Bakan Tunç, İmamoğlu'nun yargı eleştirilerine tepki gösterdi: Kara propaganda
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun "Hukukun Üstünlüğü Endeksi" üzerinden yaptığı yargı eleştirilerine sert tepki gösterdi. Tunç, İmamoğlu’nun açıklamalarını "kara propaganda" olarak nitelendirerek, "Bu tür endekslerin, güvenilmeyen ve saçma sapan veriler sunduğunu" ifade etti. Bartın'da düzenlenen AKP Merkez İlçe Kongresi'nde konuşan Tunç, muhalefet partilerinin bu endekslerin savunuculuğunu yapmalarını eleştirerek, "Biz yargımızın kesinlikle karalanmasına müsaade etmeyiz" dedi.
MİLLETİN YARGISINI HAZMEDEMİYORLAR
Bakan Tunç, ayrıca Türkiye’deki yargının halkın yargısı olduğunu belirterek, İmamoğlu ve muhalefetin yargıyı hedef a lan açıklamalarını hazmedemediklerini vurguladı. "Yargı, milletin yargısı olduğundan hazmedemiyorlar" diyen Tunç, yargı sisteminin bağımsız ve tarafsız olduğunu savundu.
Tunç'un açıklamalarından öne çıkanlar şöyleydi:
15 Temmuz hain darbe kalkışmasında eğer hukukun üstünlüğünün esas alan bir yargı sistemini tesis etmeseydik, o geçmişte 12 Eylüllerin yanında duran bir yargı sistemi, 28 Şubatlarda darbecilerin karşısında cübbelerini yerlere seren, onların karşısında hazır olda duran bir yargı sistemi, 27 Mayıslarda Adnan Menderesleri, bakanları idama mahkum eden bir yargı sistemi eğer ülkemizde mahkum olsaydı 15 Temmuz'da bu millet darbecilere karşı başarılı olabilir miydi? İşte milletimizle beraber o gece evlerinde oturmayan, adliyelere koşan, o vatan hainlerine karşı yakalama kararı çıkartan, gözaltı kararları çıkartan ve onların yargı önünde hesap vermesini sağlayan bir yargı sistemimiz vardı. Bugün hazmedilemeyen bu. Her gün adalete, hukuka, yargıya yönelik saldırıların sebebi bu.
"HAZMEDEMİYORLAR"
Vesayetçi anlayışı özleyenler, Yassıada yargısını özleyenler geçmişte yargıyı kendilerini arka bahçe yapanlar bugün de yargı milletin yargısı olduğu için hazmedemiyorlar ve sürekli saldırmaya çalışıyorlar. Biz bu saldırılara kesinlikle müsaade etmeyiz. Türkiye’nin hukuk güvenliği endeksinde aşağı sıralarda olduğunu söylemekten… Saçmalık. Bunu devamlı tekrar ediyorlar. ABD’de eski ABD Barolar Birliği Başkanı’nın kurduğu bir dernek ve bu derneğin yaptığı bir liste. Bilimsel kriterlerinden uzak, Türkiye gerçekliği ile uyuşmayan, Türkiye’de muhalif birkaç kişiden görüş alarak oluşturduğu ve bağışlarla ayakta duran, bağış yapanın en ön sıralarda yer aldığı listede, Türkiye’yi de hukuka güven endeksinde en alt sıralarda göstermeye çalışıyorlar. Kim inanır buna? Basın özgürlüğü endeksinde daha şu bir yılda 170 gazeteciyi şehit eden, öldüren İsrail’i Türkiye’nin önünde gösteriyorlar. Böyle bir endekse güvenilir mi?
"BUNLARIN HEPSİ KARA PROPAGANDA"
Bunlar tamamen ülkemiz için yapılan kara propaganda. Bu kara propagandanın, güvenilmeyen saçma sapan endekslerin sözcülüğünü de maalesef muhalefet partileri yapma gayreti içerisinde. Biz yargımızın kesinlikle karalanmasına müsaade etmeyiz. 25 bin hakim ve savcımız gece gündüz milletimizin yargı hizmetlerinden en adil bir şekilde yararlanması için çalışıyor. İçerisinde elbette ki hatalı kararlar verenler olabilir ama bunun düzeltme mekanizması, istinafı, temyizi, itirazı mümkün ve kendi içerisinde bunlar gerçekleşir. Dolayısıyla bu kasıtlı propagandaya, Türkiye’nin hak etmediği bu propagandaya karşı da uyanık olmamız lazım.
"HEDEFİMİZ YENİ BİR ANAYASA"
Ülkemizde hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen, öngörülebilir adalet konusunda aldığımız mesafeyi daha da ileriye taşıyacak önümüzdeki günlerde Yargı Reformu Strateji Belgesi’ni de Sayın Cumhurbaşkanımız açıklayacak. Özellikle toplumu huzursuz eden suç ve suçluyla mücadeledeki kararlılığı ortaya koyan yeni düzenlemeleri de inşallah hayata geçireceğiz. Anayasamızdaki vesayetçi ruhu ortadan kaldırmak için çok çalıştık. Milletimiz buna destek verdi. Şimdi hedefimiz yeni bir anayasa. Demokratik, sivil, katılımcı… Bunca değişikliğe rağmen hala maddeleri arasında vesayetçi ruhu taşıyan, bir takım çelişkilere ve tartışmalara yol açan tüm maddeleri ortadan kaldıracak, milletimizin temsilcileri tarafından yapılan ve milletimize onaylatan bir toplum sözleşmesini hayata geçirmek inşallah nasip olur. Türkiye yüzyılına da bu yakışır. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına başladığımız bu anlamlı günlerde inşallah Meclis’te bir uzlaşma sağlanır ve Türkiye demokratik anayasa ile yoluna devam eder.