İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bunu da yaptı: Tesisatçı sınıf öğretmeni oldu!

İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü bunu da yaptı: Tesisatçı sınıf öğretmeni oldu!
Eğitime uzak mesleklerden gelen kişilerin öğretmen olarak atanması sosyal medyada tartışma yarattı. Eğitim-Sen liyakatsizliği eleştirdi, 'Çocukların bilişsel gelişiminden endişe duyuyoruz.'

Sosyal medyada hızla yayılan; bir ilçede işe alımı yapılan ücretli öğretmenlerin listesi gerçek meslekleri hakkında büyük tartışma yarattı. Listede bir ilçedeki okullara sınıf öğretmeni olarak işe alınan kişilerin mesleklerinin eğitime ne kadar uzak olduğu, ehil olmayan kişilerin sınıf öğretmeni olarak çocukların duygusal ve bilişsel gelişiminde eksikliklere neden olacağı sosyal medyada günlerce tartışıldı.

whatsapp-image-2024-09-16-at-17-40-04.jpeg

İşletme, tapu kadastro, tıbbi sekreterlik, tesisat, gibi bölümlerden mezun olan insanlar ücretli öğretmenliğe tercih edilirken; eğitim fakültesinden mezun olan ve formasyon alan öğretmenlerin açıkta kalması büyük tepki topladı.

EĞİTİM SENDİKALARI 'TORPİL İDDİALARINI DEĞERLENDİRDİ

5eff489f2269a22bac5bd532.webp

Eğitim-Sen İstanbul 2 Nolu Şube Sekreteri Erdal Fırıncıoğulları; özel sektör öğretmenlerinin yaşadığı zorlukları, son zamanlarda ilçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde yaşandığı iddia edilip Türkiye'nin dört bir yanından gelen torpil ihbarlarını değerlendirdi.

'ÖNCELİK EĞİTİM FAKÜLTESİ MEZUNLARINA VERİLMELİ'

Fırıncıoğulları, özel sektör öğretmenlerinin bir yönetmeliği olmadığını, temelde bu pozisyonların kadrolu öğretmenlerin; asker/hamilelik durumlarını telafi edebilmek adına oluşturulup zaman içinde dev bir sömürü alanı haline geldiğini belirtti. Ancak işe alımlarda, İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerinde insİyatif kullanılarak öncelikle eğitim fakültesi mezunları daha sonra bu alanın mezunlarını; her ikisinden de başvuru olmaması durumunda alan dışı bir seçim yapılmasını önerdiklerini aktardı.

cdgfdhgdfhdfhdh.jpg

'ÜNİVERSİTE ÇOK AMA KADRO YOK'

Özel sektör öğretmenlerinin sorunlarını ele alabilmenin öncelikle iktidarın yürüttüğü eğitim politikasına bakılarak mümkün olacağını söyleyen Fırıncıoğulları, "Her şehre bir üniversite' felsefesi ya da 'paralı diploma' mantığıyla kurulmuş özel üniversitelerin mezun sayısını artırdığı halde sektörün gelişimine hiçbir katkısı olmadığını ifade etti. Artan üniversite sayısı daha fazla eğitim fakültesi mezununu ortaya çıkarıyor ancak bunca mezun için yeterli okul ve kadro bulunamıyor. Ayrıca var olan boş kadrolara atama yapmak yerine özel sektör öğretmenleri konularak bu atanamamış öğretmenler hem ucuz iş gücü olarak kullanılıp hem de kamusal haklardan mahrum ediliyor. Üstelik özel sektör öğretmenlerinin aldıkları ücretler çoğu zaman asgari ücrete dahi ulaşmayıp sigortaları ise yarı zamanlı olarak ödeniyor.

'100 BİN ATAMANIN 80 BİNİNİ ÜCRETLİ ÖĞRETMEN İLE KARŞILAYACAKLAR'

sdgvfdgbfdb.jpg

"100 bin atama sözü veren cumhurbaşkanı kamu tasarrufu, kemer sıkma gibi bahaneler adı altında yalnızca 20 bin atama yapma telaşına düşmüş ve kalan kadroların tümünün özel sektör öğretmenleri ile doldurulmasını amaçlamıştır. Kağıt üstünde böyle bir amaç olmasa bile okullarda yaşanan gerçek budur. Biz eğitimciler olarak çocukların bilişsel gelişiminden endişe duyuyoruz" diyerek devam etti.

'HAK GASPIDIR, ENDİŞE DUYUYORUZ'

Sendika olarak eğitimde yaşanan bu torpil iddialarını çok sık duyduklarını, özel sektör öğretmenlerinin kendi haklarını korumak için birleşecekleri bir sendikalarının dahi olmadığına vurgu yaptı. Torpil iddiaları için; kamuda liyakatsiz işe alımların da vatandaşın hak gaspı olduğunu, çocukların eğitim hakkını, ehil olmayan kişilerden eğitim almalarına sebep olarak ellerinden aldıklarını söyledi.
"Ne yazık ki okulun kadrosunda bir boşluk olduğunda o kadroya kimin alınacağı önceden belirlenmiş oluyor. Atanamamış bir öğretmen çoğu kez bilmeden boşu boşuna başvurusunun sonucunu bekliyor." dedi.