Erdoğan, lafı yine SGK borçlarına getirdi: Sayın Bakan kendilerini bu konuda çok daha silkelemede fayda var
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Kabine Toplantısı sona erdi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki toplantı, yaklaşık 3 saat sürdü.
Toplantı sonrası kameraların karşısında geçen Erdoğan açıklamalarda bulundu.
Muhalefetin, 2025 asgari ücret miktarına ilişkin açıklamlarına tepki gösteren Erdoğan muhalefet belediyelerine SGK borçları üzerinden yüklendi. Erdoğan, "Açık artırma” usulüyle asgari ücret açıklayan muhalefeti de, ülke ve millet hayrına bir iş yapacaklarsa, SGK’ya olan birikmiş borçlarını ödemeye davet ediyorum. Sayın bakan kendilerini çok daha kararlı şekilde silkelemende fayda var" dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Son kabine toplantımızdan bu yana iç siyasette ve dış politikada yoğun bir gündemle çalışmalarımızı sürdürdük. Diyanet İşleri Başkanlığımızın her 5 yılda bir düzenlediği din şuralarının 7'incisinde hocalarımız ve kanaat önderlerimizle bir araya geldik. Dijitalleşen dünyada Diyanet İşleri başlığıyla gerçekleştiren dünyada yapay din tehdidi ile mücadelede bir uyanışa vesile olmasını umut ediyoruz.
28 Kasım'da Umman'dan ülkemize devlet başkanı seviyesinde ilk resmi ziyareti gerçekleştiren Umman Sultanı Heysem bin Tarık'ı Türkiye'ye misafir etmekten özellikle bahtiyar olduğumu söyleyebilirim. Bu farklı ziyareti farklı alanda gerçekleştirdiğimiz 10 anlaşma ile taçlandırdık.
30 Kasım Cumartesi günü Kahramanmaraş'taydık. Maraş'ta hem il kongremizi yaptık hem de deprem konutların kura ve anahtar teslimini icra ettik. Toplamda 24 bin 559 yuvamızı daha hak sahibi kardeşlerimize teslim ettik. 2024 sonuna kadar 11 ilimizde toplam 201 bin 688 bağımsız bölümü afetzede kardeşlerimize teslim edeceğiz. Bir depremzedenin elinden tutmak yerine kimi zaman hakaret ederek kimi zaman afaki sözler vererek bu sürece köstek olanları tarih affetmeyecektir. 'Erdoğan bu enkazın altında kalır' diyerek tüm umudunu milletin sıkıntılarının çoğalmasına bağlayan kifayetsizleri hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyoruz.
ERDOĞAN'DAN SURİYE AÇIKLAMASI
Bölgemiz ancak demokrasi ve bunun için de bir dönüm noktası ifadesiyle tarif ve tahlil edilebilecek evsafta kritik gelişmelere sahne oluyor. Suriye'de 13 yıldır devam eden iç savaş dün itibarıyla yeni bir boyut kazandı. Halep, Hama, Humus ve son olarak Şam, asıl sahiplerinin kontrolüne geçerken, Baas diktarörlüğü tamamen çöktü.
Yıllardır bölücü örgütün işgali altında bulunan Tel Rifat ve Münbiç'in teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Eski rejimin kimi şehirleri bölücü terör örgütünün Suriye uzantılarına bırakması aralarındaki kirli ittifakı bir kez daha teyid etmiştir. Ülkemizdeki ana muhalefetin son ana kadar umudunu kesmediği Esed rejimi son ana kadar umudunu terk etmemiştir. Çağrılarımız eski rejim tarafından küstahça reddedilmiş, değeri bilinmemiş, manası anlaşılmamıştır.
Esed birçok şehri enkaza dönmüş bir Suriye bırakarak kaçmıştır. Zulüm ile abad olunamayacağı hakikati Suriye'de bir kez daha tecelli etmiştir.
Türkiye Suriye ihtilafının başından beri komşuluk hukukunu ve büyük devlet olmanın icaplarını harfiyyen yerine getirmiştir. Barış, özgürlük, diyalog, adaletten, Suriye'nin bir an önce huzura kavuşmasından yana olduk. Devrik rejimin hasmane tutumuna rağmen her şart altında Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve üniter yapısını savunduk. Haksız, hukuksuz, baskıya, zulme karşı sesimizi yükseltmekten hiçbir zaman çekinmedik.
Türkiye Suriye ihtilafının başından beri komşuluk hukukunu ve büyük devlet olmanın icaplarını harfiyyen yerine getirmiştir. Barış, özgürlük, diyalog, adaletten, Suriye'nin bir an önce huzura kavuşmasından yana olduk. Devrik rejimin hasmane tutumuna rağmen her şart altında Suriye'nin toprak bütünlüğünü ve üniter yapısını savunduk. Haksız, hukuksuz, baskıya, zulme karşı sesimizi yükseltmekten hiçbir zaman çekinmedik.
Bunu açık bir düşmanlığa, kör husumete dönüştürmedik. Suriye'deki hadiselerin 13 yıllık serencamını bilen herkes Türkiye'nin verdiği hasbi mücadelenin en yakın şahididir. Suriye ile ilgili hassasiyetimiz hiçbir zaman menfaat eksenli olmamıştır. Bu konuya hep vicdan penceresinden baktık, merhamet nazarından yaklaştık. Bugün de aynı yerde sapasağlam duruyoruz. Suriye halkı bizim kardeşimizdir. Tüm kesimleriyle tüm inanç gruplarıyla can dostumuzdur. Bir uçtan diğer uca Suriye'yi karış karış süsleyen türbeler, köprüler, çeşmeler, hanlar, camiler bizim ezelden ebede uzanan kardeşliğimizin nişaneleridir.
Sınırlar ülkeleri fiziken birbirinden ayırabilir ama kalplere hangi güç sınır çizebilir? Asırlardır birlikte yaşadığımız aramızdaki sınır uzunluğu 910 kilometre. 910 kilometrelik sınırı paylaştığımız komşularımıza sırtımızı dönmemizi bizden kim bekleyebilir. Kalbimizin bir yarısı Antep, Hatay, Şanlıurfa ise diğer yarası Afrin, Hama, Humus, Şam'dır.
Tarihin ve coğrafyanın bize hatırlattığı bu gerçekleri son 13 yıldır ülke ve millet olarak bizzat yaşadık, bilfiil tecrübe ettik. Komşumuzun evinde yangın çıktığında ilk koştuğu yer biz olduk. Devrik rejimden kaçan Suriyeli kardeşlerimiz canlarını kurtarmak için ilk önce bizim kapımızı çaldı. Az değiy, 4,5 milyon Suriyeli bizim evimizde misafir oldu. Bir dönem nüfusu 3 milyon 700 bine ulaşan ancak şimdi sayıları 2,9 milyona düşen Suriyeli muhacirlere 13 yıl boyunca ensarlık yaptık.
"IRKÇI LÜMPENLER...."
İnancımızın ve komşuluk hukukumuzun gereği olarak memnuniyetle yerine getirdik. Biz muhalefetle bu konuda ne kavgalar verdik. Onlar iktidar olur olmaz 'sizi kovacağız' derken biz tam aksine 'Biz ensarız onlar muhacirdir' demek suretiyle onları evimizde misafir etmenin erdemine ulaştık. Bu ülke Allah'a hamdolsun Suriyeli mazlumlara da güvenli, korunaklı, müşfik bir liman oldu. Bu misafirperverlik insanlık tarihine altın harflerle yazılacaktır.
Türk milleti kara günlerinde Suriyeli mazlumlara kucak açmasının izzetini şeref payesi olarak ebediyyen taşıyacaktır. Bugün bir kez daha muhalefetin kışkırtmalarına aldırmadan mazluma kol kanat geren necip milletimin her birine şahsım ve milletim adına teşekür ediyorum. Birlikte yol yürüdüğümüz ortaklarıma merhametli duruş için şükranlarımı sunuyorum. Oy hesabıyla nefret söylemlerine başvuran ırkçı lümpenleri, vicdan fukaralarını, sırf Meclis'te 3-5 koltuk kapabilmek uğruna faşizmin en pespaye biçimine haftalarca sessiz kalanları önce Allah'a sonra haklarına girdikleri Suriyeli mazlumlara ve elbette maşeri vicdana havale ediyorum.
Bugün enerjiden, eğitime ve sağlığa çeşitli konuları da ele aldık. Eğitimin altyapısına yaptığımız devasa yatırımların eğitimin kalitesine olumlu yansıdığını görüyoruz. Matematik ve fen bilimlerinde 4. ve 8. sınıf öğrencilerimizin sürekli yükseliyor. Eğitim modelimiz özellikle süratle gelişiyor. Bu iyileşme inşallah hızlanacaktır. Koronavirüs döneminde güçlü sağlık altyapımızın önemini tecrübe etmiştik. Koruyan, geliştiren ve üreten sağlık modeli ile sağlıklı Türkiye Yüzyılı programını hayata geçiriyoruz. Üçlü sarmal modelimiz ile TÜSEB öncülüğünde üniversite ve özel sektörümüzü buluşturuyoruz. Kritik ilaç, aşı, kit ve tıbbi cihaz ürünlerimizi belirledik.
Yeni modelimizin şimdiden hayırlı uğurlu olmasını diliyorum, yarından itibaren Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmelerine bağlıyor. Çalışanlarımızın beklentisini gözetecek ülkemiz ekonomisine taşınması ağır gelecek anlayışının geliştireceğine şiddetle inanıyorum.
Açık artırma” usulüyle asgari ücret açıklayan muhalefeti de, ülke ve millet hayrına bir iş yapacaklarsa, SGK’ya olan birikmiş borçlarını ödemeye davet ediyorum. Sayın bakan kendilerini çok daha kararlı şekilde silkelemende fayda var
Tip 1 diyabet hastalığı ile mücadele eden evlatlarımız ve ailelerine yönelik olarak glikoz takibi için gerekli cihazlar geri ödeme kapsamındaydı. Buna ilave olarak artık 15 yaş altındaki Tip 1 diyabet hastası evlatlarımız için sensörlü cilt altı glikoz izleme cihazlarını geri ödeme kapsamına alıyoruz.
Ayrıntılar geliyor...
Kaynak:DHA