Ekrem İmamoğlu açıklama yaptı: Konu CHP'li belediyelere ve İmamoğlu'na kuşatma
Geçtiğimiz pazartesi günü sabah 04.30'da Beşiktaş Belediyesi'ne şafak baskını düzenlenmiş, Belediye Başkanı Rıza Akpolat babasını ziyaret için gittiği Edremit'te gözaltına alınmıştı. Akpolat üç gündür gözaltında.
Bu operasyonun asıl hedefinin İBB ve kendisi olduğunu söyleyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu süreci değerlendirmek için Beşiktaş Belediyesi Meclis Salonu'nda bir basın toplantısı düzenledi.
İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Şu anda bulunduğumuz Meclis salonunun tamamı CHP'li, halkın seçimi böyle oldu. Rıza Akpolat kardeşimizin de hizmet ettiği yer.
Adaletin yargının işletilme biçimine dönük, hepimize üzen, milleti gerçek sorunlarından uzaklaştırmaya dönük adımların, vasat süreçlerin nasıl yürüdüğünü, nasıl bu hale geldiğini paylaşmak üzere sizlere sesleniyorum.
Geçen hafta genç bir hukukçu intihar etti, mobbing ve mesleki yalnızlığa ilişkin bir not bıraktı arkasında. Gencecik bir hukukçu dayanamadı canına kıydı. Aynı hafta avukat Mert Akdoğan genç yaşta canına kıydı.
Hakimlik ve Savcılık sınavında 115. olma başarısını gösterdi ama ne olduysa Türkiye'mizin son döneminin en büyük hastalığı sözlü mülakatta eleniverdi. Binlerce torpilsiz ve hak ettiğini alamayan liyakat sahibi milyonlarca gencimiz gibi.
"SÖZÜ VERDİ AMA O SÖZÜ TUTMADI"
Sayın cumhurbaşkanının 2 yıl önce kaldırma sözü verdiği ama kaldıramadığı mülakat yüzünden gençlerimiz, insanlarımız umutsuz...
Bir imzayla bu mülakat garabeti kalkabilirdi, işte çözülmesi gereken asıl sorun bunlardı, bunların konuşulması gerekiyor.
Tek bir imza, sözü verdi ama sözünü tutmadı.
"NE SORDUNUZ DA O KARDEŞİMİZİ ELEDİNİZ?"
Şimdi soruyorum, bu başarılı genç avukata mülakatta ne sordunuz da o genç bilemedi de elendi? Hangi soruyla bu genç arkadaşımızı kamuya layık görmediniz?
Türkiye'de hakimlik ve savcılık atamaları yapılırken s on yıllarda tarifsiz biçimde liyakat değil de ciddi bir tırmanışla siyasal mülahazalar öne çıkıyor. Bu şekilde mesleğe kabul edilen hakim ve savcılardan adil ve tarafsız olmayı beklediğimiz o insanlardan beklentilerimiz artık çok aşağılara düşmeye başladı.
Ülkemiz adına çok üzücü bir durumdur bu. Bu bir beka sorunu diyorsak bu sorun ülkemizin en önemli en ciddi iki beka sorunundan biridir.
Biz de ne yazık ki İstanbul'da adil ve tarafsız olmayan bir başsavcılıkla karşı karşıyayız. İstanbul başsavcısı beyefendi bu adaletsizliği aylardır yaşıyoruz.
Mesela gözaltı tedbiri hukuken ancak tarafların ifadelerinin normal şartlarda alınamadığı durumlarda uygulanır. Sanki bu rutin bir uygulamaymış gibi Rıza Akpolat kardeşimiz gözaltına alındı.
Burada zorunluluk nedir, bunu niçin yapıyorsunuz?
Özgür Özel partisinin grup toplantısında konuşuyor
"SİZE ZORLAYAN, MECBUR BIRAKAN NE?"
Bu zorunluluk hukuktan kaynaklı değil, öyleyse hangi kaynaktan doğmaktadır? Sizi zorlayan, mecbur bırakan, şehvetle yaptığınız bu uygulamanın amacı nedir?
Şimdi size o mecburiyetin kaynağı anlatayım.
Bir savcı seçim için aday olursa görevinden istifa ederse ve seçimi kazanamazsa hakimlik ve savcılık görevine geri dönemiyorlar.
Böyle bir uygulama var ama bakıyoruz Adalet Bakan Yardımcısı olarak 28 ay görev yapmış bu beyefendi İstanbul'a başsavcı olarak atanıyor.
Bakan yardımcılığı atamayla gelinen bir görev denebilir, ne ilgisi var denebilir. Çok ilgisi var. Şu anda başka bir rejim içindeyiz.
Sayın Cumhurbaşkanı 2018'de bakanlıklar yeniden yapılandırılırken bakan yardımcılarının hükümetle gelip hükümetle gideceğini söyledi. Özellikle bakan yardımcılarının siyasi müsteşar görevi yapacağını açıkça belirtiyor.
Sayın Cumhurbaşkanının o açıklamasına bakarsak İstanbul başsavcısı beyefendi Adalet Bakan Yardımcısı olarak atandığı gün siyasi müsteşar olarak göreve başlamıştır. Bence o görevini içselleştirmiş biridir.
"GÜRLEK SİYASİ MÜSTEŞAR"
Yani Adalet bakan Yardımcısı olarak atandığı günden beri net olarak siyasidir. 28 ay siyaset yapmış bir müsteşar şu anda İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı.
Gürlek görev yaptığı bu şehirde içselleştirdiği partiyi üç kez yenerek İBB Başkanı olmuş Ekrem İmamoğlu ile görüşemeyecek kadar kendini siyasete mahkum etmiştir.
Bu dünyanın neresinde olur? Bir vali, savcı, belediye başkanı birbiriyle istişare halinde olmalı, birbirlerine ihtiyaçları var.
Beşiktaş Belediyesi önünde Özel ve İmamoğlu'ndan büyük miting
"ESENYURT İLE BAŞLADI"
İstanbul'da yaşanan bu hukuksuz gözaltılar ve kayyım atanması Esenyurt ile başladı. Ne yazık ki çabuk unutuyoruz, bir belediye başkanı, 65 yaşındaki bir profesör şafak baskınıyla gözaltına alınıp cezaevine atıldı.
30 Ekim gecesi Ahmet Özer operasyonu için başsavcılığın bilgilendirmesi şöyle: Ahmet Özer terör örgütü liderlerinden biriyle 14 kez görüştü deniyor.
"UCU AKP'YE DEĞİNCE UNUTTURULDU"
Sanki yeni gibi yazılan bu ifade bakıyoruz ki 10 yıl önceymiş. Aynı tarihte AKP'li biri terörist ilan edilen biriyle bırakın telefonu akşam yemeği yediği ortaya çıktı. Ucu Ak Parti'ye değince bu konu unutturuldu. Algıyı değiştirmek için başka tutuklamalar başladı.
80 gün geçti hala bir iddianame yazabilmiş değiller. Operasyon hazırlanırken 10 yıl öncesinin telefonlarına bakanlar hukuksuz operasyon yapanlar 80 gündür bir iddianame dahi yazamıyor. Bitmeyen bir yargı tacizi altındayız.
İmamoğlu "6 saatte devreye kim girdi" diye sormuştu: TBB'den iptal edilen Şam ziyareti açıklaması
"ŞEHVETLİ HEYECANLAR İÇİNDELER"
Şimdi yeni operasyonlarla şehvetli heyecanlar içinde bu arkadaşlar.
Neymiş bir işadamı varmış bu işadamı aynı zamanda terör örgütü lideriymiş. Bu adama CHP'li belediyeler ihale vermiş.
Bu firma TBMM'den pek çok üniversiteden, hastaneden, Yargıtay'dan AKP'li belediyeden de ihale almış. CHP'li belediyelere yaptığınız işlemleri bu devlet kurumlarına da yapacak mısınız?
Bu soruyu pazartesi sordum hala çıt yok...
Öyle ya bu kurumlar da o kişiyle iş yapmış, işlem yapacak mısınız, sonuçta aynı yasaya tabiyiz. Yoksa derdiniz sadece İstanbul ile mi sınırlı, İstanbul'dan başka yeri gözünüz görmüyor mu?
Aynı işadamı AKP'li Isparta Belediye Başkanı'na süper lüks Audi A8 hediye etmiş, hem de bir belediye başkanına. Mesela bunu soracak mısınız?
Mesela bunlar savcı beylerin neden dikkatini çekmiyor? Çok heveslisiniz, kapıları kırarız derken neden bunlar dikkatinizi çekmiyor da gözleri hep İstanbul'da.
Nedeni siyasi müsteşarlıkta gizli.
AHMAK DAVASINI ANLATTI
Herkes oturduğu kamu makamının hakkını vermek zorunda. Benim yaşadığım davayı anmak bile istemiyorum, böyle bir dava olmaz. İstinaf'ta bekletilen ahmak davası siyasi yasak davam.. Davamın hakimi usule uygun olmayan şekilde değiştirildi.
Sürülen hakim (ki bunu AKP'li temsilci anlattı, sürdük dedi) için iki kez HSK'ya başvurduk, sözlerinin dinlenmesini istedik, dinlemediler.
HSK'nın hakkında soruşturma açtıkları bir hakimi buraya görevlendirdiler o hakimin yerine. Demokles'in kılıcı başında sallanan hakim şak diye bana ceza verdi.
"DAVALARA ZAMAN AYARI MI YAPILIYOR?"
Öte yandan hakkımdaki diğer dava, Büyükçekmece'deki dava hala bitmedi. 2015 yılına ait bir konuyu önceki İç İşleri Bakanı'nın siparişiyle açılan bir davadır.
11 Nisan'a ertelendi yani 822. güne girecek dava. Bu ertelemenin sebebi ne, bilirkişi raporlarına rağmen neden bitirilmiyor bu davalar? Zaman ayarı mı yapılıyor? Neden 11 Nisan, bir ayarlama mı var?
Demokrasi ve hukuktan her gün biraz daha sapan bu akıl iktidardayken ekonomi düzelemez, iyi niyetle çaba gösteren yöneticiler var görüyorum.
Ama bu süreç böyle devam ettiği takdirde ekonomi düzelmez yoksulluk bitmez. Türkiye'de hiçbir şey iyi gitmez, Türkiye cazibe merkezi olamaz, sermayenin yolu yatırımların yolu Türkiye'den geçmez.
İŞ DÜNYASINA SESLENDİ: BU AKIL MALINIZA EL KOYAR
Bu operasyonlara karşı ne yapacaksınız? Açık söyleyeyim, ne yapacaksak halkla beraber milletle beraber yapacağız. bu mesele artık CHP'nin meselesi olmaktan çıkmıştır. Buna sessiz kalan, içinden hayıflanan iş dünyasının da başına gelecek bu, milletvekilinin de başınıza gelecek. bu akıl malınıza göz koyar.
"HODRİ MEYDAN"
Buradan beni istemeyene hayatı buradan dar etmeye çalışana meydan okuyorum. İBB'ye ve bana ulaşmaksa hedefiniz benim yol arkadaşlarıma çile çektirmenize, ara yollar üretmenize gerek yok. İşte siyasi yasak davam orada, onayın benim cezamı milleti rahat bırakın. Hodri meydan.
Türkiye'ye sesleniyorum, kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz.
Kaynak:Haber Merkezi