Tuncer Bakırhan'dan yeni anayasa çağrısı: Gelecek yüz yılı birlikte inşa edelim

Tuncer Bakırhan'dan yeni anayasa çağrısı: Gelecek yüz yılı birlikte inşa edelim
DEM Parti grup toplantısında konuşan Tuncer Bakırhan yeni anayasa çağrısı yaptı. Bakırhan, "Demokratik ulus mutabakatıyla eşit, adil, demokratik bir anayasa yaparak gelecek yüz yılı birlikte inşa edelim" dedi.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin haftalık Meclis grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Kalp krizi ve ciddi bir ameliyat geçiren ve tedavisi yoğun bakımda süren Sırrı Süreyya Önder için "görülmemiş bir dayanışma ve sahiplenme ortaya çıktığını" söyleyen Bakırhan, "Sırrı Süreyya Önder'in birleştirici gücü barışın da ortak paydası oldu. Barışın şifası önce Sırrı arkadaşımıza, sonra bütün ülkeye yayılsın, umut büyüsün, yaşam büyüsün" dedi.

Abdullah Öcalan'ın "Yüksek bir tempoyla ve büyük bir moralle çalışmalarını sürdürdüğünü" aktaran Bakırhan, "İçinden geçtiğimiz bu kritik süreçte iki büyük adım şarttır: Birincisi sağlam bir hukuki zemin, ikincisi güçlü bir siyasi irade" dedi. Hem iktidara hem de muhalefete "Hasta tutsaklardan siyasi nedenlerle cezaevinde tutulanlara kadar cezaevlerinin boşalması Türkiye’ye rahat bir nefes aldıracaktır" çağrısında bulundu.

Yeni anayasa çağrısı da yapan Bakırhan, "Demokratik ulus mutabakatıyla, eşit, adil, demokratik bir anayasa yaparak gelecek yüz yılı birlikte inşa edelim" dedi.

Konuşmasına Kürt Gazeteciler Günü'nü kutlayarak başlayan Bakırhan, "Tüm özgür basın çalışanlarını Ape Musa şahsında kutluyor ve anıyorum" ifadelerini kullandı.

"ÖNDER İÇİN GÖRÜLMEMİŞ BİR DAYANIŞMA ORTAYA ÇIKTI"

Sırrı Süreyya Önder'in tedavi sürecine dair konuşan Bakırhan, "Geçtiğimiz hafta çok talihsiz bir olay yaşadık. Barış emekçisi Sayın Sırrı Süreyya Önder çok ciddi bir kalp krizi geçirdi. Hemen hastaneye kaldırıldı. Çok büyük bir operasyon geçirdi. 3 gün orada kaldık, arkadaşlarımız halen orada. Biliyorsunuz Önder, İmralı heyeti üyesiydi. Birçok rahatsızlığı bulunmasına rağmen asla çalışmalarından geri kalmadı. Kendisine, ailesine, bütün sevenlerine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Ben hayatımda böyle bir şey görmedim. İlk saatinden beri Türkiye'nin bütün renkleri hastane önündeydi. Bizi aradılar, ilgilendiler, gerçekten görülmemiş bir dayanışma, sahiplenme ortaya çıktı. Süreci başından beri takip eden, bizi arayan, soran, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a, ana muhalefet partisi başkanına, siyasi parti genel başkanlarına ve yöneticilerine teşekkürlerimi iletiyorum. Sayın Mesud Barzani şahsında yurt dışından arayanlara da teşekkür ediyorum. Tüm farklılıklarına rağmen insanlar Sırrı arkadaşımızın sağlık durumu sebebiyle ortak bir duyguda buluştular. Bu çok önemlidir. Sevgili Sırrı'nın sağlık durumununun birleştirici gücü aynı zamanda barışın da ortak payadası oldu. Sadece acıda, tasada değil, barış sürecini tartıştığımız bugünlerde de ortak duygu ve dayanışma içinde olmayı umuyoruz" dedi.

"BARIŞIN ŞİFASI ÖNCE SIRRI ARKADAŞIMIZA, SONRA BÜTÜN ÜLKEYE YAYILSIN"

Bakırhan, "Şifa dileğimiz yalnızca bir kalbin iyileşmesi için değil. Çatışmaların ürettiği bütün hastalıkların, bütün ötekileştirmelerin de iyileşmesini diliyoruz. Barışın şifası önce Sırrı arkadaşımıza, sonra bütün ülkeye yayılsın, umut büyüsün, yaşam büyüsün diyoruz" diye konuştu.

"BARIŞ VE DEMOKRATİK TOPLUM SÜRECİ TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK FIRSATIDIR"

Bakırhan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün Türkiye için barış ve demokratik toplum süreci sadece bir tercih değil bir zorunluluktur. Bu süreç Türkiye’nin en büyük şansı, en büyük fırsatıdır. Umarım bu fırsatı hep birlikte değerlendiririz. İç barışını sağlamış bir Türkiye, 85 milyon insanıyla küresel fırtınalara hazır olur. Bu barış dalgasını eğer elimizden kaçırır, ıskalarsak, emin olun 85 milyon olarak ekonomisinden demokrasisine kadar birçok ceremesini çekmek durumunda kalabiliriz. Unutmayalım; barış gecikirse ekmek küçülür, umut azalır, özgürlük daralır."

DÖRDÜNCÜ İMRALI GÖRÜŞMESİ

"Dün heyetimiz İmralı adasında Sayın Öcalan ile verimli, değerli, önemli bir görüşme gerçekleştirdiler. Görüşmenin önemli bir gündemi Önder'in sağlık durumu olmuştur. Sayın Öcalan, geçmiş olsun dileklerini iletmiş, üzüntülerini belirtmiştir. Ancak ivme kazanması gereken çözüm tartışmalarıyla sürecin genel değerlendirmesi de ele alınmıştır. Sayın Öcalan'ın yüksek bir tempoyla ve büyük bir moralle çalışmalarını sürdürdüğünü arkadaşlarımız bize ilettiler. Sayın Öcalan, önümüzdeki haftalarda sürece ivme kazandıracak gelişmelerin yaşanmasının herkesin ortak beklentisi olduğunu dile getirmiştir. Süreçten umutlu, önümüzdeki günlerde büyük bir ivme kazanacağını düşünüyor."

"İKİ BÜYÜK ADIM ATILMASI ŞARTTIR"

"İçinden geçtiğimiz bu kritik süreçte iki büyük adım şarttır: Birincisi sağlam bir hukuki zemin, ikincisi güçlü bir siyasi irade gerekiyor. Bu nedenle önümüzdeki günlerde Adalet Bakanı ile bir araya geleceğiz. Yalnızca Adalet Bakanı ile değil, Mecliste grubu bulunan siyasi partilerle temaslarımızı sürdüreceğiz."

"CEZAEVLERİNİN BOŞALMASI TÜRKİYE'YE RAHAT BİR NEFES ALDIRACAKTIR"

"İktidara da muhalefete de sesleniyoruz: Türkiye siyaseti artık normalleşmeli, barış süreci ivme kazanmalı ve devlet demokrasiye duyarlı bir hale gelmelidir. Başta infaz kanununda ve cezada adalet olmak üzere yasal düzenlemelerin yapılması, hasta tutsaklardan siyasi nedenlerle cezaevinde tutulanlara kadar cezaevlerinin boşalması Türkiye’ye rahat bir nefes aldıracaktır. Gelin, hep birlikte bu ülkenin yolunu açalım."

"GÖVDEMİZİ TAŞIN ALTINA KOYMAYA HAZIRIZ"

“Artık ret ve inkârı değil, sahici çözümü konuşmanın zamanı. Biz elimizi değil, gövdemizi taşın altına koymaya hazırız. Tecrit bir an önce ortadan kalkmalıdır. Sayın Öcalan'ın özgürce çalışabildiği, iletişim kurabildiği koşulların derhal sağlanması gerekiyor.”

YENİ ANAYASA ÇAĞRISI

"Nasıl ki sağlam bir çınar kökleriyle dimdik duruyorsa, bu ülke de köklerindeki çoğulculukla yeşerecek. Tarihsel korku ve önyargılardan çıkmak görev olarak önümüzde duruyor. Silahlar devreden çıkmalı. Sadece eldekiler değil, zihinlerde de bir silahsızlanma olmalı, ret ve inkar son bulmalı. Gelin, 23 Nisan’ın yapıcı ve ortaklaştırıcı ruhunu yeniden canlandıralım. Demokratik ulus mutabakatıyla eşit, adil, demokratik bir anayasa yaparak gelecek yüzyılı birlikte inşa edelim."