Cumhurbaşkanı Erdoğan: TÜSİAD'ın açıklaması haddini aştı
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında TÜSİAD’ın açıklamalarına sert tepki gösterdi.
Erdoğan, TÜSİAD yönetiminin açıklamalarını “haddi aşan ve provokasyon kokan” ifadeler olarak nitelendirerek, “Demokrasilerde hiç kimse layüsel değildir. Hiç kimse eleştiriden azade değildir. Tutarlı, yapıcı, iyi niyetli olması halinde biz de eleştirilere kulağımızı hiçbir zaman tıkamadık ve tıkayamayız. Bugün "Konuşan Türkiye" diye bir olgudan bahsediliyorsa bunu mümkün hale getiren hiç şüphesiz AK Parti'dir, hükümetlerimizdir.” dedi.
TÜSİAD, soruşturma sürecini hukuk vurgusuyla yanıtladı: Ekonomik kalkınma için şart
TÜSİAD’ın geçmişte devlet ve siyaset üzerinde etkili olmaya çalıştığını söyleyen Erdoğan, “TÜSİAD zihniyetinin neye tekabül ettiğini hepimiz çok iyi hatırlıyoruz. Bakınız bunlar eski Türkiye'de sadece paraya hükmediyorlardı aynı zamanda siyaseti de istedikleri gibi dizayn ediyorlardı” ifadelerini kullandı.
"İhracatımız 36 milyar dolardan 262 milyar dolara ulaştı” diyen Erdoğan, TÜSİAD’ın iddialarını eleştirerek, “Ya hesap bilmiyorsunuz ya da hesabınız bozuk” diye konuştu.
Erdoğan, konuşmasının sonunda TÜSİAD şu sözlerle çok sert tepki gösterdi:
- "İstihdamla, üretimle ilgili yapıcı fikirlerle gündeme gelmek yerine siyaset mühendisliğine soyunanlara şunu hatırlatmak isterim. Türkiye sizin tapulu mülkünüz, millet sizin personeliniz, siyasetçiler de maaşlı elemanlarınız değildir.
- Eski Türkiye'nin karanlık ve kaotik ikliminde senelerce borunuzu öttürmüş olabilirsiniz. Hukukun kapsama alanı dışında tutulduğunuz eski Türkiye'yi özlüyor da olabilirsiniz ama yeni Türkiye'de haddinizi bileceksiniz.
- İş adamı derneğiyseniz iş adamı derneği gibi davranmayı öğreneceksiniz. Milleti kışkırtmayacak, devletin kurumlarını provoke etmeyecek, yargıyı baskı altına almaya kalkışmayacaksınız. Siyaset yapmaya çok hevesliyseniz ya parti kurarsınız ya da ağzınızdan çıkacak iki çift söze bakan muhalefet partilerinden birini seçersiniz."
- Kusura bakmayın, bu ülkeyi tekrar istikrarsızlık bataklığına sürüklemenize göz yummayız.
Erdoğan şunları dile getirdi:
Bahçeli, Ömer Aras'ı hedef aldı: TÜSİAD Başkanı kendine güveniyorsa...
"DEMOKRASİLERDE HİÇ KİMSE LAYÜSEL DEĞİLDİR"
TÜSİAD'ın haddi ziyadesiyle aşan ve buram buram provokasyon kokan açıklamalarına geçmeden önce şu gerçeğin altını çizmek istiyorum: Demokrasilerde hiç kimse layüsel değildir. Hiç kimse eleştiriden azade değildir. Tutarlı, yapıcı, iyi niyetli olması halinde biz de eleştirilere kulağımızı hiçbir zaman tıkamadık ve tıkayamayız. Bugün "Konuşan Türkiye" diye bir olgudan bahsediliyorsa bunu mümkün hale getiren hiç şüphesiz AK Parti'dir, hükümetlerimizdir.
Demokrasimizin standardını yükselten, baskılara son veren, yasakları kaldıran bizim iktidarlarımızdır. Terörü ve şiddeti övmediği, hakaret içermediği, vesayet girişimlerine davetiye çıkarmadığı müddetçe her türlü fikrin rahatça tartışılmasını biz sağladık.
Bütün bunları da CHP'nin ve vesayet odaklarının engellemelerine rağmen yaptık. Yasakların değil, özgürlüklerin egemen olduğu bir Türkiye'nin inşası için verdiğimiz çetin mücadelenin en yakın şahidi bizzat milletimizdir.
Patronlar Ömer Aras için toplanıyor: TÜSİAD YİK Başkanını yalnız bırakmayacaklar
"BİZE SÖYLEYECEK HİÇBİR SÖZÜ OLAMAZ"
Dolayısıyla yasakların kalkmaması için mahkemeye koşanların bize demokrasi ve özgürlükler konusunda söyleyecek hiçbir sözü olamaz.
TÜSİAD yönetiminin açıklamaları sonrasında emre amade uşak misali sıraya dizilen muhalefet figürlerini nazari dikkate almıyoruz.
Kraldan çok kralcı davrananların ederi onlara sahiplerinin biçtiği değer kadardır. Kuklalarla bizim işimiz olmaz. Bizim muhatabımız kuklacılar.
Değerli arkadaşlarım, bu temel çerçeveyi çizdikten sonra artık bazı hakikatleri daha rahat konuşabileceğimize inanıyorum. TÜSİAD zihniyeti, siyasetin zayıf ve devletin onların tasallutu altında olduğu dönemlerin sembolüdür.
"TÜSİAD ZİHNİYETİNİN NEYE TEKABÜL ETTİĞİNİ ÇOK İYİ HATIRLIYORUZ"
Bu yapı, kamunun kesesinden ve milletin sırtından elde edilen haksız kazançların, yerli milli üretim yerine distribütörlük yoluyla elde edilen imtiyazların gölgesinde büyümüş ve büyütülmüş iş adamlarıyla maruftur.
TÜSİAD zihniyetinin neye tekabül ettiğini hepimiz çok iyi hatırlıyoruz. Bakınız bunlar eski Türkiye'de sadece paraya hükmediyorlardı aynı zamanda siyaseti de istedikleri gibi dizayn ediyorlardı.
Çıkarlarına göre karar organlarını kontrol ediyor ve yönlendiriyorlardı. Gazete manşetleri vasıtasıyla iktidarlara ayar veriyorlardı. Biz işte buna "Dur!" dedik.
Milletin muazzez iradesinin üstünde hiçbir güç tanımadık.
Ekonomiyi rant ekonomisi olmaktan çıkarıp üretim ve ihracat ekonomisi haline dönüştürdük. Sermayenin renklere bölündüğü ayrımcı yapıya son vererek Anadolu'nun bağrından yeni aktörlerin çıkmasını sağladık. Milletin kaynaklarını kerameti kendinden menkul bir avuç komprador burjuvazinin zenginleşmesi için değil tüm kesimleriyle milletin huzuru, refahı, kalkınması ve esenliği için kullandık.
"YA HESAP BİLMİYORSUNUZ YA DA HESABINIZ BOZUK"
İktidarlarımız döneminde kişi başına gelir, burası da çok önemli, 3.600 dolardan bu sene 15.000 doların üzerine çıktı.
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan: Suçlamaları kabul etmiyoruz
Evet, TÜSİAD, 3.600'den 15.000 doların üzerine çıkan bir süreç var. Bu, AK Parti iktidarının döneminde oldu.
Ya siz ya hesap bilmiyorsunuz ya da hesabınız bozuk. İhracatımız 36 milyar dolardan 2024 senesinde 262 milyar doları buldu.
Derslik sayımız 2002'de sadece 367.000'di. Biz bunu 735.000'e çıkardık. Hastane yatak sayımız 164.000'den 270.000'e ulaştı. 6.100 km olan bölünmüş yol uzunluğumuz 30.000'e yaklaştı. Sosyal yardımlarla ihtiyaç sahibi vatandaşlarımızın yanında olduk. Daha burada sayamayacağımız nice çalışmayla refahı tabana yaydık. Elbette bu süreçte
çok ciddi direnişle karşılaştık. Çıkarlarına dokunduklarımızın, rant musluklarını kestiklerimizin bel altı vuruşlarına ve operasyonlarına maruz kaldık.
"TÜSİAD ZİHNİYETİ DAİMA RAHATSIZ OLMUŞTUR"
Sizin de bildiğiniz üzere TÜSİAD geliyordu. Şimdi bakınız değerli kardeşlerim, Türkiye'nin gerçek anlamdaki her demokrasi ve kalkınma hamlesi açık söylüyorum TÜSİAD zihniyetini daima rahatsız etmiştir.
Nitekim bu kuruluşun darbeciler, cuntacılar, emperyalistler ve onların etki ajanlarının safında ülkemize ve milletimize karşı sergilediği üsttenci, faşizan, nobran tavırlar toplumsal hafıza kayıtlarımızda mahfuzdur.
"BİLİN Kİ BÖYLE BİR ŞEY ASLA GERÇEKLEŞMEYECEK"
Şu noktaya da özellikle dikkatlerinizi çekmek istiyorum. Türkiye'nin bölgesinde siyasi, askeri ve sosyal gücünü genişletip tahkim ettiği, dünyada küresel sistemin yeniden inşası çağrılarına öncülük ettiği, içeride hayat pahalılığı ve enflasyona karşı kararlı bir program uyguladığı, tüm zorluklara rağmen yatırım, üretim, istihdam, ihracat hedefinden taviz vermediği, terörsüz Türkiye hedefi doğrultusunda her türlü riski alarak önemli adımlar attığı ve hasılı Türkiye Yüzyılı için gece gündüz çalıştığı bir dönemde TÜSİAD'ın eski zihniyetinin yeniden tedavüle sokulmaya çalışıldığının farkındayız.
Hep söylediğimiz ve gereğini yaptığımız gibi başaramayacaksınız.
Türkiye'nin terör örgütleriyle iltisaklı veya yolsuzluk batağına saplanmış kendi ayıbını örtmek için sağa sola sataşan muhterislere teslim olmasını istiyorsanız bilin ki böyle bir şey asla gerçekleşmeyecek.
Türkiye'nin yerli ve milli üretimden vazgeçerek yeniden küresel ticaretin zayıf bir pazarı haline dönüşmesini istiyorsanız bilin ki böyle bir şeye de asla müsaade etmeyiz.
Türkiye'nin demokrasisini darbecilerin, ekonomisini sömürgecilerin, milli iradeyi sivil toplum ve siyasetçi görünümlü 5. kol elemanlarının güdümüne sokmasını istiyorsanız bilin ki böyle bir şeye canımız pahasına rıza göstermeyeceğiz.
TÜSİAD'ın Türkiye'de güven iklimini bozan örnekler olarak verdiği her konu, hukukun, adaletin, savcıların, hakimlerin yetki alanındadır.
"TÜSİAD KİBİR ABİDELERİNİN DEĞİL HUKUKUN YANINDA OLMALI"
Hukuk devletine yürekten inananların safı terör yardakçılarının, hırsızların, edep adap tanımaz provokatörlerin, disiplinsizlerin, sanat dünyasını esir alan marjinallerin, yargı mensuplarını ve ailelerini tehdit eden kibir abidelerinin değil, hukuku uygulayanların yanı olmak zorundadır.
Çöken, TÜSİAD'ın iddia ettiği gibi sistem değil, devletin zayıf, milletin fakir, bireylerin bezgin olduğu, buna karşılık kendilerinin altın devirlerini yaşadığı dönemlere ilişkin hayalleridir. Morali bozuk olan ülke değil, TÜSİAD, buraya dikkat et, morali bozuk olan ülke değil, imtiyazla büyüdükleri devirlerin ardından devlet hazinesini istedikleri gibi paylaşamadıkları için iç sıkıntılar yaşayan TÜSİAD demirbaşlarıdır.
Güven bunalımı yaşayan halkımız değil, sözünü ettikleri usulsüzlüklerin müsebbibi olan, sadece para kazanma hırsıyla kuralsız iş yapmayı adet edinen TÜSİAD zihniyetidir.
Çıkmışlar bir de utanmadan doğal afetler üzerinden hükümetimize bühtan ediyorlar. Yurt dışındaki afetlerde bırakın zararın tüm boyutlarını, can kayıplarının bile tam olarak açıklanmadığını bildikleri halde ileri geri konuşuyorlar.
"DEPREM AFETİNDE SİZ NE YAPTINIZ?"
Oysa afetzedelerimizin yaralarını sarma konusunda Türkiye'nin başarısını sadece evi barkı yıkılan, düzeni bozulan kardeşlerimiz değil, bütün dünya çok iyi biliyor ve çabalarımızı takdir ediyor. Acaba ey TÜSİAD, şu deprem afetinde siz ne yaptınız?
Acaba siz AFAD'ın yanında ne kadar destek verdiniz? Neyle oralarda bulundunuz? Ta Azerbaycan, Pakistan, bütün buralar burada yardıma koşarken siz neredeydiniz?
Zerre kadar vicdanları varsa çıkıp söylesinler. Dünyada bizim yaşadıklarımızın yarısını yaşasa ayakta kalabilen bir ülke olur muydu? Depremin üzerinden 2 yıl bile geçmeden 201.000 konutu teslim eden bir başka ülke daha var mıdır?
Türkiye'nin etrafı ateş çemberiyle kuşatılmışken ekonomisini büyüten, ihracatını artıran, istihdamda kayıp yaşamayan, ulaşımda, sağlıkta, savunmada, yatırımlarda rekordan rekora koşan bir başka devlet gösterebilirler mi?
"TÜSİAD YARIM YÜZYILLIK HESABINI VERMELİ"
Aziz kardeşlerim, şayet mesele hesap vermek ise evvela emirde TÜSİAD'ın bu ülkede yarım yüzyıldan fazladır sebep olduğu siyasi, sosyal, ekonomik maliyetlerin hesabını vermekle işe başlanması gerekiyor.
TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Aras hakkında soruşturma
Endişe etmeyin ha. Türkiye'nin son 22 yılda yaşadığı badireler karşısında dut yemiş bülbüle dönen TÜSİAD'ın şimdi birdenbire yarısı yalan yarısı yanlış örneklerden oluşan hezeyanlarının gerisindeki saiki elbette tahmin ediyoruz.
On yıllardır gönüllerinin rahat ettiği suskunluklar karşısında verdikleri örnekler devede kulak kalır. Susması gereken yerde konuşan, konuşması gereken yerde susan gönülleri değil çıkarlardır. Geri plandaki kirli hesaplardır. "Çöktü!" diyerek feryat ettikleri yıllardır tıkır tıkır işleyen rant düzenleridir. İmtiyazlar üzerine bina ettikleri ayrıcalıklı sistem çökmüştür.
"KİBİRLİK SİSTEM ÇÖKMÜŞTÜR"
Siyasetçilere had bildirdikleri kibirli sistem çökmüştür. İstikrarsızlık üzerinden paralarına para kattıkları sistem çökmüştür. Millet ekonomik krizlerle kıvranırken zenginleştikleri sistem çökmüştür. Gazete manşetlerinden siyasete ayar verdikleri sistem çökmüştür. Biz bu makamlarda olduğumuz sürece de devletin kaynaklarının bir avuç seçkine aktığı eski sistemi geri getirmeye kimsenin gücü yetmeyecektir.
İstihdamla, üretimle ilgili yapıcı fikirlerle gündeme gelmek yerine siyaset mühendisliğine soyunanlara şunu hatırlatmak isterim. Türkiye sizin tapulu mülkünüz, millet sizin personeliniz, siyasetçiler de maaşlı elemanlarınız değildir.
"İŞ ADAMI DERNEĞİYSENİZ İŞ ADAMI DERNEĞİ GİBİ DAVRANMAYI ÖĞRENECEKSİNİZ"
Eski Türkiye'nin karanlık ve kaotik ikliminde senelerce borunuzu öttürmüş olabilirsiniz. Hukukun kapsama alanı dışında tutulduğunuz eski Türkiye'yi özlüyor da olabilirsiniz ama yeni Türkiye'de haddinizi bileceksiniz.
İş adamı derneğiyseniz iş adamı derneği gibi davranmayı öğreneceksiniz. Milleti kışkırtmayacak, devletin kurumlarını provoke etmeyecek, yargıyı baskı altına almaya kalkışmayacaksınız. Siyaset yapmaya çok hevesliyseniz ya parti kurarsınız ya da ağzınızdan çıkacak iki çift söze bakan muhalefet partilerinden birini seçersiniz.
Kusura bakmayın, bu ülkeyi tekrar istikrarsızlık bataklığına sürüklemenize göz yummayız. Ürettiğiniz, çalıştığınız, ülkeye ve millete faydalı olduğunuz müddetçe 85 milyonun her bir ferdi gibi sizi de destekleriz. 22 yıllık iktidarlarımız boyunca Türkiye ekonomisine müspet katkı vermek istediğinizde ayrımcılık yapmadan hepinize destek olduk ama siyaset ve toplum mühendisliğine yeltendiğinizde de demokratik hukuk devleti çerçevesinde tüm gücümüzle buna direndik. Bundan sonra da aynı hassasiyetle hareket etmeyi sürdüreceğiz.
"RASTGELE DEMEYECEĞİMİZİN BİLİNMESİNİ İSTİYORUM"
Ne hak yiyen olacağız ne de milletin hakkının, hukukunun, iradesinin gasp edilmesine rıza göstereceğiz.
Başka ajandalar, başka gündemler peşinde koşanlara, başka senaryoların oyunculuğuna soyunanlara rastgele demeyeceğimizin bilinmesini istiyorum.
Kaynak:Haber Merkezi