gitti.

Mahkeme başkanı: Sonra ne oldu?

Ramazan Atasoy: Saat 13.30 gibi babam işçileri çıkarmaya gitti, ben orada kaldım. Saat 15.00-16.00 gibi Salim geldi. Baban nerede? diye sordu. Dedim ki işçileri dağıtmaya gitti. Sonra babamı aradı. Mahkeme başkanı: Sonra?

Ramazan Atasoy: Biraz oturduk. Çay yaptık, ocağı yaktık. Üstüne çayı koyduk.

Ramazan Atasoy: Sonra oturduk, yemek yedik.

Pedagog: Sonra?

Ramazan Atasoy: Birisi Salim Güran’ı aradı. "Kız kaybolmuş" dedi.

Salim de "Bu saatte kaybolma saati mi olur?" dedi. Sonra babamla aramaya gittiler.

Mahkeme başkanı: Ramazan, tutuklandığında Salim’e küfredip bir şey söylediğin belirtiliyor. Jandarma böyle bir tutanak tutmuş. Bunu sorar mısın?

Pedagog: Şöyle bir tutanak tutulmuş. "Senin yüzünden böyle oldu" demişsin. Ayrıca "Her iki ayağı suyun içine girmiş gibi ıslaktı" diye ifade vermişsin. Ne dersin?

Ramazan Atasoy: Ben böyle demedim. İfadelerimi okumadım, bana imza attırdılar.

Mahkeme başkanı: Bu ifadeyi sorgu sırasında değil, sonrasında söylemiş, tutuklandıktan sonra. Pedagog: Sen bunu tutuklandıktan sonra söylemişsin.

Ramazan Atasoy: Bir savcı ve komutan geldi ama ben böyle bir şey söylemedim.

Mahkeme başkanı: Peki, ayakları ıslak mıydı? Bunu soralım.

Ramazan Atasoy: Yani değildi, ayaklarına bakmadım.

Pedagog: Saat 15.00-16.00’da Salim Güran’ın tarlaya geldiğini söyledin. 15.52’de bir telefon konuşman var.

Ramazan Atasoy: Ne için aranmışım?

Pedagog: Bununla ilgili fikrim yok? Yan yana olduğunuzu belirtiyorsun ya, yan yanayken araması… Ramazan Atasoy: Nasıl aramış, abla?

Pedagog: Salim Güran öğleden sonra 15.00-16.00 sıralarında senin yanına geldi. Sonra kaç gibi kalktı? Ramazan Atasoy: İşte, ona telefon geldi, "kız kaybolmuş" diye.

Pedagog: Peki, kıyafet değiştirme saati kaçtı, hatırlıyor musun?

Ramazan Atasoy: Babam aşağı suyu değiştirmeye gitti. Salim Güran da "Üstüm müsait değil, üstümü değiştireyim" dedi.

Pedagog: Kaç gibi? Ramazan Atasoy: 18.00 gibi.

Pedagog: Peki, Narin’in kaybolduğu arama kaç gibiydi?

Ramazan Atasoy: 19.00-20.00 gibiydi.

Diyarbakır eski Baro Başkanı Nahit Eren sordu

Diyarbakır eski Baro Başkanı Nahit Eren sordu: Pedagog Dilek Hanım’dan şu ricada bulunacağım. Kendisine herhangi bir tehdit var mı?

Pedagog: Ramazan, sana "Böyle cevap ver, şöyle söyle" gibi şeyler söylendi mi?

Ramazan Atasoy: Hayır söyleseydi şimdiye kadar söylenirdi. Yeter ki buradan çıkayım.

Pedagog: Sana "Saati değiştir" diyen oldu mu?

Ramazan Atasoy: Yok, olmadı.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'na bağlı avukatlardan biri soru soruyor: “Ramazan’ın kız kardeşlerini Salim arabayla eve bıraktı mı?”

Pedagog: Ramazan, olay günü Salim, senin kardeşlerini eve bıraktı mı?

Ramazan Atasoy: Hayır, o daha önceki günlerdi.

"Karakolda beni dövdüler"

Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ sordu: İfade sırasında kötü muamele görmüş mü?

Pedagog sordu.

Ramazan Atasoy: Karakolda beni dövdüler. Bir komutan geldi, "Bunun suçu yoktur" dedi.

Pedagog: Onun öncesi peki?

Ramazan Atasoy: Birisi arkadan bana saldırdı, yere düştüm, nefesim kesildi.

"Baban kurban keser mi?"

Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Adnan Ataş, soru yöneltti: Pedagog soruyor: “Ramazan, baban kurban keser mi?”

Ramazan Atasoy: Biz kuzu besliyoruz, Narin’in köyünde besliyoruz.

Pedagog: Baban hayvan kesmeyi bilir mi?

Ramazan Atasoy: Evet, biliyor. Bazı avukatlar bu soruyu yersiz buldu.

Mahkeme Başkanı: Bunun bence de bir alakası yok.

Ramazan Atasoy’un tanıklığı sona erdi. Çoban Ahmet Akgün getiriliyor.

Çobana işkence mi edildi?

Çoban Ahmet Akgün anlattı: Ahmet Akgün: "Gittim, 'Ne var?' dedim Erhan abi. Erhan abi dedi, 'Sen çöldesin, hayvanlarla ilgilisin, bir şey gördün mü?' Hayır, görmedim dedim. Zaten benim bir gözüm sakattır."

Mahkeme Başkanı: "Allah şifa versin. Sen Narin’i gördün mü?"

Ahmet Akgün: "Hayır, görmedim."

Mahkeme Başkanı: "Peki, size ne sordular?"

Ahmet Akgün: "Bana dediler, 'Sen hiç birine denk geldin mi?'"

Mahkeme Başkanı: "Peki, sana neden inanmıyorlar? Hatta arka tarafa gidiyorsunuz? Bir şey yaptılar mı?"

Ahmet Akgün: "Burama vurdular." (Ağlamaya başladı.)

Mahkeme Başkanı, yanına geldi: "Sakin ol, bir şey yok."

Çoban Ahmet Akgün: Bana saat alındı

Mahkeme başkanı sordu, çoban Ahmet Akgün anlattı.

Mahkeme Başkanı: "Kız meselesi nedir?"

Ahmet Akgün: "Ben görmedim."

Mahkeme Başkanı: "Ama sana 'Kız gördün mü?' diyorlar."

Ahmet Akgün: "Ben bir şey görmedim. Namusum ve şerefim üzerine yemin ederim."

Mahkeme Başkanı: "Peki, orada neden Enes yok?"

Ahmet Akgün: "Bilmiyorum."

Mahkeme Başkanı: "Bu olaydan sonra sana baskı yapan oldu mu?"

Ahmet Akgün: "Hayır, olmadı."

Mahkeme Başkanı: "Çobanlık nasıl gidiyor?"

Ahmet Akgün: "İyi gidiyor."

Mahkeme Başkanı: "Allah daha iyi etsin."

Ahmet Akgün: "Şerefim üzerine yemin ederim, ben bir şey görmedim."

Mahkeme Başkanı: "Seni tehdit ettiler mi?"

Ahmet Akgün: "Hayır, etmediler."

Mahkeme Başkanı: "Sana saat mi aldılar?"

Ahmet Akgün: "Evet, saat aldılar."

Mahkeme Başkanı: "Seni tembihlediler mi, 'Bilmiyorum' de dediler mi?"

Ahmet Akgün: "Vallahi başkanım, bana öyle bir şey demediler."

Mahkeme Başkanı: "Bu olaydan sonra televizyona çıkmışsın, ben görmedim ama sana bir şey dediler mi?"

Ahmet Akgün: "Hayır demediler."

Mahkeme Başkanı: "Son kez soruyorum. Tekrar sorulmasın. Kimseyi gördün mü?"

Ahmet Akgün: "Vallahi kimseyi görmedim."

"Neden seni Enes'le yüzleştirmediler?"

Savcı: "Kürtçe bilmesem de Türkçe biliyorum. Enes ismi çok duyuluyor. O videoda Enes ismi geçiyor. O videoda Enes kelimesini duyuyorum. Neden ısrarla 'duymadım' diyorsun?"

Ahmet Akgün: "Kendi aralarında demişlerdir belki."

Savcı: "Seni sorguluyorlar seni. Bana bak, kardeşim, bir bak. Kendi aralarında konuştuklarını da anlat." Savcı, çoban Ahmet Akgün’ün yanına indi.

Sanık avukatları araya girdi: "Tanığın üzerine yürüyor."

Mahkeme Başkanı: "Siz de sordunuz daha önce. Geçen duruşmada bana video açtırtmayın."

Savcı: "Siz ikiniz..." (Cümlesini kesti.)

Savcı, çoban Ahmet Akgün’e tekrar sordu: "Yanında ne konuştular? Enes’i gördün mü diyeceklerine, neden Enes’le seni yüzleştirmediler?"

Nahit Eren: "Biri sana orada 'Konuş eşeğin oğlu, konuş' diyor."

Ahmet Akgün: (Kürtçe konuşarak) "Ben garibanın tekiyim, okuma yazma bilmiyorum. Siz benden ne istiyorsunuz Allah aşkına?"

Mahkeme Başkanı kürsüden inerek Ahmet Akgün’ün yanına geldi. "Biz sana Narin’i gördün demiyoruz. Bize böyle bir aile toplantısı olmadı demişlerdi. Ama böyle bir video geldi. O konuşmalarda bir senaryonun peşinde oldukları gibi görünüyor. Bunu soruyoruz, orada 'Enes' diyorlar."

Ahmet Akgün: "Ben duymadım Enes’i." (Sesini yükselterek) "Allah hakkımızı bırakmasın." (Ağlıyor.) Mahkeme Başkanı: Allah kimsenin hakkını bırakmasın

Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz: "Senden tek istediğimiz doğruları söylemen. Bu kadar insan neden toplandık?" (Yüksek sesle)

Mahkeme Başkanı, Avukat Ali Eryılmaz’a döndü: "Üslup, lütfen!"

Ali Eryılmaz sesini yükseltti: "Bu son tanığımız, çok iyi değerlendirmeliyiz."

Mahkeme Başkanı: "Ne yapalım, kafasına silah mı dayayalım, ne yapalım?"

Ahmet Akgün: "Bu bana hakaret ediyor."

Mahkeme Başkanı: "Dur, kimse sana hakaret etmiyor."

Enes Güran

Çoban Ahmet Akgün'ün konuşması sona erdi. Narin'in ağabeyi Enes Güren getirildi.

"Çoban Ahmet Akgün benden kaçtı"

Evine güvenlik nedeniyle Narin kaybolduktan sonra kamera taktığı belirtilen Erhan Güran, Çoban Ahmet Akgün ile ilgili konuyu anlattı: "Ben köyün çıkışına gittim. Hayvanlar geldiği zaman tek başınaydı. Dedim, 'Kızımız kayıp, bize yardımcı ol. Hiç kimseyi mi görmedin?' dedim. 'Benim yanımdan kaçtı! Kaçınca ben peşinden gittim. Eve gitti, kendini kilitledi.' Astsubayı çağırdım, 'Bu adam şüpheli hareketler yapıyor' dedim. Ama bir şey yapmadılar. Ertesi gün yine beni görünce gelmedi. Yine şüphelendim ondan. Benim evimin altından hayvanları geçiriyordu. Dedim, 'Ahmet’i çağırın konuşalım.' Ahmet kaçtı. Sonra Ahmet’i getirdiler. Onlar getirince sorduk, 'Hiç kimseyi görmedim' dedi. Sen gözü kapalı mı eve gidiyorsun?"

Amca Erhan Güran, Çoban Ahmet Akgün'den şüphelenmiş

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı: "Siz çobandan şüphelendiniz yani?"

Erhan Güran: "Evet." Avukat: "Neden kolluğa bildirmediniz?"

Erhan Güran: "Bildirdim. 'Ben bundan şüpheleniyorum' dedim. Astsubayı çağırdılar. O da geldi, 'Gerçekten şüpheli' dedi. O zaman daha sorgulamamıştık."

"Savcıya bir şey anlatmayacaksın"

Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Adnan Ataş, Erhan Güran’a sordu: Hepimiz videoda 'Enes' kelimesini duyuyoruz.

Erhan Güran: "Biz kullanmamışız."

Avukat: "6 kadın kelimesi geçiyor."

Erhan Güran: "Hayır, öyle bir şey yok. 6 kadın ne demektir?"

Avukat: "Videoda duyduğumuz bu. Savcıya bir şey anlatmayacaksın diyorsunuz."

Erhan Güran: "Böyle bir şey yok. Biz ne bilsek, gidip kolluk kuvvetine anlatırdık."

"Narin bulunmadan 1 gün önce sorgulama yapmanız tesadüf mü?"

Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz: Narin’in cansız bedeninin bulunduğu günün önceki gecesinde sorgu yapıyorsunuz, bu tesadüf mü?

Erhan Güran: Bu görüntüler bu kadar ciddiyse, neden ortalıkta?

Avukat Ali Eryılmaz: "O toplantıdan 7 gün önce Salim Güran tutuklandı. Bir suçlu yakalandı diye düşündünüz mü?"

Erhan Güran: "Hayır, ben inanmadım."

Avukat Ali Eryılmaz: "Hâlâ arıyor musunuz katili?"

Erhan Güran: "Evet."

Avukat Ali Eryılmaz: "Televizyon kanalına çıkarak mı?"

YASAK İLİŞKİ İDDİASI

Nahit Eren, Nevzat Bahtiyar, "Salim Güran’ın yasak ilişkisi var mıydı, bunu televizyonlardan görüp mü sordunuz?" diye sordu.

"Yok" yanıtı veren Nevzat Bahtiyar’ın avukatı soruya itiraz etti. Mahkeme Başkanı, "Bu doğru değil, itiraz etmeyin artık. Ortamı germek dışında bir şey olmuyor" diye karşılık verdi.

Nevzat Bahtiyar, "Narin’in çantasını evde açtın mı? Dere kenarında açtın mı?" sorusuna ise "Hayır" yanıtını verdi.

Anne Yüksel Güran’ın Avukatı Yılmaz Demiroğlu, Nevzat Bahtiyar’a,"Tüm aileden özür dilerim. Narin’de PSA bulundu" derken Nevzat Bahtiyar araya girerek, "Hayır, hayır kesinlikle."

Bahtiyar, Mahkeme Başkanı'nın "Yaptın mı böyle bir şey?" sorusuna "Hayır, yapmadım." yanıtını verdi.

Salim Güran takip etmiş

"Siz orada 38 dakika ne yaptınız?" sorusuna ise Bahtiyar, "İp aradım çuvalın ağzını kapatmak için" yanıtını verdi.

Avukat'ın "O kanca neydi?" sorusuna Nevzat Bahtiyar: "Beni takip eden Salim koymuştur" dedi. Avukat da , "Çok önemli bir şey söylediniz. Seni takip mi etti?" diyerek soru yöneltti, Bahtiyar, "Beni takip etmiş olabilir" yanıtını verdi.

Fotoğraf gerginliği

Salim Güran’ın avukatı Onur Akdağ, Nevzat Bahtiyar’ın avukatı Ali Eryılmaz’ın fotoğraf çektiğini söyledi. Polis, Avukat Eryılmaz’ın telefonunu inceledi ve fotoğrafın duruşma başlamadan önce çekildiğini belirtti. Ardından gerginlik sonlandı.

Nevzat Bahtiyar, Yüksel Güran’ın avukatının "HTS kayıtlarına göre 15.10’da ahırdasın. Narin’in en son görüldüğü saat 15.11. İlk karşılayan kişi sen olmalısın. Narin’i gördün mü o gün?" sorusuna "Kesinlikle görmedim." yanıtını verdi.

Baba Arif Güran: Böyle bir dosyada kamera nasıl unutulur?

Baba Arif Güran anlattı: Benim kızım gitmiş, benim ruhum gitmiş. En ufak bir şey, birisi bir şey dediğinde 'Allah için çağırın, getirin, konuşsun' diyorum. 300 kişi var bu köyde, benim kızımı nasıl kimse görmez? Bu mümkün değil. Bazılarının görmeleri lazım. Ama maalesef kimse görmüyor.

Mahkeme Başkanı: Araştırılmasını istediğiniz bir şey var mıdır?

Arif Güran: Dara2 kayıt almıyormuş, havaalanı kamerası bozulmuş. Bütün tesadüfler benim kızıma denk geldi. Kızımın dosyası Türkiye’nin dosyası oldu. İlk günden beri kamera dedim ama unutuldu. Böyle bir dosyada nasıl kamera unutulur?

Anne Yüksel Güran getirildi

Anne Yüksel Güran getirildi.

Mahkeme Başkanı: Araştırılmasını istediğiniz bir şey var mı?

Yüksel Güran: (Göğsüne vuruyor) “Narin’in katilini istiyorum” Yerine geçerken Nevzat Bahtiyar’a döndü. “Sen adam değilsin” dedi.

Enes Güran'ın avukatı: Bizi karara zorlayıp hıza kurban ediyorsunuz

Enes Güran’ın avukatı Mahir Akbilek: Bizi karara zorlasanız da, bizi hıza kurban ediyorsunuz. Canlı keşif çok önemli. Ya da bizim bilmediğimiz şeyleri biliyorsunuz diye umut ediyorum.

Mahkeme Başkanı: Sizin bilmediğiniz, bizim bildiğimiz hiçbir şey yok. Şeffaflık konusunda netiz.

Savcı mütalaasını okudu

Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’inde görülen Narin Güran’ın öldürülmesine ilişkin davada savcılık, esas hakkındaki mütalaasında şu taleplerde bulundu:

  • Sanıklar Enes Güran ve Yüksel Güran, İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme suçundan, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 37/1 maddesiyle birlikte 82/1-d,e, 53/1 ve 63. maddeleri gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmaları
  • Sanıklar Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar, aynı suça ilişkin TCK'nın 37/1 maddesiyle birlikte 82/1-e, 53/1 ve 63. maddeleri gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmaları
  • TCK 62. Maddesi (Ceza indirimi): Sanıkların eyleminin niteliği ve yargılama sürecindeki tutumları dikkate alınarak ceza indirimi uygulanmamasına karar verilmesi
  • Cezaların ağırlığı dikkate alınarak sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesi
  • Hak mahrumiyeti: Suçun niteliği nedeniyle TCK 53. madde gereğince sanıkların belli haklardan yoksun bırakılması
  • Cezanın mahsup edilmesi (Sanıkların gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin cezalarından düşülmesi istenmiştir) Yargılama giderleri: 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 325/1 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin sanıklardan tahsil edilmesi
  • Erhan Güran’a ilişkin görüntüler: Van Kriminal Şube Müdürlüğü'ne gönderilen kamera kayıtlarının incelenmesi sonucunda görüntülerde yer alan şahısların, "kasten yaralama, tehdit, suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçlarına ilişkin deliller taşıdığı değerlendirilmiş ve Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulması

Baba Arif Güran getirildi

Arif Güran, "Olay günü Batman’daydım. Sabah 08.30 gibi evden çıkıp davetiye dağıtmaya gittim. Akşamüstü beni komşum aradı, 'Neredesin?' dedi. 'Hayırdır?' dedim. 'Yok, sormak istedim' dedi. 'Bismil’deyim' dedim. Sonra, 'Narin gözükmüyor ama endişelenecek bir şey yok' dedi. Bu saatte Narin nasıl kaybolur dedim. Sonra bir telefon daha geldi, 'Narin kayıp' dediler. Ben oradan eve gelene kadar 3-4 kez kaza yapıyorduk. Kızım benim için çok önemliydi. 5 oğlum vardı ama Narin benim için farklıydı. Annesi için de öyleydi. Eğer ben Narin’e ne kadar önem gösterdiysem, annesi bin kat daha fazla göstermiştir." dedi.

Güran, Burada şu an bir anneyi evladıyla sınıyorlar. Hem evladını aldılar hem sınıyorlar. Bunu yüce Allah biliyor. Ben 22 yıllık kalpleri tanıyorum. Biz köye yetiştik. Jandarma geldi, Allah razı olsun, bilgim geldi. Ben bir süre kendimden geçtim 'Bu insanlar buradaysa benim yaşadığımın başına bir şey geldi' diye bağırdım, 'Ne oluyor?' 'Narin gözükmüyor' dediler. 'Neden duruyorsunuz?' 'Herkes katılsın' dedim. O gece hiç durmadık. Mısırın nereye vurursa, ben oralara baktım. 20-30 genç ile mısırın içine girdik. dakikalarda ölsem Mısır'ın içinde bir koşuştu, 3-4 tur gelip gidiyordu. Gece saatleri Memorial Hastanesi'ne gitti. (Kaza yaptığı söylenen küçük kız çocuğu ile ilgili olarak artık.) Benim telefonumu her yerde paylaşmışlar. Telefonum çalmaya başladı, sürekli arıyorlardı. Öyle bir hal aldı ki telefonuma cevap veremez hale geldim Sürekli ihbar, 'Kızın benimle' diyenler bile oldu. Hatta bana çocuk sesi dinleyen insanlar bile oldu." ifadelerini kullandı.

Arif Güran, "Jandarma bana kimle sorunum olup olmadığını sordu. Nevzat'ın olayını anlattım. Bana '50 bin TL için adamı öldürmez' dediler. Ben de 'Boyutunda her şeyi anlattım, başka husumetim yok' dedim." dedi.

Arif Güran: En sonunda karakola gittiğim zaman, karakol komutanımız oradaydı, Emre Yarbay oradaydı. Ben orada iddia ettim, 'Kızım tepeye çıkmamış' dedi. Onlar da dedi ki, 'Narin, görmemesi gereken bir şey gördü ki, onlar Narin'e kıydı .' Ben de dedim ki, 'Kızım 8 yaşında, ne çıkacak ne anlayacak?' Bana dediler ki, 'Erhan, Baran ve senin dışında herkesin haberi var.' Öyle bir şey mümkün değil dedim ama ısrarla, 'Narin'in görmemesi gereken bir şey gördü' dediler.

Güran: Benim değişimin gidişi iki güzergah var: biri evimin oradan patika, oradan okula gidiyor; diğer de bakkala gidiyor yol. Benim için ayrılanın öyle 2 saat zaman geçirecek, başkaları gibi söylemememiz gerektiğini söyledim. Sonra dediler ki, 'Bizim sana söylemememiz gerektiğini söyledi' bir şey yapmayız.' 'Söyleyin' dedim. Dediler ki, 'Şeyma Kaya 16.30'da senin kızını görmüştü, İsa Kaya 18.30'da görmüştü, Salim Güran ise 18.30'da Hüseyin amcanın oradan uzak kızını alıp hızla gidiyordu.' Dedim, 'Öyle bir şey olamaz. Salim'in 7 yaşındaki kızı var, Salim benim üremeye zarar vermez.' Dediler, 'Görgü tanıkları var.' Ama ben kendilerine, 'İnanmıyorum, ama siz öyle diyorsanız ben ne hayattayım' dedim. Sonra Salim tutuklandı.

Arif Güran: Ben ve hanımım karakola gittik. Sayın savcımız karakoldaydı. Oradaki komutanlar dedi ki, 'Savcı müstakbel değil, sonra gelirsiniz.' 'Tamam' dedim, sonra komutan dedi ki, 'Siz Salim'in aracını kullanabiliyor musunuz?' 'Hayır' dedim. 'Narin bu arabaya binmiş mi?' dedi. Ben de dedim ki, 'Bu araba kapının önünde, kapı açık bir araba.' Sonra Yüksel' sordu, 'Ne sordun?' Dedi. Yüksel de dedi ki, 'Nişan'a kalmıştı, Narin de binmişti.' Sonra jandarma bana dedi ki, 'Bunu (nişan söz konusu) söylemeyeceksin.

Sayın Başkanım, yine beni çağırdılar, ifadeye gittim. 'Arif, kimden şüpheleniyorsun?' diyorlardı. Ben bu konuda her şeyi anlatmak zorundayım. Benim kızım kaçırılmış diye bir algı var. Şikayetler var, aramalar var. 'Ankara’da, İstanbul’da' diyorlardı. Hep 'Kızım kaçırılmış' diye söylendi. Sonra yine geldiler, 'Arif, Narin Hüseyin amcanın evinden koşarak geliyor' dediler. Gösterdiler, 'Bu kız kaçıyor, neden arkasına bakıyor?' dediler. 'Ben bilmiyorum' dedim. Sonra, 'Bu evde bir şey var' dediler. 'O zaman araştırın, siz ne diyorsanız ben hazırım' dedim."

Arif Güran ağlayarak şunları söyledi: Benim zoruma giden şudur, Bu vahşi (Nevzat Bahtiyar’ı işaret ederek) gelip benimle günlerce oturdu. Eğer Salim bunun başına silah dayadıysa, gelip bana söyleseydi, benim başımın tacıydı. Sen benimle namaz kıldın, sen o namaza kurban ol, sen benim 8 yaşımdaki kuzumdan ne istedin? Ben uyuyamıyorum, her gece rüyamda kızım beni çağırıyor. Beni neden öldürmedin, benim kızımı öldürdün?

Mahkeme Başkanı: Tamamdır

Arif Güran: Ben anlatmak istiyorum

Mahkeme Başkanı: tamam anlat

Arif Güran: Bu adam itirafçı değil. Bu adam evinden kaçarken yakalandı.

Anne Yüksel Güran: Nevzat, seni Allah’a havale ediyorum, senin de çocukların var.

"Ben 22 yıllık evliyim, ailemi nasıl tanımam?"

Arif Güran: Böyle bir ahlaksızlık var mı? Sen benim yanımda günlerce namaz kıldın. (Nevzat Bahtiyar’ı söylüyor) Bu namaz seni çarpsın. Ben bu dünyada da öbür dünyada da senin imanına davacıyım. Eğer bir insan önce kendi namusuna baksın. Ben 22 yıllık evliyim, ailemi nasıl tanımam? Ama o an, o dakikalar, o saatler benim her şeyimi sildi.

Az önce Avukat Ali Eryılmaz, Erhan Güran’a diyor ki, 'Televizyonda arıyorsunuz kızınızı.' Sen benim namusumu konuşarak televizyona çıkıyorsun. Sen aynaya bak."

Mahkeme Başkanı: Tamam, toparlayalım

Arif Güran: Tülin kızımız engelli doğdu. Ama dünyanın en güzel gözleri ondaydı. Sabahlara kadar ağlardı, hastaydı, eşim başında dururdu. 8 sene baktı. Benim eşim böyle bir annedir. Eğer ben burada bir kez öldüysem, bu ana orada bin defa ölüyor. Bu nasıl vicdansızlık? Bir caninin lafıyla her şey oluyor. Ben adalet istiyorum. Yarabbi, benim bu dakika canımı al, ben dayanamıyorum artık. Oğlum beni öptü, kendime geldim, yoksa intihara teşebbüs ediyordum. Sizin vicdanınız nerede? Kimse Narin için bir şey yapmadı. Devlet benim kızımı buldu sadece. Bütün insanlar sadece para için, takipçi için bunları yapıyor.

Arif Güran: Ben her dakika, her saniye ölüyorum.

Duruşmada gerginlik çıktı, salon boşaltıldı

Salonda tansiyonun yükseldiği ve aile yakınlarının “adalet” diye bağırdığı belirtildi. Salonun boşaltıldığı kaydedildi. O sırada amca Ali Rıza Güran'ın "Peygamber aşkına yeter artık" dediği belirtildi. Salonda gerginlik çıktı. Tutuklular salondan çıkarıldığı aktarıldı. Yoğun güvenlik önemli alındığı ifade edildi. Duruşmaya yeniden ara verildi.

Duruşma aranın ardından başladı

Mahkeme heyeti geldi.

Mahkeme Başkanı: Bir konuda anlayış bekliyorum. Bugünden itibaren aile yakınlarını salona almayacağız çünkü ben onları iki kez uyardım.

Mahkeme Başkanı: Enes iyi misin? Yüksel hanım iyi misin?

Anne Yüksel Güran: Kusura bakmayın.

Mahkeme Başkanı: Tamam ben size saygı gösteriyorum. Biraz daha dikkatli davranmanızı istiyorum.

Ailenin salondan çıkarılmasına Enes’in avukatı Mustafa Demir, itiraz etti: “İtiraz eden amcanın sağlık sorunu var. Diğer aile üyeleri saygısızlık etmedi. İtiraz ediyoruz, aksi takdirde duruşma komple kapalı yapılsın”

Mahkeme Başkanı: "Gereği düşünüldü. Hüseyin Güran’ın tepkisinin ardından, salonun boşaltılması talebim üzerine 'Bizi kimse salondan çıkaramaz' söylemleri nedeniyle, salonda olmalarını istemiyoruz. Yarın tekrar konuşuruz."

Arif Güran’ın avukatı konuştu

Arif Güran’ın avukatı: Bu baba, evladını nasıl kaybetti? Bunu bütün Türkiye biliyor. Evet, boğularak öldürüldü. Ancak kimin öldürdüğünü bilmiyor. Arif Güran, kızının adaleti için mücadele veriyor. Bizim burada tanıklık ettiğimiz acı ile ailesinin çektiği acı aynı değil. Söylediklerindeki kıymetli şeyleri es geçmememiz gerekiyor. Biz bugün burada bir yargılama yapıyoruz. Bugün yaptığımız yargılamanın neticesinde birilerinin ceza alması mı, yoksa adaletin tecelli etmesi mi daha önemli?

En ağır olanı… Bu olayda acaba ne var? Burada yargılanan sanıklar bu olayın failleri mi? Adalet tecelli edecekse bunların irdelenmesi lazım. Bir hırsız, elindeki mücevheri gömüyor, sonra 'Ben çalmadım, başkası verdi' diyor. Burada yargılananlar biri anne, biri amca, biri ağabey... Hakikaten çok çirkin ithamlarda bulunulan bir ortama dönüştü. Bu normal bir yargılama değil. Bir annenin, bir ağabeyin kendi çocuğunu öldürmesinden bahsediliyor. Ve 'Arif Güran buna sessiz kalıyor' diyorlar. Eğer Arif Güran bilseydi, Nevzat’ı öldürürdü diyorlar. Zaten bilmiyordu ki? Kim biliyordu?

Ben de sosyal medyayı takip ediyorum. Az önce bile baktım. 'Yine rol yapıyor' diyorlar. Hakikaten, insanın kalbi kapalıysa bir şey anlayamaz. Arif Güran’a, 'Narin senin kızın değil, o bizim kızımız' diyorlar. Sen nasıl bir babadan daha ağır bir duygu hissedersin?

Elalem ne der diye yargılama olmaz. Eğer bir yargılama yapıyorsak herkesin buna saygı duyması lazım. “Evet, orada müebbet hapis çıkacak, ben ona inanıyorum. Ama 'Arif Güran neden müşteki? Ona inanmıyorum” diyorlar. Çok özür diliyorum, bu 8 yaşındaki kızın cansız bedeni bile internette paylaşıldı. Sen nasıl bunu paylaşabiliyorsun? Hiç mi düşünmüyorsun, 'Bu insanlar kızlarını kaybettiler' diye? Ben bakmamak için çok mücadele ettim. Biz hukuk insanlarıyız, peşin hüküm veremeyiz. Arif Güran konuşunca ben etkileniyorum, ama bu salonda gülenler var. Güldüklerini gördük, 'Ya, yine ağlıyor' dediler. Zaten bu adam ağlayacak, ne yapacak?

Arif Güran’ın oğlu Eren Güran 7 yaşında. Bu çocuk nasıl hayata tutunacak? Muhtemelen insanlar unutacak ama biz unutmayacağız. 20 yıl da geçse, burada yapılan yargılamaları unutmayacağız. İnsanlar cezaevlerine giriyor. Orada akıl sağlıkları bozuluyor, ölümle karşı karşıya kalacakları durumlar oluyor. Biz herkesi susturmak istiyoruz. Diyoruz ki, 'Narin katledildi, 4 kişiye ceza verdik!' Bu mu olay? Eğer adalet tecelli edecekse, bu 4 sanığın ne işlediğini açıkça bilmemiz lazım.

Diyarbakır Baro Başkanı Abdülkadir Güleç konuştu

Güleç, "Diyarbakır Barosu, insan hakları ihlalleri ile ilgili davalarda ve soruşturmalarda hep aktif rol aldı. Yine yasadan aldığı yetki ile hareket etti. 1 ay önce Yenidoğan Çetesi davasındaki dosyaya da katıldık. Bu dosyada da 8 yaşındaki Narin’in katilinin bulunması için yer aldık. Biz katilleri bulmak için mücadele ederken aslında Arif Bey ile aynı noktada duruyoruz. O konuşunca hepimizin gözü doldu ve birçoğumuz burada onun ne kadar acı çektiğini biliyoruz. Ama gerçek ortaya çıktığında kamuoyu vicdanı rahatlayacaktır." ifadelerini kullandı.

ARADAN SONRA AİLE SALONA ALINMADI

Mütaalanın okunmasının ardından Arif Güran konuştuğu sırada ağlayıp oğlu Enes Güran ile birlikte çıkmak istedi. Mahkeme başkanı, Güran ailesinin gerginlik üzerine salondan çıkartılmasını istedi. Hüseyin Güran ağır küfürler sarf ederek salondan çıktı. Mahkeme başkanı salonun boşaltılmasını isteyip duruşmaya ara verdi.
Duruşma saat 17.15 sıralarında yeniden başladı. Mahkeme salonuna Güran ailesinin yakınları, alınmadı. Enes Güran'ın avukatı Mustafa Demir'in itirazı üzerine mahkeme başkanı, ailenin tepkisi nedeniyle yakınlarının salona alınmadığını, durumun yarın tekrar değerlendirileceğini söyledi.
Aranın ardından devam eden duruşmaya, Güran ailesi mensupları alınmadı.

Eski Diyarbakır Baro Başkanı Av. Nahit Eren, duruşmada yaptığı savunmada, Salim Güran’ın avukatı tarafından sosyal medyada yayımlanan bir videonun gerçeği yansıtmadığını ve dava sürecini etkileyebilecek algı operasyonlarına neden olduğunu belirtti.
Eren, Salim Güran’ın telefon kayıtlarıyla ilgili şüpheli bir hareketlilik olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

SALİM GÜRAN’IN FATURASI

"Salim Güran’ın fatura ödemesi gündeme geldi. Sayın Başkan, 15.19’da gerçekleşen havale işlemi sistemden yapılan bir işlem. Yani, bu işlem için telefona girmeniz gerekmiyor. Salim Güran, sistemsel olan bu işlemi -580 bakiye ile ödeme yaparak gerçekleştiriyor. Peki, Salim Güran bu faturayı neden 15.28’de tekrar ödüyor? Salim Güran’ın HTS kaydına bakalım. 15.19 öncesi GPRS kaydında, 15.16.01’de Salim Güran’ın 219 saniyelik bir bağlantısı var. Bu durumda o ödemeyi nasıl yapacak? Çünkü verilerde 0 bayt görünüyor, yani bu işlem gerçekleşmemiş.”

CİNAYETTEN SONRA MANİDAR HAREKETLİLİK

“Ben Salim Güran’ın cihazındaki atak izlerini imajlarda görüyorum. Hangi saniyede hangi uygulamanın ön planda olduğunu tespit edebiliyoruz. İkinci havale işlemi 15.28.10’da gerçekleşiyor ve o saniyelerde 71 saniyelik bir GPRS bağlantısı var. Bu süreçte birçok uygulama devreye girmiş. Turkcell tarafından ödeme ile ilgili bir mesaj gönderiliyor. Ancak ben bu mesajı HTS kaydında göremiyorum. Salim Güran’ın bu saatte bir işlem yapması gerekiyordu. Cinayet saatinden sonra verilerde ciddi bir hareketlenme oluyor; uygulamaların tamamı aktif hale geliyor.”
Gelelim video görüntüsüne, Dara 2 kamera görüntüsüne:
Salim Güran’ın avukatı, meslektaşım, Salim’in tarlaya gittiğini söylüyor. Ancak o araç başkasına ait. Beyaz araç, 15.45’te geçiyor. Meslektaşımın gösterdiği saate göre, Tavşantepe’den geçen araç başkasına ait. Algı yaratmak için doğru olmayan bir paylaşım yapıldı.”

‘ULUSAL KRİMİNAL BÜRO HATA YAPMIŞ’

Av. Eren, Güran ailesinin istemiyle dosyaya eklenen Dara 2 kamera kayıtlarında Nevzat Bahtiyar ile Salim Güran'ın karşılaşma şansının olmadığını ifade etti. Av. Eren şunları belirtti:
"Dara 2 görüntüsüne göre, Ulusal Kriminal bir hata yapmıştır. Nevzat, Salim’in kendi aracından battaniyeyi aldığını söyledi. Ben her soruyu sanıklara bilerek sordum. Şimdi, Tavşantepe görüntüsünü açabilirler mi? Sayın Başkan, Dara 2 kaydına göre Nevzat’ın, Salim’in çıkışını görme şansı yok. İlk iddiaya göre, ağaçlardan dolayı görünmüyor; koyun dibinden paralel bir açıyla bitiyor. Bu nedenle Nevzat’ın aracını ve Salim’in arabasını göremedik. Görülemeyecek bir yol var.
Fuat Güran’ın evinin oradan Nevzat’ın yanına giden bir yol var. Eğer o araç bu güzergâhtan geldiyse, gelelim adımsayara. Bu davada adeta bir teknoloji uzmanı olduk. Saat 12.00’den itibaren tutanak tutulmuş. Meslektaşım, sabah konum bilgisinden bahsetti. Ancak konum bilgisi açık değilse, bu sağlıklı bir delil değildir. 3 saat içinde 1.200 adım atmış. Oysa mutfakta iki kez dolaşmak bile 45 adım yapıyor."
Narin Güran’ın ailesinin hukuki destek almakta zorlandığı iddialarına yanıt veren Eren, "Aileden birçok şüpheli vardı ve avukat bulmakta zorlandılar. Diyarbakır Barosu olarak elimizden gelen desteği sağladık" diye konuştu.

‘BENCE KÖYÜN İMAMI DA ORADAYDI’

Av. Eren, Salim Güran'ın eşi Hediye Güran ve köyün imamına ilişkin şüphelerinin olduğunu ve de cinayete ilişkin bilgilere sahip olduklarını iddia etti:
"Davanın en önemli delillerine gelelim: Otopsi ve jandarma kriminal DNA örnekleri raporu. En somut delil, Salim Güran’ın aracında bulunan DNA. Çok özür dilerim, unuttum. Bana göre, köyün imamı da cinayet işlendiğinde oradaydı. İmam nerede? Camide. 15:00 ile 16:00 arasında olay mahallindeki baz çakılıyor. İmam ise 15:59’da telefonunu açıyor. Bu baz hareketliliği, kimseyi suçlamak için değil, ama imam ifadesinde caminin içinde telefonun çekmediğini söylüyor. Yani olayda birden fazla kişi bulunuyor.”

‘O HOCA’ SAMET HOCA MI?

“İmamdan neden şüphelendim? Salim Güran, bir ses kaydında, ‘Anahtarı getir, jandarma gelecek, görüntüleri inceleyecek’ diyor. Okul görevlisi geldi, kapıyı açtım diyor, yarım saat sonra tekrar açtım diyor. Sonra, görevli ne diyor? ‘hoca, o görüntüleri izledi’ diyor. Bu görüntüler 20:39’da izleniyor. Okul görevlisi, hoca izledi diyor. Biz de dakika dakika izledik. Müdahale olmuş mu, diye baktım ama müdahale yok. Ben bu hocayı tekrar ne zaman gördüm? Hediye’nin ifadesinde gördüm. Hediye’nin evde olduğuna dair iddialar olduğunda, Hediye, ‘Samet hoca izledi’ diyor. Samet hoca o hoca mıdır? Hediye, Enes’i korumak için ifade verdi.”

SAATİ DOĞRU SÖYLESELERDİ…

(Görüntü açıldı) Hediye, arabayı görmediğini söylüyor, ancak bakın, bu aracı görmemesi imkansız. “Şimdi buradan şüphe mi çıkaracağız? Hoca neden o görüntüleri izledi? Neyi merak etti? Salim Güran çok net bir şekilde jandarmayı arıyor. En son evine gidiyor ve sonra başka kimse görmüyor diyor. Bu, Salim’in ses kaydı. Ama o komutan izinli, Salim bu kez başka bir komutanı arıyor. Kamera görüntüsüne göre, Narin kaybolduğunu söylüyor. Ama sonra muhtar kaybolma saatine göre ifade vermesi söyleniyor. Saat farklı bir duruma çekiliyor. Jandarma, bu kez farklı saate göre yönlendiriliyor ve Dara 2 ile Şahin Göz kamerasına bakılmıyor. Oysa, Şahin Göz kamerası evi değil ama Egurtuz Deresi’ni görüyor. Yani, saati doğru söyleseler, Nevzat’ın Narin’i dereye koyduğu an gözükürdü. Böylece her şey daha erken ve net bir şekilde oraya çıkacaktı."

YARIN DEVAM EDECEK

Narin Güran cinayeti davasında bugünkü duruşma tamamlandı. Duruşmada 3 tanık ve 3 sanık dinlendi. Duruşma sabah 09.00'da devam edecek.

Gündem Haberleri