DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Bakırhan, konuşmasına, "Maalesef öyle bir ülkede yaşıyoruz ki iyi gündemlerle bir türlü konuşma yapamadık. Umarım bu günleri de buluruz. Geçen hafta yine kayyum atamalarıyla güne uyandık. Esenyurt'la başlayan Batman, Halfeti ve Mardin'le devam eden irade gaspıyla karşı karşıya kaldık. Çok garip tablolarla karşılaştık. Yine belediyelerin önüne bariyerler konulmuştu, belediyenin etrafı çevrilmişti. Ama bu gaspa karşı halk da sokaktaydı" sözleriyle başladı.
Bakırhan, konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Kayyum Kürt halkına düşmandır. Düşman dediğimizde bazıları alınıyor ama biz söylemeye devam edeceğiz. Batman’da bir anne, Kürtçe 'elekle su toplayamazsınız' dedi. Size soruyorum, kayyum elekle su toplamak değil midir? Başka bir anlamı var mı bunun? İki dönem denenmiş, iktidar atamalardan dolayı çok net cevabını almış, ama buna rağmen yine üçüncü defa denemeye kalkmış
Batman'da paramiliter gruplar sokaklardaydı. Kim oldukları belli değil, gençleri, kadınları yerlerde sürüklüyor. İçişleri Bakanlığa soruyoruz; kim bunlar? Tekrar söylüyoruz çekin elinizi Batman'dan.
Mardin'deydik. Orada da bir vatandaş darbe deyince akla Kenan Evren geliyordu şimdi bu iktidar geliyor dedi. Halfeti Belediye başkanımız bir başkasının dosyası üzerinden alındı. Bu iktidar asla kumpastan, hileden vazgeçmeyecek.
ERDOĞAN'A YANIT
DEM Parti'nin adaylarını Kandil belirliyor dediler. 100 bin delegeyle, 3000 aday adayının yarıştığı ön seçimlerle belediye eş başkanlarımızı belirledik. Tam bir demokrasi şöleniydi. Bunları artık vatandaşın vicdanına bırakıyorum. Bizim adaylarımızı halkımızı belirledi. Yetmiyor belediye eş başkanlarımıza 'Ne idiği belirsiz' diyor. Ne idiği belirsiz senin atamış olduğun kayyumlardır. Bizim mücadelemizde haksızlık olmaz. Ne idiği belirsiz insanlar arıyorsanız kendi çevrenize bakın.
Sayın Erdoğan, memlekette 'terörist' yaftası yapıştırmadığınız tek bir insan kaldı mı? Ne yapacağız peki? Mardin’e siyaset kayyumu Mehmet Uçum’u mu aday yapsaydık. Batman’a ihale kayyumu Cengiz Holding'i mi aday yapsaydık? Biz yapsaydık da kim oy verecekti ki bunlara? Bir de temiz adaylardan bahsediyor.
Bakın açık şekilde ifade edelim; kayyum artık Kürtlerin sorunu değildir. Bunu dün söylemiştik ki Esenyurt'ta bir kez daha ortaya çıktı. Kayyuma karşı hep birlikte dayanışarak durmazsak; kayyum sadece Kürt coğrafyasında değil, Türkiye’nin dört bir yanına önümüzdeki dönem yayılması olasıdır.
Sayın Numan Kurtulmuş, 'Bir eli sandıkta, bir eli silahta siyaset olmaz' dedi. Sizin bu hakaretlerinize yıllardır dayanıyor ve siyaset yapıyoruz. Sayın Kurtulmuş soruyorum size; halkın iradesine atanan bu kayyumlara da bir sözünüz var mı?
"KAYYUM YERİNE KEŞKE EKONOMİYLE İLGİLENSEYDİNİZ"
Kayyum yerine keşke ekonomiyle ilgilenseydiniz. Kayyumla ilgilenenler İzmir'de yaşamını yitiren 5 canımızla ilgilense böyle durumlarla karşılaşmazdık. Türkiye siyaseti yoksullarla ilgilenmiyor. Yoksulluktan dolayı 300 bin çocuğun bakımı yapılamıyor. Kayyum rejimi açlıktır, iflastır.
Asgari ücret tartışmaları var. Her asgari ücret tartışmaları başladığında Merkez Bankası yetkilileri gelecekte enflasyonun düşmesini beklediğini söylüyor. Bunlar hem bizim açlığımızla oynuyorlar, yetmiyor aklımızla oynuyorlar.
ABD SEÇİMLERİ
Şimdi iktidar temsilcileri Trump’ın seçilmesini fırsata çevirmek istiyorlar. Günlerdir yorum yapıyorlar neredeyse kutlama yapacaklar. Niye? Çünkü bunu Rojava'ya yönelik bir askeri operasyonun zemini haline getirmeye çalışıyorlar. İktidar izlediği politikalarla bugüne kadar büyük krizler yaratı. Şimdi de Rojava’da Kürtlere saldırarak krizi ortadan kaldırmaya çalışıyor. Bu krizler böyle çözülmez. Rojava'ya savaş açarak, saldırarak bu krizleri ortadan kaldırılmaz. İktidar temsilcileri ısrarla Trump’ın seçilmesini ve yeni dönemi bir fırsat penceresi çerçevesinde değerlendiriyor. Açık söylüyorum Türkiye için bir fırsat penceresi varsa -ki var-, Kürt sorunu demokratik yollarla çözerek en büyük fırsat penceresini açmış olur.
Fırsat penceresini dışarıdaki başkentlerden arayarak açamayacağınızı belirtmek istiyorum. Trump’tan medet umarak, Washington’da soluğu almak; bu ülkede yaşayan halklara en büyük kötülüktür. Trump’a gideceğinize kendi meselelerimizi oturarak kendiniz çözebilirsiniz. Çözüm Washington'da değil, Moskova'da Tahran’da değil, çözüm Amed ve Ankara’dadır diyoruz. Bunu demeye devam edeceğiz.
“BAHÇELİ SÖZÜNÜ TAMAMLIYOR, ERDOĞAN ETRAFINDA DÖNÜYOR”
Kürtlere elimi sımsıkı tutun diyen Erdoğan kayyumlara sımsıkı tutunmaya çalıştı. Sayın Bahçeli cephesinden de Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması, kurucu Meclis ruhu, umut hakkı demokratik siyasetin öneminden bahsetti. Bu açıklamaları önemli bulduğumuzu belirtmiştik. Peki ne oldu? Bahçeli’nin bu açıklamalarından sonra Sayın Öcalan’a 3 aylık disiplin cezası verildi. Bahçeli konuşuyor, Erdoğan önüne set çekiyor. Bakalım önümüzdeki dönemde bu ikili arasındaki tartışmalar nereye evrilecek.
Barışmaktan, müzakere etmekten kaçınmayalım. Bahçeli sözünü tamamlıyor, Erdoğan etrafında dönüyor. Kurtulmuş çözüm Meclis'tir diyor. Peki buna engel olan kimdir? Siz tespit edin bunu.
BAKIRHAN'DAN BAHÇELİ'YE: BİZİ TEHDİT ETMEKTEN VAZGEÇİN
Bahçeli 'günü değil geleceği kurtarmalıyız' dedi. Geçmişi inkar ederek geleceği nasıl kurtararacağız? Önce Sayın Bahçeli dilini değiştirsin. Ortak bir gelecekten bahsediyorsanız inkar politikalarınızdan vazgeçin, bizi tehdit etmekten vazgeçin. Biz hakikatlerle yüzleşin diyoruz. Hakikatlerle yüzleşmeden yeni bir dönemi inşa etmenin mümkün olmayacağını söyüyoruz.
Türk ve Kürt yüzyılını nasıl inşa ettiğinizi görelim. Ama biz zehirleyen dilinizi kabul etmeyeceğiz."
"MHP DAHİL HERKESLE GÖRÜŞÜRÜZ"
Bakırhan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Grup toplantısındaki "Görüşmemizin önündeki engel ne?" ifadesi anımsatılan Bakırhan'a "MHP ile görüşme talebi mi var?" sorusu yöneltildi.
Bakırhan, "Tartışmalar bir sürece dönüşecekse, bir zemini varsa grubu olan bütün partilerle elbetteki görüşmek isteriz" cevabını verdi.