Çevre mühendislerinden kritik uyarı: İstanbul'un su kaynakları tehlike altında
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, kentin içme suyu kaynaklarını tehdit eden yapılaşma projelerine karşı bir kez daha kamuoyunu uyardı. Açıklamada, başta Sazlıdere ve Ömerli havzaları olmak üzere kentin su temininde kritik rol oynayan bölgelerin yapılaşma tehdidi altında olduğu belirtildi.
Sazlıdere Barajı, İstanbul’un Avrupa yakasında 1996’dan bu yana içme suyu sağlamak amacıyla kullanılan üçüncü büyük rezervuar konumundaydı. Ancak son dönemde TOKİ tarafından baraj havzası içine başlatılan konut projeleriyle birlikte, barajın kullanım amacının Cumhurbaşkanlığı kararıyla değiştirilmiş olması büyük tepki topladı. Barajın yıllık 52 milyon m³ su sağladığı, ayrıca Terkos Gölü’nden gelen 39 milyon m³ su için de ara depo görevi gördüğü hatırlatıldı.
Yetkililerin açıklamalarına göre, Kanal İstanbul projesiyle birlikte Terkos Gölü’nün doğusunda kalan su toplama havzaları ile birlikte Sazlıdere’nin de devre dışı kalması İstanbul’un yıllık toplam 70 milyon m³ su kaybı yaşamasına yol açacak. Bu kaybın, kentin 5 milyon kişilik nüfusunun su ihtiyacını karşılayan Sazlıdere–İkitelli sistemi üzerinden ciddi sonuçlar doğuracağı ifade edildi.
YENİŞEHİR VE KANAL İSTANBUL: RANT UĞRUNA EKOLOJİK YIKIM
ÇMO İstanbul Şubesi, Kanal İstanbul güzergahında son aylarda kamuya ait arazilerde TOKİ eliyle başlayan yapılaşmanın İstanbul’a onarılmaz zararlar vereceğini vurguladı. Aralık 2024 – Ocak 2025 döneminde yalnızca Arnavutköy Sazlıbosna’da 12 bin 309 konut ve 406 dükkân için 17 ihale yapılmış ve büyük çoğunluğu sonuçlandırılmış durumda. Bu projeler, Sazlıdere Havzası’nın mutlak koruma alanı içinde yer alıyor.
Kanal İstanbul’un yalnızca bir su yolu değil, çevresinde yaratılacak yeni yerleşimlerle birlikte İstanbul’un ekolojik ve demografik yapısını geri dönüşsüz şekilde tahrip edecek bir rant projesi olduğu savunuluyor.
ANADOLU YAKASI DA TEHLİKEDE: ÖMERLİ HAVZASI’NA OSB PLANI
Tehdit yalnızca Avrupa Yakası’yla sınırlı değil. Anadolu Yakası’nın en büyük su kaynağı olan Ömerli Barajı da yapılaşma tehdidi altında. Tuzla’nın Tepeören Mahallesi’nde kurulmak istenen Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ile birlikte yaklaşık 250 hektarlık bir alanın sanayiye açılması planlanıyor. Bu alandaki değişikliğe ilişkin dava süreci ÇMO tarafından yürütülüyor.
Bilirkişi raporlarında, kamu yararının ekonomik getirilere göre üstün olduğu belirtilerek Ömerli’nin korunmasının yaşamsal bir zorunluluk olduğunun altı çiziliyor.
İSKİ YÖNETİCİLERİNE SORUŞTURMA
İSKİ’nin asli görevlerinden birinin su havzalarını korumak olduğuna dikkat çeken ÇMO, İSKİ yöneticilerine açılan soruşturmalara da tepki gösterdi. Kamu görevi çerçevesinde hareket eden yetkililerin suçlanamayacağı belirtilerek adil ve hızlı bir yargılama süreci talep edildi.
Açıklamanın sonunda, İstanbul’un su güvenliği ve ekolojik bütünlüğü açısından tüm yapılaşma baskılarının durdurulması gerektiği belirtildi. ÇMO, Sazlıdere ve Ömerli başta olmak üzere İstanbul’un tüm su havzalarının mutlak ve koşulsuz korunması gerektiğini vurgulayarak, yetkililere açık bir çağrıda bulundu: “Su havzalarını tehdit eden tüm projelere son verin!”