İmamoğlu "heybedeki turpun" adını açıkladı
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Saraçhane Başkanlık Binası Fuaye Salonu’nda yaptığı "Turpun Büyüğü" basın toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, Esenyurt Belediyesi, Beşiktaş Belediyesi ve İBB'ye yönelik soruşturma ve davalara yönelik açıklayacağını duyurduğu "hukuksuzluk" belgelerini paylaştı. "Yargının bağımsızlığı" üzerinden Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a yüklendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Grand Kartal Otel yangın faciasında sorumsuz davrandığını belirtip, "vicdansızlık" dedi.
Akın Gürlek soruşturması: Ekrem İmamoğlu ne zaman ifade verecek?
İmamoğlu'nun açıklamalarından bazı satır başları şöyle:
"Kartalkaya faciasında örtülü kalan her şey açığa kavuşturulmalı ve bu konuda hassasiyeti en üst seviyede bütün yetkili insanlarımız göstermeli. İnsanlar ailelerine ulaşma kaygısı yaşarken ve acıları derinden hissederken, tüm Türkiye yasta, yastayken yine ne yazık ki ilk anlarda bir kısım nifakçılar, daha önceki birçok olayda olduğu gibi burada da ortaya çıktı. Yetkilerin sahibi olmak için yanıp tutuşanların, iş sorumluluk almaya geldiğinde adeta adam asmaca oynamasını ise buradan kınıyorum. Bolu Belediye Başkanımız Sayın Tanju Özcan'a medya üzerinden hakaret edenleri, suçlu ilan edenleri ve yine bildik oyunlarla sorumluluklardan kaçma girişimlerini en üst perdeden kınıyorum. Tek başına gerçeklerin ortaya çıkması için çabalayan ve facia yaşandığı ilk andan itibaren, o ilk gününden itibaren durmaksızın çalışan Tanju Başkanımıza da buradan selam ve sevgilerimi iletiyorum. Kolaylıklar diliyorum.
"Selahattin Demirtaş ve Ümit Özdağ'ı selamlıyorum"
Yetkileri en geniş manada eline almaya çalışan hükümet ve mevcut anlayış sıra sorumluluk almaya gelince ne yazık ki ortadan kayboluyor. Siyasi parti genel başkanlarının tutuklanmasına Türkiye alışık. Selahattin Demirtaş 7 yılı aşkın bir süredir cezaevinde tutuluyor. Sayın Ümit Özdağ da tutuklandı. Bunlar ancak darbe döneminde yaşanan durumlardı. Yargı eliyle genel başkanların cezaevine atıldığı günleri kabul edemeyiz. Buradan hem Selahattin Demirtaş ve hem de Ümit Özdağ'a sevgilerimi ve saygılarımı gönderiyorum. Bu çağrıların adresi Erdoğan'dır.
Özgür Özel'den Zafer Partisi önünde açıklama: Ümit Özdağ'ın gözaltına alınmasına tepki
Facia esnasında AKP kongresinin devam edip, yangın faciası hakkında yanlış bilgi verilmesi kabul edilemez bir vicdansızlıktır. Kongrenin bitmesini bekleyen 4 bakan, siyasi hesap tamamlandıktan sonra bilgi vermiştir. Ülkemiz tek bir huzurlu gün geçiremiyor.
Yargı bağımsızdır cümlesine inanmayın. Vatandaşa sorun. Büyük kısmı kalmamış diyecektir. Belli amaçlar için atananlar yüzünden kanundan gelen güç hedef gözetiyor.
Genel başkanlar dahil hukuksuz şekilde içeri alınıyor. Buradan adalet bakanına sesleniyorum. Yargı bağımsız mı? Adalet Bakanı bunlara ne diyecek bakalım. Beylikdüzü Belediye başkanlığımda hakkımda dava açıldı. 7 yıl hapis ve siyasi yasakla yargılanıyorum. 11 Nisan'a ertelenen duruşma 826. gününde karara ulaşacak mı göreceğiz. Danıştay zaten karar vermişti. 5 yüksek yargıcın imzası var. Konuyu bilirkişiye emanet ettiler. Turpun büyüğünün adı: S.B. Bilirkişi. Muhasebe kökenli.
Demirtaş Grand Kartal Otel yangınını yazdı: Sorumlu yok, utanma yok, insanlık yok...
Turpun büyüğünün adı: S. B.
3 Temmuz 2022 günü bu bilirkişi raporunu sundu. Bu sıra dışı bilirkişi Danıştay'ın 5 yüksek yargıcının kararını doğru bulmamıştı. Ve yeni yazdığı raporla bu bilirkişi bu ihalede sorumluluğum olduğunu iddia etti. Bu ifadeler iddianameye de girdi.
Mahkeme bilirkişinin raporunu kabul etti. Danıştay'ın 5 yargıcı yerine Satılmış bey bilirkişisinin raporuna itimat edildi. Ben de itiraz ettim. Yeni rapor benim lehime çıktı. Mahkeme dedi ki: 2 rapor birbiriyle çelişiyor başka bir rapor yazılmalı. Yeni bilirkişi raporu da benim lehime çıktı. İhalede sorumluluğu olmadığı gibi yanlış bir işlem yapılmamış, kamuyu kara geçiren uygulama yapılmıştır.
8 bin bilirkişi arasında bize hep S.B'nin düşmesi tesadüf mü?
İmamoğlu davası yine ertelendi
Adam mahkemeyi aldatacak kadar cesur. Bu bilirkişinin ehliyetinin iptal edilmesi gerekirken S.B. ödüllendirildi. Yine bizimle ilgili.
Bilirkişi S.B'nin bize bir art niyeti var. 2 Şubat'ta İETT hakkındaki soruşturmaya yine S.B. atandı. Savcı yanıt vermeden 6 ay bekledi. Bilirkişi S. B., İETT aleyhine rapor hazırladı. İETT emekli sayıştay denetçilerinde oluşan gruptan rapor talep etti. Her raporunda bizi ve kurumlarımızı suçlayan S.B. y'e bir görev verildi.
Geçtiğimiz günlerde İSFALT firmamız için bir soruşturmaya yeterliliği olmadığı halde Satılmış Bey rapor düzenledi. Çok pratik. Bilimsel rapor Satılmış Bey'in raporunu yanlış buldu.
Beşiktaş ve Esenyurt'un ardından konunun İstanbul'a getirildiğini biz zaten biliyoruz.
Satılmış Bey bu kez İBB lehine karar veriyor. Edeplerini de utanma duygularını da kaybetmişler. Bunların hepsi çok büyük skandal. İstanbul'da kaç bilirkişi var diye sordum 8 bin küsür. Muhasebe alanında bin 891. Bize hep S.B.'nin düşmesi tesadüf mü?
Erdoğan Akın Gürlek'e arka çıktı: Kimse parmak sallamasın
"Sahte bilirkişi raporundan dosyası var mı yok mu?"
Göreve geldiğimizde geçtiğimiz dönemde yapılan usulsüzlüklerin tespiti için talimat verdim. Çok sayıda dosya bulundu. Teftiş yapamazsınız diye bakanlık el koydu. Çoğu yargıdan döndü. 2018 yılında İSPARK yapılan soruşturmada S.B. kusur yok raporu verdi. 2019 öncesi döneme karşı son derece nazik olan S.B. 2019 sonrasına şahin kesiliyor.
Neden hep S.B. tercih ediliyor? Kim anlatalım. Bayındırlık ve İskan Bakanlığından emekli. Bilirkişi olmuş. Çerkezköy, Tekirdağ'da soruşturmalara bakmış. Çok ünlü bir yargı mensubumuz da orada görev yaptı. S.B.'in Çorlu'da sahte bilirkişi raporu yazmaktan dosyası duruyor mu?
"Bir konu İmamoğlu'yla ilgili ise ALO S.B. yetişiyor"
Ortada büyük bir garabet var. İnsanların hayatını perişan edecek durumda. Bilirkişi S.B. en son Esenyurt ve Beşiktaş operasyonlarında. Bir konu İBB ve Ekrem İmamoğlu varsa Alo S.B. imdada yetişiyor.
Bu dosya 16 ihale dosyasıyla ilgili. Savcı yeni bir soruşturma numarası bile almadı. Öğrendik ki bu dosya için de bir bilirkişi ekibi kurulmuş. 3 kişiden biri tanıdık. Tabi ki S.B.
Ocak 2025 tarihli raporda Ahmet Özer'le ilgili, "Belediyeyi sevk ve idare görevini ihmal kapsamında değerlendirildiği..." 3 bilirkişinin yazdığı raporunda başkan suçlanıyor. Sayın bakan burayı iyi dinleyin. Bilirkişilerin 3 Ocak tarihli raporunun tüm mucizesi burada, bu raporda diğer 2 bilirkişinin imzası yok. Sadece S.B.'nin imzası var. Tüm yasalara aykırı bir durum var.
"Savcılık geçersiz rapor ile belediye başkanını tutuklatıyor, iddianame yok"
Savcılık bu raporu baz alıyor. Bilirkişi raporu ile operasyon yapılıyor. 2 bilirkişi hemen adliyeye gidiyor kendi raporlarını savcıya sunuyor. O raporun ilk sayfası burada. Şüpheliler arasında Ahmet Özer yok. Malum bilirkişinin raporuyla belediye başkanına tutuklama verildi. Gerçeklerle, kurallarla, yasalarla hareket etmiyor.
100 gündür iddianame yazamadıkları için dünyanın bütün günahlarını Ahmet Hoca'ya yıkmaya çalışıyorlar. Soruyorum savcıya, ihalede sorumluluğu olmadığı 2 bilirkişi raporunda da belirtilen bir beldeye başkanını nasıl tutuklarsın? Bunları duymanı ve bir adalet bakanı olarak hareket etmeni istiyorum. Umarım sizin boyunuzu aşan bir sorumluluk değildir. Sakın bana bağımsız yargı cümlesiyle tweet atmayın. Ama yapamayacaksınız. Gücünüz yetmez. Sözünüz İstanbul'da geçmez. Milletin bağlı olduğu hukuk kuralları değil, en üst yargıdan en uca kadar bir bağlılık var. Adliye koridorunda çınlayan o sesler: Bakan bize karışamaz.
Hukukun üstünlüğünü namus saymak lazım. Devletin dini adalet değil mi? Keşke beni yanıltsanız da özür dilesem.
"Yarın emin olun sizin de ayağınıza dolanacak"
Milletin verdiği yetkiyi yargı kumpaslarıyla hiç edemezsiniz haramdır.
Sayın Cumhurbaşkanı. Sizde böyle maharetli bilirkişi S.B.'ler oldukça siz de binlerce bilirkişi arasından nokta atış S.B. bilirkişisini bulan yargı mensupları oldukça bir davanın öncesinde ya da yürüyen sürecin öncesinde heybenizde büyük turplar taşıdığınızı düşünebilirsiniz.
Ne var ki sizin turp zannettikleriniz bu milletin gönlünde zerre yer etmez. Bağımsız yargıyı ve adalet sistemimizi ters düz etmek kumpaslarla siyasi istikballer için kullanmak sizden öncekilerin nasıl hatta sizin döneminizde bile bunu yapanların nasıl ayağına dolaştıysa yarın da emin olunuz ki sizin ayağınıza dolaşacak.
"Turpun büyüğü senin heybenden çıktı"
Milletin verdiği yetkiyi yargı kumpaslarıyla iç edemezsiniz. Haramdır, haramdır. Böyle yaparsanız millet size hakkım haram olsun der. Kul hakkı yemeyin, günahtır. Kul hakkı yiyen bunun bedelini bu dünyada da öbür dünyada da ödeyemez.
Sayın Cumhurbaşkanı, turpun büyüğü senin heybenden çıktı. Senin heybenden çıktı. Aslında işin çok kolay. Bu kadar heybe sırtında taşımana gerek yok. Bu kadar yük taşıyacağına, bu kadar yük taşıyacağına kendini sadece milletin sandıktaki vicdanına emanet ettiğin an rahatlayacaksın.
Yastığa başınızı koyduğunuzda huzurla uyumak kadar güzeli yoktur. Ben geceleri Allah'ıma bin şükür huzurla uyuyorum.
Rüyamda beni korkutacak bir kişi bile yok. Bunu huzurla uyuyamayan düşünsün. Allah size de nasip etsin. Bunu buradan özellikle temenni ediyor ve duayla diliyorum."
Kaynak:Haber merkezi