Katledilişinin 18. yılında vurulduğu yerde anılacak: Hrant Dink cinayetinde zaman aşımı çıkmazı
Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de İstanbul Şişli'deki Agos Gazetesi'nin eski binası önünde arkasından vurularak öldürülmüştü. Dink, Türk-Ermeni ilişkileri üzerine cesur yazıları ve insan hakları savunuculuğuyla tanınan bir gazeteciydi. Ölümünden sonra, her yıl 19 Ocak'ta binanın önünde yapılan anma törenlerinde Dink'in hatırası yaşatılmaya devam edildi. Ancak cinayetin ardındaki sorular ve yargı süreci, 18 yıl sonra dahi çözülemedi.
Cinayet sonrası hukuki süreç
Cinayet, güvenlik güçlerinin Dink'in hedef haline getirilmesinde sorumluluğu olduğu iddialarını gündeme getirmişti. Hrant Dink, öldürülmeden önce "Türklüğü aşağılama" suçlamalarıyla sık sık hedef olmuş, hatta yazılarında kendisinin bir güvercin kadar "tedirgin" olduğunu ifade etmişti. Fakat cinayet, bu tedirginliği doğrularcasına, toplumun çeşitli kesimlerinden büyük bir tepki aldı. Cenazesi yüzbinlerce kişi tarafından katılım gösterilerek "Hepimiz Ermeniyiz" sloganlarıyla taşınmıştı.
Cinayet şüphelileri arasında kamu görevlileri
Cinayetin ardından, Dink'in ölümünden önce alınan istihbaratların zamanında değerlendirilmeyip, güvenlik önlemleri alınmadığı yönünde ciddi iddialar ortaya çıkmıştı. Bu süreç, cinayetin sorumluları arasında kamu görevlilerinin de yer aldığı şüphelerini güçlendirdi.
Sanıklar ve yargılama süreci
Cinayetle ilgili başlatılan soruşturmalarda, Ogün Samast adlı 17 yaşındaki genç suikast zanlısı olarak yakalanmıştı. Samast, cinayeti Yasin Hayal'in talimatıyla gerçekleştirdiğini belirtmişti. Hayal ve Erhan Tuncel gibi isimlerin de cinayetle bağlantılı oldukları ortaya çıkmış, ancak davaların seyri, yargılama sürecinde çeşitli tartışmalar yaratmıştı.
Hrant Dink'in katili Ogün Samast hakkındaki davada karar
2014 yılında başlayan yargılamada 2021'de ceza çıktı
2007 yılında başlayan dava, bir yandan zaman aşımı riskleriyle karşı karşıya kalmış, diğer yandan kamu görevlilerinin yargılanması süreci de hep tartışma konusu olmuştur. Özellikle İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay gibi isimler, cinayetin işlenmesine dair bilgilere sahip olmalarına rağmen bu bilgileri paylaşmamakla suçlanmışlardır. Bu kamu görevlilerinin bir kısmı 2014 yılında yargılanmaya başlanmış, 2021’de ise cezalar verilmişti.
Fethullah Gülen ve örgüt bağlantıları
Hrant Dink suikastının tetikçisi Ogün Samast duruşmaya böyle geldi
Hrant Dink cinayetinin arkasında yalnızca bireysel bir suç örgütü değil, daha geniş bir yapılanma olduğu iddiaları da ortaya atılmıştı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından, savcılık Fethullah Gülen ve onun yapılanmasının cinayeti azmettiren taraflardan biri olabileceğini öne sürmüştü. Gülen, eski savcı Zekeriya Öz ve Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı gibi isimler de sanıklar arasında yer almıştı.
Sanık sayısı 85
Bu suçlamalarla birlikte sanık sayısı 85’e çıkmış ve soruşturmalar genişlemiştir. 2021 yılına gelindiğinde, Yasin Hayal ve Ogün Samast gibi başlıca sanıkların cezaları kesinleşmiş olsa da, kamu görevlilerinin cezalarının yetersiz olduğu gerekçesiyle dava süreci devam etmiştir.
Son Gelişmeler ve zaman aşımı
Alaattin Çakıcı ile Ogün Samast görüşmesine ilişkin açıklama
2023 yılına kadar, cinayete karışan kamu görevlilerine dair pek çok dava süreci devam etmiş ve bazı sanıklar, "Anayasayı ihlal" suçlamasıyla müebbet hapis cezalarına çarptırılmıştı. Ancak, zaman aşımına uğrayan dosyalar nedeniyle bazı sanıklar hakkındaki davalar düşmüştür.
Hrant Dink cinayetiyle ilgili olarak son iddianame, Samast'ın örgüt üyeliğinden suçlanmasıyla yeni bir boyut kazanmıştır. Ancak, 10 Ocak 2025’teki davada, Samast ve diğer sanıkların zaman aşımı nedeniyle davanın düşürüldüğü açıklandı.
"Katiller hâlâ aramızda"
Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, yıllar içinde katillerin hâlâ aramızda dolaştığını belirtmiş ve hukuki sürecin yetersizliğine sürekli olarak vurgu yapmıştı. Dink ailesinin avukatları, dava sürecinin doğru bir şekilde ilerlemediğini ve cinayetle ilgili birçok soruşturmanın daraltıldığını savunuyor.
Hrant Dink, bugün saat 15.00’te, öldürüldüğü yer olan Agos Gazetesi’nin eski çalışma ofisinin bulunduğu Sebat Apartmanı önünde bir araya gelinecek.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Hrant Dink'in ölüm yıldönümünde sosyal medya üzerinden bir mesaj yayınladı.
Özel paylaşımında, "Herkesin bildiği ama kimsenin kılını kıpırdatmadığı bir sürecin sonunda yitirdiğimiz Hrant Dink'i katlinin 18'inci yılında saygıyla anıyorum. Katliama giden süreçteki tüm gerçekler açığa çıkana, tüm sorumlular yargılanana kadar bu cinayeti unutturmayacağız" dedi.
"Hrant’lara boynumuzun borcudur"
Anma töreni öncesinde Gezi tutuklusu Avukat Can Atalay da sosyal medya hesabından bir açıklama yaparak “Hrant Dink, ülkemiz için kardeşleşmenin sembolüdür!” ifadesini kullandı.
“Her 19 Ocak 15:00’te bizi Pangaltı’da buluşturan, Hrant’ın kardeşleşme iradesi ve inadıdır. Hrant’ın mirası, kardeşleşme inadını taşıyanlara selam olsun. Hrant’ın mirasına sahip çıkmak, bugün ve gelecekte bizleri bekleyen tehlikelere karşı omuz omuza durmaktır.” ifadelerini kaydeden Atalay, Hrant Dink’in “Faşizme karşı halkların kardeşliği için ‘bıçağın üzerinde’ yaşamayı tercih ettiği” sözünü anımsattı.
Atalay açıklamasında, "Hrant Dink, ülkemiz için kardeşleşmenin sembolüdür! Her 19 Ocak 15:00’te bizi Pangaltı’da buluşturan, Hrant’ın kardeşleşme iradesi ve inadıdır. Hrant’ın mirası, kardeşleşme inadını taşıyanlara selam olsun. Hrant’ın mirasına sahip çıkmak, bugün ve gelecekte bizleri bekleyen tehlikelere karşı omuz omuza durmaktır. Hrant Dink’in 2025 yılı anmaları vesilesiyle haberlerde dinlediğim bir sözü beni çok etkiledi. Hrant, “Faşizme karşı halkların kardeşliği için ‘bıçağın üzerinde’ yaşamayı tercih ettiğini” söylüyordu. Otoriterliğin baskın rejim haline geldiği günlerde, hak ve özgürlükleri savunmak tam da “bıçağın üzerinde yürümek”tir. Bu yürüyüş, ülkemizin aydınlık geleceği için bir zorunluluk; canları pahasına bu mücadeleyi sürdüren Hrant’lara boynumuzun borcudur. Nerede olursak olalım, içeride ya da dışarıda, bu sorumluluklarımızı bir an olsun unutmayacağız. Madem ki özgürlüklerimiz için “bıçak ağzında yürümek” bir gelenektir, bu geleneğin mirasçısı ve sürdürücüsü olacağız. Bu topraklarda gözü var diyenlere “Evet, altına girmek için” demişti. Toprağındadır, toprağımızdadır. Faşizme inat, kardeşimizsin Hrant! Anısını saygıyla, sevgiyle selamlıyorum." ifadelerini kullandı.
Kaynak:haber merkezi