TÜRK - İŞ Genel Başkanı Atalay'dan asgari ücret açıklaması

TÜRK - İŞ Genel Başkanı Atalay'dan asgari ücret açıklaması
TÜRK - İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, milyonlarca çalışanın merakla beklediği asgari ücret zammı ve yüksek vergiler ile ilgili açıklama yapıyor.

Çalışma hayatında ücretler seviyesinin belirlenmesinde kritik önemdeki asgari ücret 2025 zammının ne kadar olacağı merak konusu. Ocak 2025’te yürürlüğe girecek asgari ücret zammını belirlemek üzere Asgari Ücret Tespit Komisyonu 10 Aralık’ta ilk toplantısını gerçekleştirecek. TÜRK - İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay da enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından asgari ücret ile ilgili notlarını paylaştı. Atalay'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyleydi:

"Bu yük bölüşülmeli"

"Vergiler bugün asgari ücretin 5 katı durumunda. 12 ay çalışıp 2 ayını vergiye veriyoruz. Bu sürdürülebilir bir durum değil. İşverenler Türkiye'deki durumun iyi olduğunu söylüyor. Dışarda halk bunu hissetmiyor. Biz bu ülkde birlikte yaşıyoruz. Bir yükü bir kesimin üstüne yıkmak doğru değil. Adil gelir dağılımı yok. MÜSİAD, yüzde 25'ten fazla olmasın diyor. Bu yük bölüşülmeli.

"İşçi, emekli, taşeron, engelli herkes bu masada"

Fiyat artışları, enflasyon bunlar masada yok. Komisyonda asgari ücretli arkadaşlarımız var.

Beni düşürürlerse TÜRK-İŞ düşer. Emeklinin gözü bu masada. Taşeron burda, staj mağdurları burada. Sendikaları yok saymayın. İşten çıkarmalara, örgütlenmelere karşı olmaya kadar birçok sorun var.

TÜİK verileri çarşı-pazarla uyuşmuyor

Asgari ücret Türkiye'nin en büyük sözleşmesi. 17 bin lira ücret ile 1 hafta geçinilebilir mi? Ne alır ne satarsınız? Ücret politikası yapılırken sosyal politikalarında yapılması gerikiyor. Sıkıntıyı dar gelirlinin sırtına yüklemenin bir anlamı yok.

Emeklikler için de durum farklı değil.

Enflasyonun artmaması için düşük asgari ücret gerekiyor dediler. Bu bir algı oyunu. Enflasyon artmadı. Ama enflasyon artmayav devam ediyor. İnsanca bir ücret düzenlenmeli. Uzatmanın da bir anlamı yok.

TÜİK verilerine ne kamuoyu ne de biz güveniyoruz.

Emekliler bir tafata, işçiler bir tarafta. Öyle bir noktaya geldik ki ekonominin kötü yönetildiği ortada. Nerde savaş varsa bunun bedelini kadınlar ödüyor. Lübnan'da, Ukrayna'da, Gazze'de yaşananları görüyorsunuz. Bu ülkede bir sıkıntı varsa birlikte çekelim. Talepleri görmezseniz bunu sürdüremezsiniz. İnsanca ücret talebindeyiz. Özelleştirmeler de devam ediyor. 2000 üzerinde arkadaşımız Nallıhan'da direnişteydi. Sendikalı işçiyi hırpalamanın anlamı yok. Patronalr dünyanın her yerinde güçlü. Aynı haberi 20 kanalda 20 değişik şekilde izlemeye devam ediyoruz. Bugün geçer, yarın geçer. Yarından sonra bu bedeli birlikte ödemeye devam ederiz.

"Nefes alabileceğimiz bir ücret istiyoruz"

Gazetecilerin, "TÜRK-İŞ'in asgari ücret için rakam belirlememesinin sebebi nedir?" sorusunu, "Geçmişterakam belirledik. Rakam açıkladılar. Altına inmezler, diye düşünecekler. 5 aydır rakam konuşuyoruz kime ne faydası var. Çok güzel bir rakam söylerim. Hükümetin eli güçlenir. Sizin dediğiniz kolay. İşin aleyhine hareket etmemek için açıklamıyoruz.

Hiç kimsenin ihtiyacı yoksa bile bizim insani asgatri ücrete ihtiyacımız var. Bunun yolu örgütlenmedir."