"O dönem ortaya çıktığında Sayın İhsan Kalkavan yönetici falan değildi, çok önce yöneticiliği bırakmıştı. Sene 98'de bırakmıştı, bu konuşmalar 2024'te yapılıyor. Sapla samanı karıştırmamak lazım. Hiçbir zaman, hiçbir FETÖ'cüyü sevinmedim. Zamanında ağabey dedik, 98 senesinde FETÖ falan bilmiyorduk, gençtik. Biz de 60 yaşında Beşiktaşlı olmadık. O da yanlış, onu da lanetliyorum. Onlar diyebiliyor mu? En yakınım olsa, onu da lanetlerim. Türkiye'ye kim ihanet etmişse, onu da lanetlerim. Beşiktaş herhangi bir FETÖ'cü varsa, onu da lanetliyorum. Hain kalkışmada birçok insanımız öldü. Bunları düşünmek lazım. 1998 yılı itibariyle İhsan Kalkavan, seçime girdi, kaybetti ve bir daha yönetimlerde olmadı."
"Burada konu camia değil. Galatasaraylı arkadaşlarım var. Herkes aynı takımı tutsa, milli takım kaybedince birini kızdırıyor muyuz, hayır ama rakibimizi yendiğimizde kızdırıyoruz. Biz Fenerbahçe'yi yendik, devreyi rahat bitirdik. Bizim için önemli bir galibiyetti. Aynı şey Fenerbahçe ve Galatasaray için de geçerli. Ezeli rakibini yeninde mutlu oluyor taraflar ancak 100 küsür senelik camiayı benim batırmam mümkün değil. Haddim ve hakkım değil. Bana yazanlar da oluyor. Yazışıyoruz. Hakaret olmadığında cevap veriyorum. Ama bazı arkadaşlar küfür, kıyamet. Benim orada her şeyim açık. Bunlar hoş şeyler değil, yüreğiniz varsa gerçek isminizle yazarsınız. Ben de size cevap veririm. Ama her şeyi vatan haini durumuna getirirseniz, bu haddi ve hakkı kimseye vermiyorum. Herkes mahkemede hesaplaşır. Buyursunlar mahkemeye versinler. En doğal haklarıdır. Saygıyla karşılıyorum. Ben de yasal hakkımı kullanırım. Kimsenin bana vatan haini deme hakkı yok, benim de yok. Bunu kabullenmem mümkün değil. Kimsenin ismini söylemedim. Orada yarası olanlar gocunur. Bu mantıkla yapılan şikayetler, mahkeme karar verir."