Ege'deki adalar üzerindeki kritik davada son gelişmeler
Eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri Ümit Yalım'ın, Ege Denizi'ndeki bazı adaların ve kayalıkların "işgal altında olduğu" yönündeki açıklamaları büyük yankı uyandırmıştı.
Yalım, dönemin Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin’i görevini ihmal etmekle suçladı ve bu durumun anayasa ihlali olduğunu belirtti. Yalım'ın iddialarını desteklemek amacıyla sunduğu 9 harita, Türkiye'nin egemenlik haklarını net bir şekilde ortaya koydu.
Bu çarpıcı açıklamalar, 28 Temmuz 2023 tarihinde Yalım'a karşı hakaret suçlamasıyla açılan davayı tetikledi. Duruşmada Cumhuriyet Savcısı, Yalım’ın cezalandırılmasını talep etti. Yalım, Arif Çetin’e kamu görevi çerçevesinde hakaret etmekle suçlanıyor.
Yalım’ın avukatı Ömer Faruk Eminağaoğlu, davanın detaylarına ve iddiaların temelindeki haritalara dikkat çekerek adil bir yargılama çağrısında bulundu. Davanın seyri, Ege’deki adaların statüsü ve Türkiye'nin bölgesel hakları açısından büyük önem taşıyor.
Yalım'ın avukatı Ömer Faruk Eminağaoğlu davaya çağrıda bulunarak şunları kaydetti:
"MSB Eski Genel Sekreteri Ümit Yalım 07.5.2021 tarihinde, Ege Denizinde işgal altındaki bazı adalar ve bir kayalık konusunda dönemin Jn.Gn.K. Orgeneral Arif Çetin'in görevini yapmadığını, bu nedenle ülkenin asayiş ve bütünlüğü yönünden anayasanın ihlal edildiğini söylemiş, bunu haritalar ile de ortaya koymuştur.
(AKP'li bazı bakanların 2012, 2015 ve 2024 yıllarında TBMM tutanaklarında suçlamaya konu edilen dört ada ve bir kayalığın hukuksal durumu hakkında Ümit Yalım ile aynı paralelde beyanları bile görülmüştür.)
Ümit Yalım'ın bu beyanı karşısında her nedense hakkında, Arif Çetin'e kamu görevinden dolayı hakaret suçu yönünden 28.7.2023 tarihinde iddianame düzenlenmiş ve duruşmada cumhuriyet savcısı da cezalandırılmasını istemiştir.
Davada konunun uzmanlarından bilimsel görüşler de alınmıştır. Birisi, Türk Tarih Kurumu Başkanlığı da yapmış tarih profesörü diğeri Genelkurmay Başkanlığı'nda Kıbrıs Yunanistan Daire Başkanlığı da yapmış emekli tümamiral olan alanlarında son derece yetkin uzmanlar tarafından sunulan 9 ayrı haritada da, Ümit Yalım'ın beyan ettiği gibi 2016 -2020 yılları arasında işgal edilen, 4 ada ve 1 kayalığın, Türkiye Cumhuriyeti egemenliği altında olduğu tartışmasız biçimde her yönüyle ortaya konulmuştur.
Bilindiği üzere Osmanlı İmparatorluğu dava konusu yerleri Sevr Antlaşması ile elinden çıkarmıştır. Ancak Büyük Millet Meclisi, Sevr Anlaşmasını yok hükmünde saymış, imzalayanları vatan haini olarak ilan etmiştir.
Dava konusu yerler, (Sevr Antlaşması yok hükmünde olduğu için) Osmanlı İmparatorluğu'nun halefi olarak 1922 tarihli ve 307 sayılı Büyük Millet Meclisi kararı gereğince, yine 1923 tarihli Lozan Antlaşması gereğince Türkiye Cumhuriyeti egemenliği altındadır.
Bugün kurucu Büyük Millet Meclisi kararlarının, Lozan Antlaşması'nın ve Anayasanın değiştirilemez hükmü olan ülkenin bölünmezliği ve bütünlüğünün savunulması ve bunlara bağlılığın ifade edilmesi, Ümit Yalım'ın şahsında yargılama nedeni yapılabilmiştir.
Bu yargılamanın bir diğer anlamı, hukuken mümkün olmasa da ülke sınırlarının tartışılabildiği vahim bir duruma yol açılması, artık Sevrin farklı yöntemlerle gündeme taşınabilmesi, Yunanistan'a da tarih boyunca elde edemediği yerlerin artık mahkeme kararı adı altında sunulabilme fırsatı yaratılabilmesi demektir.
12 Eylül 2024 Perşembe Saat 10:30'da Ankara 33 üncü Asliye Ceza Mahkemesinde (Sıhhiye adliyesi, C Blok, 2 nci kat) yapılacak duruşma muhtemelen karar duruşması olacaktır."