Giyilebilir sağlık teknolojileri alanındaki icatlarıyla dünyada adından söz ettiren Doç. Dr. Canan Dağdeviren 2024 TÜSEB Aziz Sancar Bilim Ödülü'ne layık görüldü.
Sütyen şeklinde giyilebilen bir ultrason cihazı geliştirerek meme kanserinin erken teşhisinde çığır açan Dağdeviren'in dünyada ilk olacak en yeni projesi ise, ağrı eşiğini ölçecek bir cihaz geliştirmek. Böylece bebeklerden konuşamayan hastalara, ağrı yönetimi çok daha başarılı yapılabilecek, gereksiz ağrı kesici kullanımının da önüne geçilecek.
Bu alanda ödül alan ilk kadın olan Doç. Dr. Dağdeviren, Massachusetts Institute of Technology'de yürüttüğü son çalışmaları hakkında konuştu.
Kadınların yıllarca klinik araştırmalara dahil edilmediğini ve bu nedenle kadınlarda sık görülen pek çok hastalığın halen tam olarak anlaşılamadığını kaydederek şunları söyledi:
''TEDAVİLER KADINLARA GÖRE DİZAYN EDİLMEDİ''
"Bir kadının kazandığı ilk ödül olması açısından benim için çok kıymetli bir ödül. 1993 yılına kadar kadınların klinik çalışmalarda olma zorunluluğu olmamış ve bunun nedeninin de hormonlar olduğu söylenmiş. Meme kanseri kadınlar arasında bir numaralı kanser türü; fakat hala anlaşılmamış bir kanser türü. Onu geçin, günlük kullandığımız Kovid sırasında kullandığımız maskeler kadınlar için uygun bir maske değil. Siz bir kadın olarak onu kullandığınızda, arada boşluklar kalıyor ve çok efektif bir şekilde kullanamıyorsunuz. Biz bunu yapay zeka kullanarak makalelerimizde göstermiştik. Biz kendi grubumuzda eşit kadın ve eşit erkek üzerinde denemek için söz verdik ve bunun için bir anlaşma imzaladık kendi öğrencilerimizle''
''ULTRASONLU SÜTYEN 3 YILA HAZIR''
“Bu proje şu anda insan denemeleri aşamasında devam ediyor. Bin hasta üzerinde deniyoruz. Bundan sonraki hedefimiz, yaklaşık 3 yıl içinde bu cihazın hayata geçmesi, şirketleşmesi ve ihtiyacı olan insanlar tarafından kullanılabilmesi. Aslında, köylerde, uzak şehirlerde veya az gelişmiş ülkelerde kadınlar tarafından kullanılabilecek bir sistem haline dönüştürmeye çalışıyoruz. Bir telefondan bile daha ucuz hale getirmeye çalışıyoruz ki, her kadın ulaşabilsin ve kadınlar bu sistemi evlerinde kullanabilsinler hastaneye gitmeye bile gerek kalmaksızın''
''HAYATTA KALMA SÜRESİNİ YÜZDE 98'E ÇIKARACAK''
"İleri evrede teşhis edilmişse ve genellikle de iki mamografi arasında oluşmuş ara kanser (intervel) kansere yakalanan hastaların hayata tutunma olasılıkları maalesef çok düşük. Periyodik ölçümler ve bu cihaz sayesinde hayata tutunma olasılığını yüzde 98'lere kadar artırmayı planlıyoruz. Sadece o değil aynı zamanda kanser için harcanan paraların da yarıya düşeceğini öngörüyoruz. Sadece Amerika'da meme kanserinin teşhisi ve tedavisi için yılda 32 milyar dolar harcanıyor. Bu cihazla birlikte bu harcamalar yüzde 50'lere kadar düşecek ve hem hastalar, hem devletler, hem de doktorlar için çok büyük bir fayda sağlayacak bu''
''KANSERİ MİLİMETRİK AŞAMADA YAKALIYOR''
"0.02 santimetre, yani birinci evre kanserin 10 kat daha küçük halini görebiliyoruz. Bizim teknolojimiz ultrason yani ses dalgaları üzerine yoğunlaştığı için vücuda herhangi bir zarar vermiyor. Bir zarar vermediği için, bir radyasyon olmadığı için de bu aleti hemen hemen her gün kullanabiliyorsunuz. Bu dataları topladıkça, yapay zekayı da kullanarak vücudunuzda var olan bir problemin zaman içinde nasıl değiştiğini veya 5 yıl 10 yıl sonra nerelerde olabileceğini öngörebilecek bir sistem haline getirmeye çalışıyoruz. Yani aslında sadece bir ultrason cihazı değil, kullandığımız ve topladığımızda datada ikinci bir cihaz olacak. O datayı kullanarak vücudunuzun tedaviye hangi düzeyde cevap verdiğini, hangi ilaçların yeterli olup olmadığını, herhangi bir ilaç kullanıyorsanız bu ilacın işe yarayıp yaramadığını dahi anlayabileceğiz. Günlük elbisenizin iç çamaşırınızın bir parçası olacak giyeceksiniz ve ultrason dalgalarını kullanarak herhangi bir probleminizin olup olmadığını anlayabileceksiniz''
''DÜNYADA İLK OLACAK''
"Ağrınız ne düzeyde veya ağrınızı yönetirken hangi ilaçları kullanmanın o kişi için daha iyi olup olamayacağını anlayacağımız bir sistem üzerinde çalışıyoruz. Bu, dünyada olmayan, hiç çalışılmamış bulunmamış bir cihaz olacak. Biz de henüz araştırmalarını yapıyoruz. Ağrı eşiğinin ölçülmesi, hastaların konforlu bir hayat sürmesinin yanı sıra, kullandığımız ilaçların miktarını regüle etmemize de faydalı olacak. Böylece fazla ilaç kullanımının önüne geçilecek veya farklı ilaçları kombine yapıp ağrı yönetimimizi daha iyi gerçekleştirmemizi sağlayacak bir sistem olacak. Özellikle konuşamayan bebeklerde veya konuşma zorluğu çeken bireylerde de çok faydalı olacağını düşünüyorum. Şu an cihazın yeni yeni dizaynları yapılıyor, farklı malzemeleri test ediyoruz." dedi.