MEB ile Ülkü Ocakları'nın yaptığı protokol yargıya taşındı
Milli Eğitim Bakanlığı'nın Ülkü Ocakları ile yaptığı protokol yargıya taşındı.
MEB'e bağlı, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü ile Ülkü Ocakları arasında imzalanan protokolle, Ülkü Ocakları'nın okullarda genel, mesleki ve teknik kurslar düzenlemesinin önü açılmıştı. Eğitimci ve velilerden büyük tepki çeken protokolü CHP yargıya taşıdı.
Ankara İdare Mahkemesi'ne protokolün iptali ve yürürlüğünün durdurulması için dava açıldı.
Milli Eğitim Bakanlığı ile Ülkü Ocakları arasında skandal protokol: Okullarda kurs açacaklar
Açıklamayı, CHP Genel Başkan Yardımcıları Suat Özçağdaş mahkeme önünde yaptı. Özçağdaş'ın açıklaması şöyle:
Milli Eğitim bakanlığı ile Ülkü Ocakları arasında yapılan protokol için Ankara İdare Mahkemesi'ne bir dava açmış bulunuyoruz.
"YASALARA VE ANAYASA'YA AYKIRI"
Türkiye'de eğitim geleceğimizin inşasında en önemli alanlardan biri. Maalesef okulları temizleyemeyen, MESEM'lilerin ölümünü engelleyemeyen, mülakatla haksızlık yapan bir iktidar var karşımızda. Bu bakan bu sorunları çözemediği gibi, çocukları değil koltuğunu korumayı öne aldığından sürekli siyasi çıkışlar yapıyor.
Şimdi de iktidarın küçük ortağı MHP'nin gençlik örgütlenmesi olan Ülkü Ocakları'nı okullara sokmak için bir protokol imzalanıyor.
"PARTİLER EĞİTİM KURUMLARINDA EĞİTİM VEREMEZ"
Eğer MEB, CHP Gençlik kolları ile protokol imzalasaydı bu da çok yanlış olurdu.
Hiçbir partinin eğitim kurumları içinde eğitim vermesi düşünülemez.
Buradan bir çağrımız MHP'ye. MHP, her daim devleti, devlet işlerini öne çıkaran açıklamalar yapıyor. Dolayısıyla Türkiye'de anayasal ve yasal perspektiften olduğu kadar toplumsal açıdan da yanlış olan bu işe hemen son verilmelidir.
İşin yasal boyutu çok önemli.
"EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI"
Bu protokol Anayasa'ya, yasaya., genelgelere aykırıdır.
1- Protokol Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırıdır, hukuk devleti olmak tarafsızlığı zorunlu kılar. Bu protokol ile tarafsızlık açıkça çiğnenmiştir. Çünkü Ülkü Ocakları, MHP tarafından kontrol ve koordine edilen bir siyasi hareketin kuruluşudur.
2-Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı hakkında 1. no'lu kararname Hayat boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü'nün yetkilerini belirlemektedir. Burada bu protokole izin veren bir hüküm bulunmamaktadır.
3- Milli Eğitim Temel kanunu eğitimde hiçbir aileye, zümreye, sınıfa imtiyaz tanınamaz denmektedir. Protokol ile Ülkü Ocakları'na imtiyaz tanınmaktadır. Bu Bakanlık tarafından açıkça bir zümreye ayrıcalık sağlanmıştır.
Ülkü Ocakları Başkanı’ndan İYİ Parti Lideri Dervişoğlu’na açık tehdit
Aynı zamanda MEB'in 1 milyona yakın öğretmeni ve 100 bin usta öğreticisi vardır, bunlar hangi eğitimi veremeyecek ki, başka bir vakıf gelip eğitim verecek?
4-Mesleki Eğitim Kanunu, eğitimin gideri işyerince karşılanır demektedir. Kurslarla ilgili her tülü planlama ve organizasyon yetkisi Halk Eğitim Merkezleri'ne aittir. Protokolde kurs yerlerindeki giderlerin nasıl karşılanacağı daha sonra belirlenecek deniyor, giderler konusunda belirsizlik içeriyor. Ayrıca Ülkü Ocakları kursları içeriğini de belirleme yetkisine sahip.
5- Protokol MEB yönetmeliğine de aykırı, bir siyasi partinin gençlik örgütlenmesi hangi mesleki ve teknik eğitimi verecek, bu bir akıl tutulması?
6- MEB yönetmeliğinde kursların ihtiyaç doğrultusunda açılacağı yazılıdır. Burada bir ihtiyaç analizi yapılmadığı açıktır.
"YEMİNİNİZİN GEREĞİNİ YAPIN"
Hiçbir parti eğitim kurumlarında eğitim vermemelidir. 100 yıllık Cumhuriyet tarihinde böyle bir şey olmamıştır. Yusuf Tekin'in iktidar hırsının, iktidar paydaşı kurumlara şirin görünme çabasının ülkenin geleceğini karartmasına izin verilmemelidir. Türkiye'nin öğretmeni vardır ve bu eğeitim hiçbir formasyona olmayanlardan daha iyi yapacakları ortadadır.
Buradan bakanlığa, Cumhurbaşkanlığına sesleniyoruz, biz bu davayı açıyoruz ama dava sonucunu beklemeden derhal gereğini yapın.
Görevinizin ve yemininizin gereğini yapın.
MHP İl Başkanı, eski Ülkü Ocakları yöneticisini kaçırıp işkence yapmış
Kaynak:Haber Merkezi