Hatimoğulları'ndan "Gazze" benzetmesine açıklama: Tehdit değil
Dün Diyarbakır'da konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerin başlamasına dikkat çekerek Gazze'den örnek vermişti.
Hatimoğulları şunları demişti:
"Öcalan’ın heyetimize söylediği bir iki noktayı sizlerle paylaşmak istiyorum. 7 maddelik açıklamayı yaptık onları elbette izlediniz. Sayın Öcalan şunu söylüyor, 'Suriye'deki gelişmeleri herkes yakinen takip etmelidir. Filistin’deki, Gazze’deki gelişmeleri herkes yakinen takip etmelidir.' Bizler de bu sözlerin arkasındayız. 'Bir şekilde kırılma gerçekleşecek ya barışı inşa edeceğiz ya da her yer Gazze olacak.' O nedenle devlet aklına biz buradan seslenmek istiyoruz. İmralı'da gerçekleşen bu görüşme yetmez, İmralı kapıları açılmalıdır, Öcalan’ın barış için, sadece Türkiye barışı değil bütün Ortadoğu barışı için de çalışabileceği fiziki koşulların sağlanması gerekir. Bir noktanın daha altını çizeceğim. Bu süreç önemli bir süreç, hepimiz büyük bir heyecanla takip ediyoruz. Ama rehavete kapılmayalım. 'Nasılsa işler hal oluyor barış oluyor' deyip demokratik mücadelemizi zayıflatan bir duruma asla düşmemeliyiz."
Hatimoğulları'nın bu açıklamasını Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet, sözlerini kınayarak özür dilemeye davet etmişti. DEM Partili Sırrı Süreyya Önder ise Hatimoğulları'nın sözlerinin çarpıtıldığını kaydetmişti.
Hatimoğulları'nın "Gazze" benzetmesine Önder'den savunma, Davutoğlu'ndan tepki
"TEHDİT DEĞİL"
Gelen tepkilerden sonra Hatimoğulları'ndan açıklama geldi. Bu ifadeyi "tehdit" amacıyla kullanmadığını vurgulayan Hatimoğulları, tüm çabalarının "onurlu bir barış" olduğunu kaydetti.
Açıklama şöyle:
"Son söyleyeceğimi öne alarak başlamak istiyorum: Hiç kimsenin gücü bizlerin barış ısrarını ve sözünü çarpıtmaya yetmeyecektir. Tüm çabamız onurlu bir barış içindir. Nokta.
Dün Diyarbakır’da yaptığım bir konuşmada söylediğim sözler, kimi medya organlarında ve sosyal medya mecralarında çarpıtılmış, anlamından uzaklaştırılarak 'tehdit' amaçlı kullandığım iddia edilmiştir.
Bu tanım ve yaklaşım ile söylediklerimin en ufak bir ilgisi yoktur. Bu kadar kritik ve önemli bir dönemde tam anlamıyla sorumlu ve özenli yaklaştığımızın bilinmesi gerekir.
Bugün olması gereken, hem Türkiye sınırları içinde hem de Ortadoğu’da Kürt sorununun demokratik ve barışçı çözümünün sağlanmasıdır. Sadece yerel değil aynı zamanda bölgesel bir mesele olan Kürt sorununun çözümü için parti olarak elimizden geleni yapmaya hazır olduğumuzu her konuşmamızda belirtiyoruz. Barışçı çözüm her türlü yıkımdan da kaçınmanın tek yoludur. Vurgulamak istediğim de bu konudur.
Böyle bir dönemde tepki veya tehdit dili ile herhangi bir çözüm elde edilemeyeceğini tecrübelerle bilen bir partiyiz. Esas meselemiz, en sağlıklı şekilde barışçı ve demokratik çözümün gerçekleşmesi için adımlar atılmasıdır. Kamuoyuna saygılarımla sunarım."
Kaynak:Haber Merkezi