İYİ Parti'li Kavuncu'dan belediye soruşturmalarına yanıt: Yargı siyasetin emrine girdi

İYİ Parti'li Kavuncu'dan belediye soruşturmalarına yanıt: Yargı siyasetin emrine girdi
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyeleri’ne yönelik başlatılan soruşturmaları, yargının siyasallaşmasının bir sonucu olarak değerlendirdi.

İYİ Parti Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Buğra Kavuncu, TBMM’de gündeme dair DÜZEN basın toplantısı düzenledi.

"BELEDİYE SORUŞTURMALARI YARGIDA SİYASALLAŞMA SÜRECİNİN ESERİ"

İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri'ne yönelik başlatılan soruşturmaları, "yargının siyasallaşma süreci" olarak değerlendirdi. Kavuncu, iktidarın, yargıyı kendi çıkarlarına göre şekillendirerek, muhalefete yönelik baskı kurmaya çalıştığını ve bu durumun artık alışkanlık haline geldiğini söyledi. Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye'nin en büyük sorunu olduğunu belirterek, güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş çağrısı yaptı.

AKP'lii belediyelere ve bakanlıklara yeterli denetim yapmadığını ve bu eksiklik yüzünden soruşturmaların gündeme geldiğini belirtti. "Eğer adaletli denetim yapılsaydı, bugün hiçbir soruşturma gündeme gelmezdi" dedi.

"AKP İKTİDARI ÇOCUKLARI KORUMAKTAN ACİZ"

Kavuncu, İzmir’in Selçuk ilçesinde elektrikli sobanın devrilmesiyle 5 kardeşin hayatını kaybetmesine ilişkin, “Bazı konular siyaset üstü olarak ele alınır. El birliğiyle bu tür trajedilerin giderilmesi için bir çaba gösterilir. Bu çabalara da biz her türlü desteği her zaman vermeye hazır olduğumuzu söyledik. Ama bu konu siyaset üstü olmalı deyip geçiştirilecek bir konu değil. Bu konu siyasetin tam göbeğidir. Bu konular siyasi ve politiktir. Bunları siyaset üstü deyip başka bir mecraya çekemezsiniz” dedi.

İzmir’de kemik erimesi şüphesi ile hastaneye yatırılan 13 yaşındaki bir çocuğun AIDS teşhisi ile hayatını kaybettiğini hatırlatan Kavuncu, “Türkiye'de bilinen teşhis konulan 250 HIV pozitif çocuk vakası var. İstanbul Tıp Fakültesi’nde takip edilen 10O HIV pozitif çocuk vakası var. Bu nasıl bir insanlıktır? AK Parti iktidarında çocukları korumaktan aciz bir duruma düşmüş durumdayız.” ifadesini kullandı.

Kavuncu, konuşmasının devamında, “Bu ülkeyi 22-23 yıldır AK Parti iktidarı yönetiyor. Size vermiş olduğum veriler de ortada. Dün, ondan önceki dönemde, yarın yaşanacak bütün bu trajik olayların temelinde sizlerle paylaştığım bu veriler, çarpık ekonomi, eğitimde eşitsizlik, sağlıktaki bozukluk, çocuklarla ilgili istismar yatıyor. Bu tamamen siyasi bir konudur. Anlattığım tüm bu çerçeve içerisinde maalesef bu tür sıkıntıları yaşıyoruz ve önümüzdeki dönemde de tekrar yaşama ihtimalimiz ne yazık ki var. Türkiye'nin AK Parti iktidarından acil bir şekilde kurtulması lazım” dedi.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, Kaz Dağları'ndaki ağaç katliamı ve çevre tahribatına ilişkin olarak Danıştay'a seslendi. Kavuncu, İYİ Parti Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez ve Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz’un, Cumartesi günü bölgeye giderek durumu yerinde inceleyeceğini duyurdu. Maden projesinin devam etmesi durumunda, yaklaşık bir milyona yakın ağacın yok olacağını ve 100 binin üzerinde insanın yıllık su ihtiyacını karşılayacak 4.1 milyon metreküplük suyun tükeneceğini belirtti. Ayrıca, telefon operatörlerinin fahiş fiyat artışlarına ve geri çekilen Etki Ajanlığı düzenlemesine de tepki gösteren Kavuncu, İYİ Parti’nin asgari ücret önerisini de gündeme getirdi. Kavuncu, yargının siyasallaşarak, siyasete müdahale etmeye çalıştığını ve bu durumun Türkiye'nin adalet sistemine zarar verdiğini vurguladı.

"BAŞKANLIK SİSTEMİ İLE DENETLEME ORTADAN KALKTI"

Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri’nin yönelik soruşturmalarla ilgili, “Bu konunun bu kadar tartışılmasının temel ve ana nedeni; Türkiye'de yargının siyasallaşması veya Türkiye'de yargı eliyle siyasetin dizayn edilmeye çalışılmasıdır. Yargı eli ile siyasete ayar verilmeye çalışılması bir alışkanlık oldu. Bu konu ne zaman koşulmazdı veya bu kadar kamuoyunun gündemine gelmezdi. Eğer yargı ya da denetleme mecburiyetinde olan görevliler; AK Partili belediyelere, AK Partili bakanlıklara, kendi akrabalarının şirketine ihale veren kurumlara, yeterli derecede denetim yapılsaydı, bununla ilgili hukuki ve yargı süreci işletilseydi; bugün bırakın Ankara ve İstanbul Belediyesi'ni herhangi bir kişi veya kurumla ilgili başlatılacak hiçbir soruşturmaya, hiçbir kimse bir şey demezdi. Herkes şunu beklerdi; ‘Türkiye'de adalet var, kanun var, nizam var. Soruşturmanın sonucunu bekleyelim’ Soruşturmanın sonucunda da hepimiz ak koyunu kara koyunu görürdük. Ama bugün bunları konuşuyor ve görüyorsak, bütün bunlar kamuoyunun gündemine geliyorsa bunun tek sebebi yargının siyasallaşmış olması; Bu konuda geçmişi şaibelerle dolu AK Parti belediyelerine veya AK Parti'nin yönettiği bakanlıklarda yeterli derecede denetimin yeterli derecede kontrolün yapılmamış olması. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle beraber denetleme kalkmıştır.

"KENDİ PARTİLERİNİN BELEDİYELERİ DOKUNULMAZ"


Şeffaflık bitmiştir. Plan ve Bütçe Komisyonu 2 haftası çalışıyor. Bütçe dönemindeyiz. Bütçe konusunda parlamentonun yapabileceği hiçbir şey yok. Sabah oturuyoruz, akşama kadar bakanlıkların bütçesini konuşuyoruz. Ama ne bir değiştirebilme imkanımız var, ne revize edebilme imkanımız var, ne de geri çevirebilme imkanımız var. Geri çevrilse bile diyelim ki parlamentonun çoğu bütçeyi reddetti. Yeni bir rakamı Cumhurbaşkanı ilan ediyor ve bütçe geçiyor. Önceden böyle miydi? Önceden bütçe onaylanmadığı zaman hükümet düşerdi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bu ülkenin temel sorundur. Güçlendirilmiş parlamenter sistem ile önceki dönemde birtakım zafiyetleri olan alanların da düzeltilerek Türkiye'nin önünün bir an önce açılması gerektiğini düşünüyoruz. Her 2 belediye ile ilgili başlatılan soruşturmayı da bu kapsamda değerlendiriyoruz. Normal şartlar altında size vereceğim cevap şu olurdu; ‘konu yargıda denetim yapılıyor ve sonucunu hep beraber bekliyoruz’ Ama öyle bir hale getirildi ki, kendi partilerinin belediyelerine dokunmayan, kendi bakanlıklarıyla ilgili hiçbir soruşturma sürecini doğru dürüst yürütmeye AK Parti hükümetinin, bu konuyla ilgili attığı-atacağı her adım yargının siyasallaşma süreci olarak değerlendirilir”
dedi.