Ekrem İmamoğlu iktidar yolunda adaylık kampanyasına İzmir'den başladı

Ekrem İmamoğlu iktidar yolunda adaylık kampanyasına İzmir'den başladı
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanlığı adaylık kampanyasına başladı. İzmir'de konuşma yapan İmamoğlu, eşit ve adil bir düzen için yola çıktıklarını, iktidarın korktuğunu ve sarayda oturmayacağını söyledi ve ekledi...

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu adaylık kampanyasına başladı. İlk durak İzmir oldu. İmamoğlu, "Mühür kendini sultan sananlarda değil millettedir" diyerek devam etti, "Sarayda oturmayacağım..."

Partisinin Cumhurbaşkanı adayının belirleyeceği ön seçim için aday olan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, adaylık kampanyasını İzmir'de başlattı.

İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar...

imamoglu3.jpg

Bugün, bugün yeni bir yolculuğun ilk adımını hep birlikte atıyoruz. Başarmak için her şeyden önce yola çıkmak gerek. Yola koyulmak gerekir. Yerimizde sayarak, şikayet ederek hiçbir şeyi değiştiremeyiz. Ayağa kalkacağız, hedefe yürüyeceğiz. Ve dalga dalga büyüyerek hep birlikte başaracağız.

Hep birlikte başaracağız. Sevgili dostlarım, hedefimiz belli. Biz yalnızca seçimi kazanmanın değil, milletçe birliğimizi, kardeşliğimizi yeniden kazanmanın peşindeyiz. Sevinçte, kederde, acıda ve mutlulukta milletçe tek yürek olabilmenin peşindeyiz.

"BİZİ EŞİTSİZ, ADALETSİZ BİR DÜZENE MAHKUM ETMEK İSTİYORLAR"

ekran-goruntusu-2025-03-08-145726.jpg

Biz bu ülkeyi, ortak acılarımızı, mutluluklarımızı bile partizanlıkla zehirlemeye çalışan, milletimizi ayrıştırarak iktidarda kalmaya uğraşan bir avuç insandan kurtaracağız. Onlar bizi eşitsiz, adaletsiz bir düzene mahkum etmek istiyorlar.

Ama bu millet esareti kabul eder mi? Bu millet esareti asla kabul etmez. Bu millet eşitsizliği, adaletsizliği asla kabul etmez. Sevgili İzmirliler, sevgili dostlarım, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu bu güzel cumhuriyet hepimizi eşitlemiş, önümüze bir hedef koymuştu; Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak.

Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak yalnızca kanun önünde değil, hayatın her alanında eşit olmak demektir. İmkan ve fırsatlara erişimde, hak ve özgürlüklerin kullanımında herkesin eşit olması demektir. Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak mahkemelerde olduğu kadar gelir dağılımında da adaletin sağlanması demektir.

Çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkmak, bilimde, teknolojide, üretimde öncü olmak demektir. Cumhuriyet Halk Partisi, Atatürk'ten aldığı ilham ve direktifle her zaman, her daim bu hedefler doğrultusunda yürümüştür.

Onun için milli bir ekonominin kurulmasında, ulaşım altyapısının sağlanmasında, açılan ilk fabrikalarda, bankalarda, ekonomi teşekküllerinde hep gururla evladı olduğum ve bu güzel partide sizlere hizmet ettiğim Cumhuriyet Halk Partisi'nin iradesi vardır.

"23 MART'TA MEYDAN OKUMAYA HAZIR MIYIZ?"

yeni-proje.jpg

Sevgili dostlarım, ülkemizin cumhuriyet, demokrasi, hukuk devleti, laiklik, sosyal devlet yolunda attığı adımların hepsinde Cumhuriyet Halk Partisi'nin iradesi vardır. Ülkemizin cumhuriyet, demokrasi, hukuk devleti ve laiklik gibi söylediğim bütün bu ilkelerin bugün ne kadar sıkıntıya düştüğünü hepimiz yaşıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi 23 Mart'ta bir kez daha gücünü ve iradesini ortaya koyacak.

Partimizin Cumhurbaşkanı adayı bizzat sizlerle, üyelerin oyları tarafından belirlenecek. Bunun adı nedir biliyor musunuz? Bunun adı demokrasi devrimidir, demokrasi devrimi. Devrim yapıyorsunuz. Tarihe geçiyorsunuz. Bu, bu bir meydan okumadır. Meydan okumadır. 23 Mart'ta meydan okumaya hazır mıyız?

Sevgili dostlarım, Cumhuriyet Halk Partisi, tek adamların ve dar kadroların iradesiyle şekillenen siyasete meydan okumaktadır. Bizler cumhuriyetçiyiz. Bakın doya doya söylüyorum. Bizler cumhuriyetçiyiz. Bizler demokratız. Bizim anlayışımıza göre, nasıl ki vatandaşlar ülkenin sahibi ise, sevgili dostlarım, üyeler de partilerin sahibidir. Onlar ne derse o olur. Biz kendini devletin sahibi görüp, devletten itaat bekleyenlere benzemeyiz. Bizim anlayışımıza göre millet devletin efendisidir. Millet büyüktür. Millet büyüktür.

"İKTİDAR SANDIKTAN KORKUYOR"

imamoglu2.webp

Yöneticiler, yöneticiler vatandaş karşısında hadlerini bilmelidir. Sevgili dostlarım, devlet, devlet az önce söylediğim gibi milletine hizmet eder. Milletine şefkat elini uzatır. Milletini korur. Milletine güler yüzünü gösterir. Vatan, vatan ve millet hepimiz için kutsaldır. Devleti yöneten yöneticilerin yüzü asık olmaz, vatandaşını korkutmaz, vatandaşına parmak sallamaz, vatandaşını ürkütmez. Dolayısıyla yöneticiler vatandaş karşısında hadlerini bilmelidir. 23 Mart'ta işte bu inancı, bu özgüveni tüm ülkeye yayacağız. Yapacağımız ön seçimde iktidara en korktuğu şeyi, iktidar neden korkuyor biliyor musunuz sevgili dostlarım? Sandıktan korkuyor, sandıktan. Ne yapacağız? İktidarın en korktuğu şeyi, sandığı onlara göstereceğiz 23 Mart'ta. Sandığı.

Cumhuriyet ilanından bugüne artık bu ülkede seçilmişlerin değil, seçilmişlerin değil seçenlerin üstün olduğunu hatırlayacağız. Herkes görüp anlayacak ki mühür kendini sultan sananlarda değil, millettedir millette. Millettedir. Onun için sevgili yol arkadaşlarım, değerli dava arkadaşlarım, yoldaşlarım, ön seçimde atacağınız her oy demokrasinin, milli iradenin değerini gösterecek ve sandıktan kaçanları titretecek, zangır zangır titretecek."

"MİLYONLARCA VATANDAŞIMIZ ZULÜM ALTINDADIR"

Cumhuriyet Halk Partililer olarak 23 Mart'ta bu bozuk düzeni değiştirmeye kararlı olduğumuzu en güçlü şekilde göstereceğiz ve sonra bu mücadele dalga dalga büyüyecek. Sevgili dostlar, normal şartlar altında değiliz. Gerçek bir demokraside ve hukuk devletinde ne yazık ki yaşamıyoruz. Milletçe iktidarın giderek dozunu artırdığı bir zulüm ve baskı ile karşı karşıyayız.

Kazandığı parayla geçinemeyen, borçlanmadan yaşayamayan milyonlarca yoksul ve dar gelirli, kendilerini işe sayan bu iktidarın zulmü altındadır. Sevgili dostlarım, eğitim, sağlık, adalet gibi devletin temel hizmetlerinden eşit olarak yararlanamayan milyonlarca vatandaşımız zulüm altındadır. Gençler, en kararlı şekilde yürümeye hazır mıyız?

Bu gençlik marşını bu cennet vatanın her köşesinde söylemeye hazır mıyız? Milyonlarca güneşi var bu ülkenin, milyonlarca. Her birimiz güneş olmaya hazır mıyız? Değerli dostlar, ülkeyi yönetenler işlerini doğru dürüst yapamadığı için depremlerde, yangınlarda, afetlerde, ne yazık ki denetlenemeyen hastanelerde, güvenliği sağlanamayan ortamlarda canlarını, sevdiklerini yitiren bu millet zulüm altındadır. Gerçekleri dile getiren, iktidarı uyarıp eleştiren herkes zulüm altındadır.

"CHP YALNIZCA MİLLETİN İRADESİ KARŞISINDA BOYUN EĞER"

Millet iradesini temsil eden muhalefet siyasi parti yöneticileri, hatta genel başkanları, belediye başkanları, yerel yöneticileri, belediye çalışanları zulüm altındadır. Bu zulmü yapanlar Cumhuriyet Halk Partisi'ne, sevgili dostlarım bakın burası çok önemli, bu zulmü yapanlar Cumhuriyet Halk Partisi'ne boyun eğdirerek millete de boyun eğdiriyoruz diye düşünüyorlar. Ama ne biz ne bu aziz millet boyun eğer mi? Boyun eğecek göz sizde var mı? Milletimiz boyun eğer mi? Cumhuriyet Halk Partisi zulmün değil, yalnızca ve yalnızca milletin iradesi karşısında boyun eğer.

Ve ön seçimde bu gerçeği hep birlikte göstereceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin zulme karşı tek yürek, tek bilek olduğunu hep birlikte göstereceğiz. O bir avuç insanın, bu zalimliği yapan insanların uykularını kaçıracağız, uykularını. Partimizin bütün üyeleri, bütün yöneticileri yapacağımız ön seçimin bugünkü koşullar altındaki önemini tüm boyutlarıyla her biriniz, her bir üyemiz anlamalı ve hissetmeli ve her üyenin kapısını çalmalısınız. Her üyeyi aramalısınız; 'Kalkın ayağa. demelisiniz. Milletimizin size ihtiyacı var. Ben Cumhuriyet Halk Partisi'nin ön seçiminde bir oyumu kullanacağım ve bu iktidara karşı duruşumu göstereceğim' demelisiniz. Bunu yapmaya hazır mıyız? Benim bu konuda hiçbir kuşkum yok. Biliyorum ki söz konusu bu ülkenin varlığı ve geleceği olduğunda Cumhuriyet Halk Partililer bütün teferruatları bir yana bırakır, omuz omuza verir, küskünlükleri unutur, kırgınlıkları unutur, 'Mevzu bahis vatansa gerisi teferruattır' der, partisine ve ülkesine sahip çıkar. Bu bozuk düzeni değiştirme yolunda en büyük sorumluluk her zaman olduğu gibi sizlere, bizlere yani Cumhuriyet Halk Partililere düşmüştür. Omuzlarımızdadır bu yük. Hep birlikte kol kola vererek bu yükü taşımaya hazır mıyız?

"ORTAYA KOYACAĞIMIZ İRADE GÜÇLÜ BİR DOST ELİ OLACAK"

İşte sevgili dostlarım, başarıya ancak her aşaması en geniş uzlaşmayla belirlenen, ilkeli, önemli bir dayanışmayla, erdemli bir dayanışmayla, inançlı bir dayanışmayla ulaşabiliriz. Partimizin gerçekleştireceği ön seçim sevgili dostlarım, ortak aklın, uzlaşmanın ve dayanışmanın o güçlü adımı olacak. Bakın, bu devrim gibi kararı alan Genel Başkanımıza, bütün merkez yöneticilerimize yürekten teşekkür ediyorum.

Buradan Özgür Özel'i değerli Genel Başkanımızı ve bu kararın altına imza atan bütün yöneticileri tebrik ediyorum. Beni bu yola çıkaran Türkiye Büyük Millet Meclisi Cumhuriyet Halk Partisi grubundaki bütün milletvekillerime teşekkür ediyorum. Ön seçimde, işte bize emanet olan, hepinize emanet olan ön seçimde ortaya koyacağımız irade bu bozuk düzeni değiştirmek isteyen herkese uzatılmış onurlu, güçlü bir dost eli olacak. Sizlerin elleri, 1 milyon 700 binin üzerinde üyesi olan Cumhuriyet Halk Partililerin elleri önümüzdeki zaman diliminde on milyonlarca vatandaşımızın elini sıkacak. O sıcacık elinizi milletimizin her ferdine uzatmaya hazır mısınız?

Sevgili dostlarım, zulme karşı adaletin, vicdanın, iyiliğin yanında saf tutan herkesle bir olacağız. Partizanlığı silip atacağız bu memleketten. Bu zor günleri hep birlikte aşacağız. Ön seçimde, ön seçimde, bakın burası çok değerli, partimiz bir kurtarıcı belirlemiyor. Bir kurtarıcı belirlemeyecek. 23 Mart'ta partimizin güçlü iradesini ortaya koyacağız.

"BENİM BÜTÜN CESARETİM SİZDEN GELİYOR"

yeni-proje-18.webp

Benim bütün gücüm sizden geliyor. Bana güç vermeye hazır mısınız? Benim bütün cesaretim sizden geliyor. Cesaret vermeye hazır mısınız? İşte karşınızda sizin cesaretiniz, karşınızda sizin gücünüz, karşınızda sizin kararlılığınız.

23 Mart'ta işte o iradeniz ortaya koyacağız ve bu ülkenin tüm cumhuriyetçilerine, demokratlarına, yurtseverlerine dönüp diyeceğiz ki: "Kurtuluş yok tek başına, haydi hep birlikte görev başına!" diyeceğiz. Sevgili dostlarım, muhakkak başaracağız. Hep birlikte başaracağız. Ben gelecek güzel günlere yürekten inanıyorum. Yaradan bana çok güzel şeyler lütfetti. İnandım mı oluyor. Allah'ıma şükürler olsun. Bu sefer inandığım bu yolculuk, en güçlü inançla yürüyeceğim yolculuk, en güçlü inançla yürüyeceğim yolculuk."

Sevgili dostlarım, Halkçılık vaadediyorum çünkü çok iyi biliyorum nasıl yapılır. Sosyal adaleti sağlamak, kamu yararını koruyup geliştirmek, vatandaşları piyasanın acımasız şartlarına mahkum bırakmamak için yaptıklarımız saymakla bitmez.

Bütün belediye başkanlarımızla yaptık. Onun için halkçılık vaat ediyoruz. Şeffaflık vaat ediyoruz. İstanbul'da, İstanbul'da işe alımlarda, İstanbul'da meclis toplantılarımızda, her yıl bütçe değerlendirmelerimizde hep şeffaflığı gözettik. Attığımız her adımın hesabını çıkıp İstanbullulara yürek açıklığıyla verdik, tüm açıkla, dersimiz bu, görevimiz bu.

"ÖNCE ADAY, SONRA CUMHURBAŞKANI OLMA İDDİASIYLA YOLA ÇIKIYORUM"

Artık Türkiye'de kapalı kapılar ardında işleyen mülakatlar yapmadık. Asla hesap vermeyen olmadık. Hesap sorulmayan yöneticilerinin devrini bitirme vakti gelmiştir. Partizanlıktan, ayrımcılıktan tamamen arındırılmış adil bir yönetim vaat ediyoruz.

Böyle bir anlayış hayata nasıl geçirilir iyi biliyoruz. Partisi, inancı, yaşam tarzı dolayısıyla dışlanmak, ayrımcılığa uğramak, tek bir kişi ya da kurum bunu yaşamayacak. Sevgili dostlar, bugün benim için çok özel bir gün. Ben önce aday, sonra cumhurbaşkanı olma iddiasıyla yola çıkıyorum.

Elbette, elbette odalarını bile sayamayacağımız, sayamayacağımız, söylemeye bile utanacağımız bir sarayda oturup ülkeyi yönetmek gibi bir hayalimiz yok. Ben bir makama değil, zorlu bir mücadeleye adayım. Tek derdim ve hayalim bu iktidarın yerle bir ettiği devlet yapısını, ekonomiyi, demokrasiyi, hukuku, eğitimi, sağlığı sizlerle birlikte inşa etmek.

Devleti bir avuç insanın çıkarının değil, milletin bekçisi haline getirmek. Bunu nasıl yapabiliriz? Hep birlikte yapabiliriz. Hep birlikte başarabiliriz. İşte bu mücadelenin en çalışkan neferi olma iddiasıyla partimin ve milletimizin Cumhurbaşkanı adayı olmaya talibim dostlarım.

"KADININ DEĞERİNİ BİLMEYEN HİÇBİR SİYASİ HAREKETTEN BU ÜLKEYE FAYDA GELMEZ"

Bu amaçla, bu amaçla 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nüz kutlu olsun sevgili hanımefendiler. Bugün buraya gelmeden atamızın, Atatürk'ümüzün annesini, Zübeyde Annemizi emanet ettiği bu şehirden yola çıkarken Zübeyde Annemizin kabrini ziyaret ettim, dua ettim. 'Allah'ım o güzel anneye ve onun evladı atamıza, Atatürk'e bizi mahcup etmesin.' Bunun benim için anlamı büyük.

Emeğin, emeğin ve kadının değerini bilmeyen hiçbir siyasi hareketten bu ülkeye fayda gelmez. Kadınları kendisiyle eşit kabul etmeyen, kadınların günlük hayatta yaşadıkları eşitsizliklerden, haksızlıkların çözümünü öncelikli görevi olarak görmeyen, kadınları her düzeydeki yönetim biriminde eşit temsili hedeflemeyen hiçbir siyasetçiden bu ülkeye fayda gelmez kardeşim.

O bakımdan mücadelenin, mücadelenin en büyük eşiği kadınların varlığıdır. Etkisi arttıkça biliyorum ki başarıya daha çok yaklaşacağız. Hanımefendiler, hazır mıyız? Hanımefendiler, hep beraber koşmaya hazır mıyız? Sevgili dostlar, konuşmamın son bölümüne geçmeden biraz dertleşeceğim. Bu bölümü İzmir'de dertleşmenin de benim için önemli bir önemi vardır.

"HİÇBİR SALDIRISINDAN KORKMADIM, KORKMUYORUM"

yeni-proje-19.webp

İktidar zalimliğine yeni bir sayfa ekledi. Dün öğrendim ki aralarında kimi yol arkadaşım, kimi tanıdığım, kimi hiç tanımadığım insanların mal varlıklarına, banka hesaplarına el koymuşlar. Dedim ya, aralarında tanımadıklarım da var. Herhâlde selam verdim diye ya da bana geçerken dokundu diye onları da yaktılar. Her geçen gün, her saat, günde 20 saat çalışıyorum. Her geçen gün bana ve arkadaşlarıma yeni bir saldırı uyduruyorlar.

Son günlerde sizlerin karşısına çıkarak defalarca söylediğim bir şey var: Bu haktan ve hukuktan nasibini almamışların, bu iş bilmezlerin, bu makam ve mevkiye esir olmuşların hiçbir saldırısından korkmadım, korkmuyorum. Korkmadım, korkmuyorum, korkmayacağım. Sevgili dostlarım, benim yürüdüğüm bu yolda ben önce yüce Allah'a, sonra milletime güveniyorum.

Kumpaslarla, kirli tezgahlarla, entrikalarla, fitneyle, fesatla kurdukları oyunu sizlere söz veriyorum başlarına yıkacağız, başlarına. Başlarına yıkacağız! Sanıyorlar ki bu insanların, sanıyorlar ki malına, mülküne, parasına çökerlerse korkarız, kaçarız. Sanıyorlar ki onların zulmünden yılarız, milletimizi yarı yolda bırakırız. Sanıyorlar ki ben yalnız kalacağım. Yahu, yahu siz 10-15 kişinin malına, mülküne el koyarak beni yalnız bırakacağınızı mı düşünüyorsunuz? Millet benimle, millet! Millet benimle

Bunlar körleşmiş. Bunlar körleşmiş. Varsa yoksa varsa yoksa koltuk. O koltuk senin mi? O koltuk milletin. O koltuk Türkiye Cumhuriyeti'nin. O koltuk bir saltanatın değil ha. O koltuk, o koltuk bir ailenin değil, milletin evlatlarının, sizin, sizin! Hanımefendiler, beyefendiler, hepinizin! Ey ilgili şahıs, o biliyor kendini, seni gidi seni.

Kafanı kuma, kafanı kuma gömerek gerçeklerden kaçamazsın. Gerçekler seni kovalıyor. Gerçekler senin peşinde. Bir yere kadar kaçabilirsin ama kurtulamazsın. Sanıyor ki ben sineceğim. Sanıyor ki ben korkup kaçacağım. Bakın, bu mübarek Ramazan gününde söylüyorum, ey ilgili şahıs, sana kötü bir haberim var. Vallahi de billahi de tallahi de rüyalarından çıkmayacağım. Korkmayacağım, sinmeyeceğim! Sen beni bir köşeye çekilip susacağımı zannediyorsun. Bakın, ben birilerinin yaptığı gibi şantaj, montaj demiyorum ha. Birilerinin yaptığı gibi, sevgili dostlarım, dış güçler, örgütler, şebekeler, dış sermaye, bilmem ne, falan demiyorum. Daha net bir şey söylüyorum. Eğer benim arkadaşlarım en ufak bir haksızlığa veya hukuksuzluğa karışmışsa gelin bütün dosyaları açın, bütün belgeleri paylaşın, açıkça kamuoyunun önüne koyun.

Buradan sesleniyorum, sana hodri meydan. Elinizde ne varsa dökün ortaya. Ama öyle, ama öyle uydurma belgelerle, gizli tanık beyanlarıyla belediye başkanlarını, yol arkadaşlarımı, dostumu, arkadaşımı o şekilde değil, mertçe, mertçe. Mert, mert ol mert. Hakka ve hukuka uygun olarak dökün, dökün ortaya. Millet de görsün. Hatta gelin hepimizin vergileriyle ayakta duran, benim de hakkımın olduğu TRT canlı yayın yapsın. Senin savcıların sorsun, benim arkadaşlarım yanıtlasın. 86 milyon duysun, görsün, karar versin. Kim ahlaklı? Hangi dönem kamu ve millet korunmuş? Hangi dönem milletin kaynakları peşkeş çekilmiş? Canlı yayında bu memleket izlesin. Buradan, İzmir'den, yürekli İzmirlilerin tam göbeğinden soruyorum: "Var mı yüreğin? Var mı cesaretin? Haydi bakalım!"

"BEN SİZİN EVLADINIZIM"

"Ben sizin evladınızım. Ben sizin kardeşinizim, ağabeyinizim. 23 Mart'ta önce Cumhuriyet Halk Partililer ayağa kalkacak. Ayağa kalkmaya hazır mıyız? Sonra bu umut dalga dalga büyüyecek ve iktidar olacağız. İktidar olmaya hazır mıyız?

"TÜRKİYE'Yİ KAZANDIRMAYA HAZIR MIYIZ?"

Devlete çöreklenmiş bir avuç insan kaybedecek, Türkiye kazanacak. Türkiye'yi kazandırmaya hazır mıyız? Güler yüzümüze yenilecekler. Temiz kalplerimize yenilecekler. Tevazumuza, hoşgörümüze yenilecekler. Sınırsızca kalbimize yenilecekler.

86 milyon insanın tamamına olan sevgimize yenilecekler. Sevginizi bu millete vermeye hazır mısınız? 23 Mart'ta tek bir fire vermeden oy kullanmaya hazır mıyız? Üyeleri sandığa taşımaya hazır mıyız? Hep birlikte ayağa kalkmaya hazır mıyız? "Millet burada!" demeye hazır mıyız? Cumhuriyet Halk Partisi'ni başarıya ulaştırmaya hazır mıyız? Türkiye'yi kazandırmaya hazır mıyız? Yeter ki bizler enerjimizle, cesaretimizle, mertliğimizle bu millete daha da büyük umut olmayı başaralım. Yeter ki yalnızca ve yalnızca seçimi kazanmaya odaklanalım. Yeter ki bizler tam birlik ve dayanışma içinde olalım. Onun için hep diyorum ya, tekrar ediyorum; 'Kurtuluş yok tek başına; haydi herkes 23 Mart'ta sandık başına!' Yolumuz açık olsun. Her şey çok güzel olsun. İzmir, her şey, her şey, her şey! Hepinizi çok seviyorum. Kalın sağlıcakla."