Diyanet'ten "etekli erkekler" benzetmesi: Kadınlar çalışmayı yaşam felsefesi haline getirmesin

Diyanet'ten "etekli erkekler" benzetmesi: Kadınlar çalışmayı yaşam felsefesi haline getirmesin
Diyanet'in dergisinde “Başarı, iş hayatına atılma, kariyer yapma olarak kabul görmeye başlayınca iyi bir annelik ve iyi bir eş olma anlamını kaybetmeye başlar" ifadesi yer aldı.

Diyanet’in Aile Dergisi’nde, iş yaşamında kariyerin kadınlar için başarı olarak kabul görmesiyle “İyi annelik” ifadesinin anlamını kaybettiği, erkeklerin kadınlaştığı ve “Etekli erkekler” benzetmeleri yapıldığı belirtildi.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nca yayımlanan Aile Dergisi’nin Mayıs sayısında, “Kaybolan Erkeklik Azalan Kadınlık” başlıklı bir yazı yayımlandı.

Yazıda, çalışan kadınlara ve kadınların çalışma yaşamına katılmasına yönelik ifadeler kullanıldı.

"Etekli erkekler"

Birgün'de yer alan habere göre; Diyanet’in Aile isimli dergisindeki yazıda “Günümüzde artık azalan ve kaybolan erkeklikten bahsedilir olmuştur. Hatta, ‘Etekli erkekler’ şeklinde benzetmeler bile yapılmaktadır” denildi. Yazıda, “Etekli erkekler” benzetmesinin yabana atılmaması gerektiği kaydedilerek, “Erkekler azalan erkeklik ve kaybolan otoriteleriyle âdeta kadınlaşırken kadınlar da kaybolan kadınlıklarıyla erkekleşmektedir. Modernitenin temellerini oluşturan pozitivizm, sekülarizm ve feminizm yeni bir dünyanın kuruluşunu beraberinde getirmiştir” ifadeleri kullanıldı.

"İyi annelik, iyi eş olmak anlamını kaybeder"

Yazının, çalışan kadınları hedef tahtasına oturan bölümünde ise şunlar kaydedildi:

“Başarı, ‘İş hayatına atılma, kariyer yapma ve sürekli ilerleme’ olarak kabul görmeye başlayınca iyi bir annelik, iyi evlatlar yetiştirme ve iyi bir eş olma anlamını kaybetmeye başlar. Artık evde oturan, çocuklarını büyüten, ailenin mutluluğunu temin etmeye çalışan kadının mutsuz bir yaşama mahkûm olduğu gibi bir düşünce peydahlanmıştır.

Elbette kadınlar iş hayatında yer almalı ve kariyer basamaklarında ilerleyebilmelidir. Ancak bu durum, yaşam felsefesi hâline gelince kaygı ve mutsuzluğu besleyici bir faktöre dönüşebilmektedir.”

Kaynak:Birgün