İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’ndan kritik Suriye açıklaması

İBB Başkanı İmamoğlu, Türkiye Belediyeler Birliği olarak Suriye’nin inşasında rol alacaklarını, bu konuda başvurularda bulunup kabul edildiklerini duyurdu.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, gazeteci Uğur Dündar'ın Arena programında önemli açıklamalarda bulundu. Açıklamalarındaki Suriye kısmı ise ayrıca dikkat çekti. İşte İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar:

733 gün süren ‘şaka gibi’ dava

"Dava meselesinin artık trajikomik bir hale geldiğini söylemek lazım. Türkiye'de davanın bir süre ortalaması vardır. Şu sürede bu dava sonuçlanır, bazı hukuki terimleri de aklımda tutamıyor olabilirim. İşte; 400 günde dava sonuçlanır.

Bizim bu davamız 733. gününden gidiyor, şaka gibi. Birinci diyorum ki bundan memnun olan siyasetçiler olabilir. Bu aslında bir siyasetçiye kötülük yapan, vicdanı işlediğinde vatandaşımızın haksızlık, kötülük yapılan insana sahip çıkma huyu vardır. Ben şimdi bu mağdur edebiyatını sevmiyorum. Bundan üzüntü duyuyorum, gerçekten üzüntü duyuyorum. Bazen yüzüme vuruyor. Bu cennet vatanda bu güzel ülkede, iyi yetişmiş insanlarının bolluğunun olduğu bir ülkede biz buna neden maruz kalıyoruz.”

“Onlara pışık diyorum”

“Silivri'de bugün toplam toplam bedeli 1 milyar 700 milyon olan olağanüstü bir altyapı projesinin temel atmasını yaptık, İSKİ'nin ve bunun ilavesi olarak dedim ki arkadaşlar; Bakın bu arkadaşlarıma çelme takmak isteyenler ya da onların ayağını kaydırmak isteyenler olabilir. Bu niyette olanlara ne partililerimiz fırsat verir ne de vatandaşlarımız. Bu kötü niyetli insanlara diyorum ki durun bundan vazgeçin. Onlara ‘Pışık’ diyorum."

‘Bu kadar kötü bir his olabilir mi?’

"(Erdoğan’ın CHP’li belediyeleri silkeleyin talimatı için) Devletin bir kurumu için devleti yöneten bir irade bir akıl neden söyler? Bazen düşünüyorum; Ben şimdi İBB olarak bir vatandaşa kızacağım. Vatandaşa kızdığım içinde bir yöneticime diyeceğim ki "Bak sen bu vatandaşa çektir. İşini yapma." Allah beni evime nasip etmesin! Böyle bir şey düşünülebilir mi, yapılabilir mi? Hadi bu bir şahıs, haklıda olsam yapamam. Çünkü bizim makamlarımız öyle kutsal öyle önemli ki, öyle adalet odaklı bir iş ki yapamazsın bunu.

Birine kin duyamazsın, küsemezsin, kızamazsın, nefret edemezsin. Şimdi bu sıfatları saydım ama sayın Cumhurbaşkanı, kindar bir nesil olması konusunda memnuniyetini dile getiriyor.”

‘Silkeleme bir kindarlık meselesi’

“Bir yazı var çıkartın dedim. Cumhurbaşkanı, geçen hafta bir etkinlikte gençlere diyor ki "Kininin davasındaki bir gençlik bizim de idealimizdeki gençliktir." Ben kelimede kin dememek için 10 defa düşünüyorum, bırakın birine kindarlık tavsiyesi, bu kadar kötü bir his olabilir mi? Birine kin duymak. Böyle bir şey olmaz. Bu paranoyadır.


‘Silkeleme’ meselesi kindarlık meselesi. Şimdi kalkıyorsunuz, saldırıyorsunuz belediyelerin gelirlerine. Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin (ABB) gelirinden 2 milyar TL'ye yakın para kesilmiş. ABB kimin? ABB, Ankaralıların, insanlarımızın. Büyük iş yaptınız. Ne olacak Ankara'nın ayaklarını, ellerini bağlamak, iş yaptırmamak.”

“Suriye’de olacaklar bizi 100 yıl etkileyecek”

“Bugün ben Suriye ile meselenin sürecinin Türkiye'nin önümüzdeki 100 yıl boyunca karşı karşıya geleceği birçok olayın negatif ya da pozitif yaşayacağımız adımları atmak üzereyiz ya da atacağız. Dolayısıyla bir asırlık bu dönemi Osmanlı'nın son dönemi ve Cumhuriyet'in kuruluş döneminde Türkiye Cumhuriyeti'nin inşası ile birlikte atılan bir takım adımların, devrimlerin iş ve uygulamaların, komşularla kurulan sistemin ve düzenin, yani savaşılan bir Yunanistan ile kurulan dostluk köprülerinin ya da Ortadoğu'nun inşasına nasıl müdahale edilmeyeceğini ama nasıl ilgi duyulup oradaki iyi devletlerin kurulmasına yönelik katkı sunulabilecek prensipler ortaya konmuşsa, nasıl Sadabat Paktı kuran Atatürk'ün bir gelecek görüşü ortaya konmuş ise ve o gün atılan adımlar;

Montrö Sözleşmesi, Lozan Antlaşması, bütün bu adımlar bugün bazı mevzularda nasıl bir koruyucu zırha dönüştüğünü yaşıyorsak bugünde önümüzdeki yüz yıla yapılacak her adımın ya koruyucu zırh ya da yüz yıl boyunca çözmek zorunda kalacağımız probleme dönüşmenin eşiğindeyiz.”

"Suriye’ye gideceğiz”

“Biz Türkiye Belediyeler Birliği olarak hem Dışişleri Bakanlığı’na yazı yazarak diğer bakanlıklara da bilgi vererek ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak da yazarak talebimizi açtık. Şimdi biz Lübnan üzerinden teknik ve bürokratik heyetimizi geniş bir inceleme yapmak üzere oraya gideceğiz.

İmamoğlu, taleplerinin Şam Valiliği tarafından da kabul edildiğini söyledi

İmamoğlu şöyle konuştu:

"Yeniden inşa meselesinde, sadece binaları yaparak bir şehri inşa edemezsiniz. O şehirlerin ruhu olacak. Her şehrin kendine göre ruhu var. Farklı etnik kökenler var. Farklı inançlar var. Bütün bu yapıların mutlu olacağı unsurlar aslında evrensel. Çocuklar huzurlu olacak, parkları güzel olacak, kreşler olacak, yurtları olacak.

İstanbul olarak diyoruz ki, dünyanın en iddialı belediyelerinden birisiyiz. Sistemiyle, yöntemiyle, üretim modeliyle. O bakımdan biz Türkiye Belediyeler Birliği olarak, hem Dışişleri Bakanlığımıza yazı yazarak, diğer Bakanlıklara da bilgi vererek, ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak da yazarak talebimizi açtık.

Talebimize bugün Şam Valiliği'nden olumlu geri dönüş oldu. Biz oraya gidiyoruz, açıklamamızda da yazılarımızda da var, Suriye'nin şehirlerinden bahsederek, yani Alevilerin yaşadığı Lazkiye de var, Şam da var, Kürtlerin de yaşadığı yoğun şehirler var. Bütün bu şehirlere yaygın, belediyecilik hizmetlerimizi anlatmak konusunda gitme talebimiz var."


Siyaset Haberleri