Ankara emniyetinde Soylu silkelemesi: Bakan Yerlikaya, Alp Arslan ve Oben Özay’ın ihraç kararını imzaladı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 2 Ocak 2025 itibarıyla, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde görevli iki üst düzey polis müdürünün ihraç kararını onayladı. T24 yazarı Tolga Şardan'ın haberine göre, Alp Arslan ve Oben Özay, Süleyman Soylu döneminde önceki Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ın yakın çalışma ekibindeydiler ve ikisi de "meslekten ihraç" edilerek, 2025 yılına geçmeden Emniyet teşkilatındaki görevlerinden alındılar.

Soylu’dan Yerlikaya’ya geçişin ardından gelen ihraç kararları

Süleyman Soylu'dan Devlet Bahçeli'ye teşekkür: Allah razı olsun

Bu kararlara giden süreç, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın göreve gelmesinin ardından hız kazandı. Soylu döneminde görevde bulunan Arslan ve Özay’a yönelik, rüşvet almak, görevlerini kötüye kullanmak ve haksız menfaat elde etmek gibi ciddi suçlamalarla ilgili olarak başlatılan idari soruşturmalar sonucunda, Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu’ndan ihraç kararı çıktı. Karar, 2023 Eylül ayında alındı, ancak Yerlikaya’nın onayı ile nihai hale geldi.

İki polis müdürüyle ilgili iddialar, uzun süren bir soruşturma sürecinin ardından somut delillerle ortaya kondu. Müfettişlerin yürüttüğü özel soruşturma, hem idari hem de adli yönden incelemelere zemin hazırladı. Adli yönden, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuldu ve şu an mahkemelerde devam eden davalarla süreç sürüyor.

Ankara Emniyetinde Ülkücü Temas ve cinayet soruşturmaları

Alp Arslan ve Oben Özay’ın isimleri, özellikle cinayet soruşturmalarıyla gündeme geldi. Arslan, Ayhan Bora Kaplan’ın organize suçlarındaki etkisi ve FETÖ firarisi Adil Öksüz’ün firarında adı geçmesiyle dikkat çekti. Ayrıca, son dönemdeki büyük mafya operasyonlarını yöneten isimlerden biri olarak tanınıyor. Özay ise, Sinan Ateş’in öldürülmesi olayındaki rolüyle öne çıkmıştı. Özay, aynı zamanda ülkücü çevrelerle yakın ilişkiler kurarak, bu dönemdeki pek çok gelişmeye zemin hazırlayan önemli bir figür haline gelmişti.

Süleyman Soylu da İstanbul'daki Büyük Gazze Yürüyüşüne katıldı

Özay’ın Asayiş Şube Müdürü olarak görev yaptığı dönemde, Sinan Ateş cinayetinin soruşturulmasında ismi geçmeye başladı. Adı, cinayet sırasında tutanağın sahte olarak düzenlenmesiyle ilişkilendirildi ve cinayetle ilgili çok kritik bilgilere sahip olduğu öne sürüldü.

Soylu’nun ekibinin tasfiyesi

Uyuşturucu operasyonunda yakalanan şahsın Soylu ile fotoğrafı çıktı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın görevine başlamasıyla birlikte, Soylu döneminin polis teşkilatındaki bazı isimlerinin tasfiyesi süreci hızlandı. Bu bağlamda, MHP Genel Merkezi’yle yakın ilişkilerde olduğu bilinen Arslan ve Özay’ın tasfiye edilmesi hedeflendi. Yerlikaya, ikisinin de adını, suç örgütleriyle bağlantıları ve rüşvet gibi iddialarla anılmalarının ardından meslekten ihraç etti.

İçişleri Bakanlığı ve adliye arasında derinleşen çekişme

Ancak bu sürecin en dikkat çekici boyutlarından biri, İçişleri Bakanlığı ile Ankara Adliyesi arasındaki mücadele oldu. Yargı ve Emniyet arasındaki ilişki, Arslan ve Özay’a dair yürütülen soruşturmalarla yeni bir boyut kazandı. İçişleri Bakanı Yerlikaya, polis teşkilatındaki bu tasfiyeye paralel olarak, adli süreçlerin de hızlanmasını sağladı. İçişleri Bakanlığı’nın, MHP ile yakın temasları olan eski polis müdürlerine yönelik ihraç kararları, Ankara Adliyesi’ndeki bazı soruşturmalarla eş zamanlı olarak yürütülüyordu.

Onlarca şikayete rağmen MHP'li eski belediye başkanı Abdullah Çatal'a Soylu'nun kalkan olduğu iddia edildi

Yıl sonunda, Yerlikaya’nın imzaladığı ihraç kararları, sadece Emniyet teşkilatını değil, yargı ve siyaset arasındaki ilişkileri de derinden etkiledi. Adli süreçlerin hızlanması ve arka planda yaşanan bu çekişme, özellikle 2025 yılı için daha da ilginç gelişmelere yol açacak gibi görünüyor.

Kaplan ve Ateş Cinayetleri

Ayhan Bora Kaplan davası: Soylu'nun akrabaları hakkında karar

Ayhan Bora Kaplan ve Sinan Ateş cinayetleriyle ilgili soruşturmalar, Arslan ve Özay’ın isimlerinin geçtiği olaylar arasında. Bu cinayetlerin soruşturulmasındaki gizli bağlantılar ve "yukarıya" yansıyan ilişkiler, bu sürecin sadece adli değil, siyaset ve bürokrasi düzeyinde de büyük yankılar uyandırdı.